Karaciğer Hastalıklarında Beslenme İlkeleri
Karaciğer hastalıklarının ilerlemesini önlemede ve iyileşmesini kolaylaştırmanın temel anahtarı yeterli ve dengeli beslenmedir. Hastalığın çeşidi ve şiddetine göre organdaki bozuklukların derecesi de değişir. Karaciğer hastalıklarında beslenmede temel ilke; zedelenen ve yıkıma uğrayan karaciğer hücrelerinin yenilenmesini ve iyileşmesini hızlandırmak üzere enerji ve besin öğeleri ihtiyacım karşılamaktır.
Karaciğer hastalıklarında beslenme, hastalığın çeşidine ve şiddetine göre özel uygulamalar gerektirir. Hepatitis (karaciğer iltihabı), sarılık, siroz gibi hastalıkların ağır dönemlerinde ve karaciğer komasında, hastane bakımına alınan hasta doktor kontrolünde tutulur ve damardan beslenir. Hastanın enerji gereksinmesi karbonhidratla karşılanır. Karaciğerin früktozu glikoza göre daha kolay kullandığı sanıldığından früktoz yeğlenir: Früktoz yoksa glikoz kullanılır.
Hastanın enerji ihtiyacı dışardan karşılanmazsa, enerji için vücut yağlan ve doku proteinleri kullanılır. Zedelenmiş ve yıkıma uğramış karaciğer hücrelerinin yağı ve proteinleri kullanması ise zordur. Bu sebeple, enerji ihtiyacı karrşılanmayan hastanın durumu kötüleşif. Bu yüzden, komadaki ve ağır durumdaki karaciğer hastalarına protein ve yağ verilmez. Proteini ve yağı kısıtlı diyetlerde, enerji ihtiyacı şekerli meyve ve suları, bal ve nişasta gibi yiyeceklerle karşılanır. Proteini çok kısıtlı diyet uzun süre uygulanmaz. Zorunluluk olmadıkça, diyetin protein değeri normalin altına düşürülmez.
Ağızdan beslenebilecek hastaya, durumu düzeldikçe protein verilmeye başlanır, iyileşme derecesine göre, 15-20 gramdan bağlanarak günlük verilen protein miktarı 40 – 50 grama çıkarılır. Yağ, olabildiğince azaltılır. Bu hastalar için yağsız süttozundan yararlanılabilir. Ağır dönemi atlatan hastanın diyetindeki protein miktarı aşırı olmayacak derecede artırılır, yağ kısıtlaması biraz gevşetilerek günde 45 grama çıkarılabilir.
Karaciğer iltihabı ve öteki hastalıkların alevli döneminde hasta iştahsızdır. Yemek istemeyen hastaya sıvı diyet verilir ve enerji ihtiyacı karbonhidratla karşılanır. Bunun için; portakal suyu, limonata ve başka meyve sularına şeker eklenir. Hastaya, kısa aralıklarla günde 2,5 – 3,0 litre kadar şekerli sıvı verilir. Yavaş yavaş hastanın diyeti çeşitlendirilir.
Diyetin enerji değeri, hastayı normal ağırlığa getirecek ve bunu koruyacak şekilde ayarlanır. Diyet enerjisinin % 20-25′i yağlardan gelebilir. Hastanın; protein, tüm vitamin ve minerallere ihtiyacı karşılanır; sıvı ve elektrolit dengesi sağlanır. Sirozlu hastalarda ödem görülebilir. Ödemli hastaların diyetinde tuz kısıtlanır.
Karaciğer hastalıklarında beslenmede gözetilmesi gereken en önemli noktalardan biri, diyetteki protein miktarını hastanın durumuna göre ayarlamaktır. Diyetteki protein, iyileşmeyi hızlandıracak ve yetersizliğe kargı koruyacak, ancak metabolizma artıklarını zararlı olacak şekilde çoğaltmayacak miktarda olmalıdır. Aşın miktardaki proteinin zararlı olduğu belirtilmektedir. Karaciğer hastalıklarının ileri şekillerinde sinir sisteminde bozukluklar görülmekte ve komayla sonuçlanabilmektedir. Bu durumların oluşmasında; özellikle amonyağın ve bazı amino asitlerin yıkım ürünlerinin, ayrıca kısa karbon zincirli yağ asitlerinin önemli rolü olduğu bulunmuştur. Hastanın kanında çeşitli amino asitlerin de yetersiz olduğu belirlenmiştir. Hastaya; amonyak ve toksik etkisi olabilecek öteki amino asit metabolizma ürünlerini artırmayacak miktarda protein verilmesi önem taşımaktadır. Sinir sistemi bozukluk belirtilerine karşı korumak için, hastaya özel amino asit karışımlarının damardan ya da ağızdan verilmesinin yaran vurgulanmaktadır. Dışardan özel amino asit karışımının verilmesiyle; toksik etkisi olan artıkların oluşumu azaltılmış olmakta, öte yandan kandaki amino asit düzeyleri normale çıkarılarak protein yetersizliğine karşı korunmaktadır. Böylece, karaciğer ve öteki “dokularda protein yıkımı azaltılmış, hem de protein sentezi uyarılmış olmaktadır.
Süt ve peynirin, aynı miktarda azotlu madde içeren besinlere göre daha az amonyak oluşturucu etkisi olduğu ileri sürülmüştür. Bu sebeple, karaciğer hastalıklarında da, diyette süt ve ürünlerine yeterince yer verilmelidir.
Ağır durumda olmayan karaciğer hastalıklarında, özellikle bulaşıcı sanlıkta (enfeksiyöz hepatit) diyetin genel özellikleri şöyledir:
1. Yeterli Protein: Karaciğer hücrelerinin yenilenmesi, iyileşmenin hızlanması ve beslenme yetersizliğinin düzeltilmesi için diyette yeterli miktarda protein bulundurulur. Hastanın durumuna göre günde 60 – 80 gr. protein verilir. Bunun çoğunun yüksek kaliteli protein olması gerekir ve önemlidir.
2. Yüksek Karbonhidrat: Enerji ihtiyacını karşılamak”, verilen proteinlerin doku yapmıında kuUamlmasma yardımcı olmak için günlük diyette 300 – 400 gr. kadar karbonhidrat bulundurulabilir.
3. Orta Derecede Yağ: Fazla yağdan kaçınılır. Yeterli enerji sağlamak, yemekleri lezzetlendirerek hastanın yemesine yardımcı olmak için diyette orta derecede yağ bulundurulur. Hastanın durumuna göre günde 80-100 gr. yağ verilir. Vücutta kullanılması kolay olan süt, krema, tereyağı ve bitkisel sıvı yağlar yeğlenir.
Yağlı et, yağda kızartmalar, yağlı kuruyemişler ve çikolata gibi yiyecekler verilmez.
4. Yüksek Enerji: Hastayı normal kiloda tutmak’, kilo kaybı varsa bunu kazandırmak ve iyileşmeyi hızlandırmak için diyetin enerji değeri artırılır.
5. Yüksek Derecede Vitamin ve Mineral: Hastanın artan vitamin ve mineral ihtiyacı karşılanır. Diyette yeterli sıvı bulundurulur. Vücudunda şişme olan hastaların diyetinde tuz azaltılır.
6. İştah Açıcı Diyet: Yemekler, renk, görünüş, lezzet gibi yönleriyle iştah açıcı nitelikte hazırlanır. Tekdüzelikten kaçınılır. Yemekler uygun katkı maddeleri ile lezzetlendirilir. Ana ilkelerden ayrılmadan hastanın istek ve alışkanlıktan dikkate alınır. Öğünler sıklaştırılabilir. İştahsız hastalar için, uygun besinler karıştırılarak, aym hacimdeki yiyecek miktarının besin değeri artırılabilir.
7. Alkol yasaklanır.
Şifalı bitkilerle cilt bakımı ve güzellik kürleri. Ayrıca Uzmanlar tarafından Çeşitli kürler ve tavsiyeleri,Çocuk ve bebek sağlığı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Sistit, genellikle bir enfeksiyon sonucunda idrar kesesi (mesane)nin iltihaplanmasıdır .Prof.Dr.İbrahim Saraçoğlu Sistit için en faydalı ot...
-
Badminton , açık havanın olumsuz etkilerini önlemek amacıyla genellikle kapalı alanlarda oynanır. Kort 13.40 m uzunluğundadır. Genişlik tekl...
-
Kına Kleopatra zamanından bu yana saç boyamakta başarıyla kullanılagelmiştir. Her ne kadar zamanımızda kimyasal boyalar moda olmuşsa da, bir...
-
Bazı kimseler beden yapıları açısından veya bazı psikolojik ve sosyal sebeplerle şehvet arzularının azalmasını isteyebilirler. Dinimiz...
-
SEZARYEN Eskiden sonuçları anne için tehlikelerle dolu olduğundan çok ender başvurulan sezaryen, günümüzde ameliyat ye uyuşturma teknikler...
-
2009 yazının en moda saçları nasıl olacak? 2009 yazında dağınık topuzları, örgülü saçları, uzun kakülleri, dalgaları ve bukleleri göreceğiz....
-
Rektal kanama genelde tuvalet kağında veya dışkıda parlak kırmızı renginde kan ile kendini belli eder. Büyük abdestinizdeki koyu kırmızı re...
-
uzunluk: minimum 90 maksimum 120 m genişlik : minimum 45 maksimum 90 m uluslarası maçlarda, uzunluk: minimum 45 maksimum 90 m genişlik : m...
-
Böbrek taşını harekete geçiren kimyasal güç avakado yaprağında bulunan "Methhychavicol" dur. Avakado yaprağını kaynatarak elde ede...
-
Teninize uygun parfüm olduğu gibi burcunuza görede parfümünüz olduğunu biliyormusunuz...İşte burcunuza uygun parfümler SU GRUBU (Yengeç,Bal...
Uyarı
Bu site yayınlanan sağlık ile ilgili bilgiler , ziyaretçilerini bilgilendirmek amacıyla yayınlanmaktadır.
Burada yayınlanan yazıların tamamı bilgilendirme amaçlı olup, hiçbir şekilde hekim muayenesi ve konsültasyonunun yerine konulmamalı, hastalık ve diğer sorunlara yönelik teşhis ve tedavi amaçlı olarak kullanılmamalıdır.
Sağlığınızla ilgili acil durumlarda, bekleme süresi sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebileceği için, zaman geçirmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmanızı öneririz.
Genel Kişisel Web
Genel Kişisel Web
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder