Kadın olma gereği
Bir evliliğin başarısı, mutluluğu erkekten çok kadının davranışlarına bağlıdır. Erkek, evlilik hayatına genellikle kolay uyum sağlar. Zira, erkek evlilikte huzur arar. Vasat erkek tipi, evlendikten sonra daha çok mesleğinde, işinde ilerlemek, yükselmek ister.
Kadının daha geniş bir hayal gücü vardır. Eleştirici duyguları da çok gelişmiştir. Hayatın tek düzeliğim daha çok hisseder. Sadece ev kadını olan, dışarıda bir işi, mesleği olmayan kadının hayatı daha bir tek düzedir. Ev kadınlığı kadının önünde öyle geniş ufuklar açmaz. Erkeğin bir mesleği vardır. Mesleğinde başarılı olmak, bir yere gelmek için çaba harcar. Bu da hayatını renklendirir. Ev kadını ise böyle bir imkândan yoksundur. Bu durumda eşinin işini kıskanması da tabii sayılabilir. Zira, eşi kendisinin yapamadığım yapabilmektedir. Meslek sahibi kadın, bu noktada avantajlıdır. Mesleğinde tatmin olma imkânı olduğundan kocasından pek fazla şey beklemez. Daha az eleştirici olur. Kocasını daha iyi anlar, daha bir sorumluluk duygusuyla davranır.
Şimdi de çalışan kadın üzerinde duralım. Ancak, önce kendi isteğiyle çalışanla, ekonomik sebeplerden dolayı çalışmak zorunda olan kadınlar arasında bir ayırım yapalım. Zira, kadın istemeyerek, sırf aile bütçesine katkıda bulunmak için çalışıyorsa, işi kendisi için bir avantaj bir doyum vesilesi olmaktan çıkabilir.
Çoğu zaman, evlenmeden önce, ailesinin bütçesine katkıda bulunmak için çalışan kadın, evlendikten sonra da çalışmaya devam eder. Genellikle problem daha işin başında çözümlenmiş olmv Kadının da katkıda bulunması halinde aile bütçesinin genişleyeceği, ekonomik durumun düzeleceği ortadadır. Ancak, kadın işini sevmiyorsa, daha fazla gelirin kendisine getireceği avantajları bir kenara iterek ev kadını olmayı tercih ede çektir.
Çalışan kadınların çoğu ekonomik bir biçimde Heyecanlandırma duygusundan öğüs gerebilme kabiliyeti, hep bu” şimdiyi düşünme belki de erkeğin bütünleşmesindeki en büyük etkendir. Bir ailede eşlerin her ikisi de çalışıyorsa, günlük hayatın gereklerim de birlikte yerine getirmeleri gerekir. Bu durumdan ötürü, ne erkek kendisini küçük görmeli, ne de kadın görevlerimi tam olarak yerine getiremiyorum diye üzülmelidir. Bir de, varolmaktan, yaşama sevincinden doğan, mutluluğun getirdiği olumlu alışkanlıklar vardır. Bu olumlu ll kadın yaratır. Annelik içgüdüsüyle kadın farkında olmadan etrafında sıcak ve güvenli bir atmosfer yaratır.
Arada meslekî rekabetler .yoksa çalışan kadının kocasının isme jiüşmanlık duyması, başarısını kıskanması çok zordur. Aksine, çalışan kadın eşinin, işinde karşılaşabileceği zorluklan, işinin gereklerini daha iyi anlar. Ancak, bu durumda, eşler için bir tehlike gizli olabilir. Bir noktadan sonra eşler birbirlerini kan kocadan ziyade arkadaş olarak görebilirler. “Biz” yerine birbirleriyle iyi anlaşan iki ayrı “ben” yaratabilirler. Bazüan bunda bir kötülük olmadığını, çiftlerin için çalıştıklarım söylerler. Bu noktadan yola fikiMigiTiHn, eşler arasında bir rekb dlk dğbili Ak bi
ekonomik bflkimriftp özgür olma isteğinin gfol» de olsa bir düşmanlık hissine sebep olabileceğine inanmıyoruz. Ancak, karı-koca bir büro, bir fabrika, bir acente ya da herhangi bir iş yerini birlikte yönettikleri takdirde, aralarında gizli bir rekabet doğabilir. Bu durumda, en doğru yol, eşler arasında iş bölümü yapmaktır. Ya da daha işin başında ikisinden birine daha fazla yetki verilmelidir.
Bugün, ideal kadın konusunda, uzmanlar arasında bile büyük fikir ayrılıkları vardır. Günümüz İcabım, geçmiş çağların, hatta geçen yüzyılın kadınından bile çok farkhdır. Bu yüzden kadını geçmiş çağlardaki haliyle değil, bugünkü haliyle ele almak gerekir.
Kadın psikolojisi üzerine yapılan derin araştırmalar çok önemli bir gerçeği ortaya çıkarmıştır! Kadın, içinde bulunduğu an için yaşamaktadır. Bu davranışın kökeninde de annelik duygusu yeral-maktadır. Anne için en önemli şey o andaki hayatıdır. Kadına zarar verebilecek her şeyi reddeder Gelecekte faydalı olabilecek şeyleri bile o anda onu üzecek diye istemez. Sözgelimi, birçok anne, çocuğuna aşı, iğne yaptırırken adeta zorlanır. Erkek ise, gelecek için yaşamaktadır. Baba, çocuğunun o nndffi” halinden çok, geleceği için endişelenir. Bu yüzden de hastalıklarına annesi kadar çok önem yermez. Çocuk ancak, muhakeme edebilmeye, birtakım şeyleri kavramaya başladığı zaman onunla ilgilenmeye başlar. Çünkü ancak o zaman çocuğunu yarının büyüğü olarak görebilir. Kadının ani olaylara kararlı bir biçimde Heyecanlanma duygusundan göğüs gerebilme kabiliyeti vardır. Bir ailede eşlerin her ikisi de çalışıyorsa, günlük hayatın gereklerim de birlikte yerine getirmeleri gerekir. Bu durumdan ötürü, ne erkek kendisini küçük görmeli, ne de kadın görevlerimi tam olarak yerine getiremiyorum diye üzülmelidir. Bir de, varolmaktan, yaşama sevincinden doğan, mutluluğun getirdiği olumlu alışkanlıklar vardır. Bu olumluluğu kadın yaratır. Bugünü olumlu «hakanlıklar yaratamaz. Annelik içgüdüsüyle kadın farkında olmadan etrafında sıcak ve güvenli bir atmosfer yaratır.
Arada meslekî rekabetler .yoksa çalışan kadının kocasının isme jiüşmanlık duyması, başarısını kıskanması çok zordur. Aksine, çalışan kadın eşinin, işinde karşılaşabileceği zorluklan, işinin gereklerini daha iyi anlar. Ancak, bu durumda, eşler için bir tehlike gizli olabilir. Bir noktadan sonra eşler birbirlerini kan kocadan ziyade arkadaş olarak görebilirler. “Biz” yerine birbirleriyle iyi anlaşan iki ayrı “ben” yaratabilirler.
Arkadaşlık ilişkisinin kalıcı olması pek ender rastlanan bir durumdur. Evlilikte eşlerin yalnızca arkadaş olması yeterli değildir. Evlilikte erkek ve kadın birbirlerini tamamlamalıdırlar. Ancak sadece arkadaşlık ilişkisiyle evlilikte gerekli bir bütünleşme sağlanamaz. Eşler, farkında bile olmadan susarlar. Bu da yüzeysel bir anlaşma gnriintirpti sağlar. Arkadaş ilişkisi ağır basar çiftler genellikle iki ayn hayat yaşarlar. Birbirlerinden ayrı çevrelere girerler, ayn arkadaşlar edinirler, öyle bir an gelir ki, birbirlerinden çok uzaklaşmış, adeta yabana gibi hissederler.
Anne babanın birbirleriyle sadece iki arkadaş gibi olmasını çocuklar kayıtsızlıkla karşılayacaklardır.
Evinde, rahat, huzurlu bir ortam yaratamayan kadın, elinde bunu yapacak imkânları varsa, eksik bir kadındır. Tam kadın olmak, evi ayna gibi pırıl pırıl yapmak demek değildir. Aksine, her şeyin fazla düzenli olması da bir yerde huzursuzluk rahatsızlık yaratabilir. Kadın, etrafına huzur ve güven vermelidir. Kocası ve çocukları eve gelmiş olmaktan dolayı mutluluk duymalıdır. Bu bir yerde geleceğin temelidir. Zira, çocukluklarını rahat, güvenli ortamlarda geçiren insanlar hayatın zorlukları karşısında mücadele edecek gücü bulurlar. Ancak, kadın evin içinde rahat ve huzurlu bir ortam yaratırken kendi ihtiyaçlarım da unutmamalıdır. Evde huzur, birtakım fedakârlıklarla sağlanmamalıdır. Bizi yaparken “ben” tamamen yok olmamalı, boyunduruk altına girmemelidir. Çoğu zaman, kadın, aile bütçesine katkıda bulunmak düşüncesiyle bir takım fedakârlıklar yapar. Kendi ihtiyaçlarını ihmal eder. Birkaç yıl sonra evliliği boyunca bir köle hayatı yaşadığım düşünmeye başlar. Bunun sorumlusu olarak da kocasını görür, sa, bu durumunun tek sorumlusu kendisidir. Psikologlar bu konuyla ilgili olarak hayli ilgi çekici gözlemlerde bulunmuşlardır. Söz gelimi, kadınların kendilerini tamamen ev işlerine vermelerinin, kocalarına karşı besledikleri düşmanlık veya rekabet hissinden kaynaklandığım iddia etmektedirler. Sonunda kadın, bu hale gelmesinin bütün sorumluluğunu kocasına yükleyerek öfkesini haklı çıkarmaya çalışmaktadır. Gerçekten de, yıllarca her şeye boyun eğip, her türlü sıkıntıya katlanıp, bir gün yaptığı fedakarlıkları kocasının yüzüne vuran kadın hiç de az değildir. Her ev kadının bir meşgalesi, sevdiği, zevkle yaptığı bir faaliyeti olmalıdır. Boş zamanlarında kitap okuyabilir, müzik dinleyebilir, resim, seramik yapıp, fotoğraf çekebilir. Ya da sanat tarihi, çiçek bakımı, örgü, nakış gibi konularla ilgilenebilir.
Ev kadının kocasının başarısına ihtiyacı vardır. Üçüncü şahısların yanında kocasının meziyetlerini övse bile, yalnızken, işinde girişimlerde bulunmamakla, işverenlerine veya müşterilerine kendisini yeterince kanıtlayamamakla, işinde ilerleyememek vb. suçlar. Kadının bu şekilde davranması normaldir. Karısının bu şekilde davranması, erkek için sıkıcı olsa bile, olumlu bir davranıştır. Zira, onu başardı olmaya teşvik eder. Ancak kimi zaman, kadın daha başka sebeplerin de etkisiyle, yaşadığı hayattan memnun olmadığı için de böyle davranabilir.
Kendi hayal kırıklıklarının sorumlusu olarak kocasını görmekte ve onun hayatını zorlaştırmak istemektedir.
Ancak kadının tek düze kötü bir hayat yaşamasının sorumlusu her zaman erkek değildir. Kendine uğraşlar edinmeyen, kişiliğini korumayı bilmeyen, tek görevinin evini düzenli tutmak olduğunu düşünen bir kadın kendisine imkân tanımadığı için kocasını suçlamakta haksızdır.
Günümüzde, kanunî olarak kadın erkek eşitliği sağlanmıştır. Kadın ve erkek kanunlar önünde aynı haklara sahiptir. Kadın da erkeğin yararlandığı eğitim imkânlarından yararlanabilmekte, erkekle aynı kültürü alabilmektedir.
Her alanda kendisini göstermesi, başarılı olabilmesi için, hemen de hiçbir kanunî engelyoktur .Ne var ki,uygulamada yerleşmiş inançlar, gelenek ve görenekler azalarak da olsa etkilerini sürdürmektedir.
Şifalı bitkilerle cilt bakımı ve güzellik kürleri. Ayrıca Uzmanlar tarafından Çeşitli kürler ve tavsiyeleri,Çocuk ve bebek sağlığı
25 Temmuz 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Sistit, genellikle bir enfeksiyon sonucunda idrar kesesi (mesane)nin iltihaplanmasıdır .Prof.Dr.İbrahim Saraçoğlu Sistit için en faydalı ot...
-
Badminton , açık havanın olumsuz etkilerini önlemek amacıyla genellikle kapalı alanlarda oynanır. Kort 13.40 m uzunluğundadır. Genişlik tekl...
-
Kına Kleopatra zamanından bu yana saç boyamakta başarıyla kullanılagelmiştir. Her ne kadar zamanımızda kimyasal boyalar moda olmuşsa da, bir...
-
Bazı kimseler beden yapıları açısından veya bazı psikolojik ve sosyal sebeplerle şehvet arzularının azalmasını isteyebilirler. Dinimiz...
-
SEZARYEN Eskiden sonuçları anne için tehlikelerle dolu olduğundan çok ender başvurulan sezaryen, günümüzde ameliyat ye uyuşturma teknikler...
-
2009 yazının en moda saçları nasıl olacak? 2009 yazında dağınık topuzları, örgülü saçları, uzun kakülleri, dalgaları ve bukleleri göreceğiz....
-
Rektal kanama genelde tuvalet kağında veya dışkıda parlak kırmızı renginde kan ile kendini belli eder. Büyük abdestinizdeki koyu kırmızı re...
-
uzunluk: minimum 90 maksimum 120 m genişlik : minimum 45 maksimum 90 m uluslarası maçlarda, uzunluk: minimum 45 maksimum 90 m genişlik : m...
-
Böbrek taşını harekete geçiren kimyasal güç avakado yaprağında bulunan "Methhychavicol" dur. Avakado yaprağını kaynatarak elde ede...
-
Teninize uygun parfüm olduğu gibi burcunuza görede parfümünüz olduğunu biliyormusunuz...İşte burcunuza uygun parfümler SU GRUBU (Yengeç,Bal...
Uyarı
Bu site yayınlanan sağlık ile ilgili bilgiler , ziyaretçilerini bilgilendirmek amacıyla yayınlanmaktadır.
Burada yayınlanan yazıların tamamı bilgilendirme amaçlı olup, hiçbir şekilde hekim muayenesi ve konsültasyonunun yerine konulmamalı, hastalık ve diğer sorunlara yönelik teşhis ve tedavi amaçlı olarak kullanılmamalıdır.
Sağlığınızla ilgili acil durumlarda, bekleme süresi sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebileceği için, zaman geçirmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmanızı öneririz.
Genel Kişisel Web
Genel Kişisel Web
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder