29 Mart 2010 Pazartesi

Bebeklerde İnek Sütü Tüketimi

Bebeklerde İnek Sütü Tüketimi



Bebeklerde inek sütü kullanımı, inek sütü, inek sutu, bebeklere inek sütü, bebeklerde inek sütü…

İnek sütü ile anne sütünün bileşimleri farklıdır.İnek sütünün renal solüt yükü anne sütünden 3 kez daha fazladır. Bu nedenle hayatın ilk üç ayında inek sütü sulandırılmadan bebeğe verilmemelidir.Kazein inek sütünde, albumin, globulin anne sütünde fazladır.



Elzem amino asit içerikleri farklıdır. Anne sütündeki kalsiyum oranı inek sütüne göre azdır, ancak anne sütündeki kalsiyumun emilimi yüksek olduğundan, kana geçen kalsiyum oranı inek sütüne göre yüksektir.Anne sütündeki kalsiyum daha kolay emilir. İnek sütü proteinlerinin allerjik etkileri vardır.Anne sütünde infeksiyona karşı direnci artıran immünglobilinler vardır. Bebekleri gastroenteritten koruyucu etmenler vardır.



Emziren annelerde meme kanseri daha az görülür. Emzirme, anne ile bebek arasında iletişim sağlar. Anne sütü ekonomiktir.Hazırlama ve saklama gerektirmez. Her koşulda verilebilir.İnsan sütündeki vitamin düzeyleri annede bir yetersizlik yoksa hemen her zaman çocuğun gereksinimlerini karşılayacak durumdadır. İnsan sütündeki A ve C vitamini düzeyleri inek sütündekinden fazladır.


Sulandırılmamış inek sütü ile beslenen bebeklerde aşırı fosfor yükü nedeni ile genellikle birinci haftadan sonra hipokalsemik tetani gelişebilir.
İnek sütünü sulandırmaktaki neden, sindirimi zor olan kazeini azaltmaktır. Bu nedenle ancak 3-4 aydan sonra sulandırılmadan verilir. İnek sütü alan bebeklerin böbrekleri,aldıkları besin nedeniyle oluşan madensel yükü (solüt yükü) atmakta zorluk çekebilirler. Bu nedenle bebeğe ayrıca su verilmesi gerekebilir.
İnek Sütü Alerjisi
Gerçek alerji bir gıdadaki proteine olan tepkidir. Örneğin, vücudun karşıt maddeler üretimini içerir. İnek sütü allerjisi, bağışıklık sisteminin inek sütünde bulunan iki süt proteinini kabul etmemesinden kaynaklanmaktadır. Bunlar, alfalaktalbumin ve betalaktaglobulin adlı proteinler.Süt alerjisine çok nadir rastlanır ve sadece küçük çocukları etkiler, bu etki genelde beş yaşından sonra biter.Gerçek ve doğru tanı ancak testler yoluyla yapılabilir.
Genellikle bir çeşit mide rahatsızlığı ile başlar. Eğer çocuğunuzun süte alerjisi olduğundan şüpheleniyorsanız çocuğunuzun diyetini değiştirmeden önce sağlık danışmanınızla veya doktorunuzla görüşünüz.
Bazı uzmanlar hiçbir süt ürününü bebeğe yedirmezken, bazıları ancak keçisütü ve keçi sütünden yapılmış ürünlere izin vermekteler.Gerçek süt alerjisi 1/100 sıklığında görülür.
Süt alerjisinden şüpheleniyorsanız, doktorunuzla konuşun, ailede alerji hikayesi olup olmadığından bahsedin.
Aşağıdaki belirtiler görüldüğünde mutlaka doktorunuza haber verin.
Solunum zorluğu
Morarma
Soluk ve halsiz
Başta ve boyunda şişme
Kanlı ishal
Süt alerjisini önlemenin en iyi yolu, bebeği olabildiğince uzun süre anne sütüyle beslemektir. Anne sütü alanların çok azında süt alerjisi gelişir. Ek gıdalara geçildiğinde her yeni besini 1-2 hafta aralarla tanıştırmalı ve alerji belirtilerine dikkat etmelisiniz.

10 Aylık Bebek Beslenmesi

10 Aylık Bebek Beslenmesi



Örnek Menü….

06:00 – 06:30 Anne sütü



08:00 – 09:00 Kahvaltı1 çay bardağı meyva suyu (evde yapılmış) Yarım yumurta sarısı, 1 tatlı kaşığı peynir, 1tatlı kaşığı yağ, 1 tatlı kaşığı reçel veya pekmez, 4-5 bisküvi
12:00- 13:00 1 kase kıymalı veya tavuk etli sebze püresi+ anne sütü
16:00- 16:30 ikindi 1 kase yoğurt + yarım meyvanın püresi veya bisküvi
19:30- 20:30 Akşam 1 kase muhallebi + anne sütü

0-4 Bebek Beslenmesi

0-4 Bebek Beslenmesi


0-4 Aylık Bebek Beslenmesi…Hayatın ilk yıllarında gelişim hızı büyük bir hız gösterdiğinden enerji ve diğer unsurlarına olan ihtiyaç vücut kitlesine göre gayet yüksektir.

0-4 ay arası bebek beslenmesinde bebek için gerekli besin maddelerini uygun bir biçimde içerdiği için anne sütü uygun bir besindir.

Anne sütü, ideal olan 3 saatte bir verilmesi iken, pratikte bunu uygulamak zordur. Bebek istedikçe anne sütü verilebilir.

Bu aylarda anne sütüyle birlikte verilen ek besinler bebeğin anne sütünden yeterince yararlanmasını engeller. 0 4 ay arası anne sütü yeterli geliyorsa bebeğe su da dahil olmak üzere hiç bir ek gıda verilmesine gerek yoktur. Eğer ishal gibi mutlaka su verilmesi gereken bir durum söz konusuysa kaynatılmış su veriniz.

Doktor önerisi ile D Vitamini verilebilir. Bebek her ağladığında ve istediğinde emzirilmelidir.



Anne sütü yoksa, verilemiyorsa ya da yetersizse bebeğinizin beslenmesi mutlaka doktorunuzun önerdiği anne sütüne yakınlaştırılmış bir biberon maması ile desteklenmelidir. Bu biberon mamasını aşağıdaki tablo çerçevesinde kullanmalısınız. Biberon maması seçiminde bebeğin bağışıklık sistemini güçlendiren ve sindirim sistemini düzenleyen “prebiyotik lif” içerenler tercih edilmelidir.

Anne sütü ve/veya biberon maması ile beslenen bir bebeğin ilk 4 ay başka hiçbir ek besine ihtiyacı yoktur. Ancak sindirim sisteminin tam olgunlaşmamış olması nedeniyle bebeklerde bu aylarda sıkça gaz sancısı görülür. Bu hem bebeği hem de ailesini huzursuz edebilir. Bu gibi durumlarda hem gaz sancısını hafifletmek hem de rahat uyutabilmek için bebekler için özel olarak hazırlanmış bitki (rezene, papatya gibi) çaylarını bebeğinizin beslenmesine engel olmayacak şekilde, beslenme aralarında istenilen sıklık ve miktarlarda verebilirsiniz

1 aylık bebek beslenmesi, 2 aylık bebek beslenmesi, 3 aylık bebek beslenmesi, 4 aylık bebek beslenmesi

Anne Sütü Yapan Yiyecekler

Anne Sütü Yapan Yiyecekler


Anne sütü yapan yiyecekler,Anne sütünün arttırmanın yolları, anne sütü yapan besinler…Emzirme döneminde sağladığınız sütteki enerjinin büyük bir kısmı, yediklerinizden karşılanıyor.

Aldığınız tüm enerji tam olarak süt enerjisine dönüşmüyor, çünkü vücut dokuları da bir miktar enerjiyi emiyor.

Sağlıklı bir annenin günde ortalama 700–800 ml süt salgıladığı esas alındığında, emzirme döneminde günlük ortalama ekstradan enerji gereksinimi 750 kaloriyi buluyor. Bu miktarın 500 kalorisi yediklerinizden sağlanırken, 250 kalorisi hamilelikte depoladığınız yağlardan karşılanıyor. Bu da emzirme sırasında aldığınız fazla kiloların, enerjiye daha hızlı dönüşmesine katkıda bulunuyor.

International Hospital Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilem İrkin ve Acıbadem Kadıköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak, anne sütünü arttırma ve anne sütü yapan besinler konusunda şu önerilerde bulundu:

- Hızlı kilo vermeyi vadeden diyet ve ilaçları uygulamayın.
- Sütünüzü arttıran en önemli besin sudur. Günde en az 2,5 – 3 litre su içmelisiniz, çünkü sütün önemli bir kısmı sudur.
- Kalsiyumdan zengini olan süt, yoğurt ve peyniri düzenli olarak tüketmelisiniz. Her gün 1 adet yumurta veya 1 porsiyon etli sebze veya kurubaklagil yemeği yemeye özen göstermelisiniz.
- A Vitamininden zengin havuç, yeşil yapraklı sebzeler, kayısı gibi besinleri, beslenme programınızda sık bulundurmalısınız.
- Vitaminlerin zengin bir kaynağı olan taze sebze ve meyveleri her gün düzenli olarak tüketmelisiniz.
- Yediğiniz yiyeceklerin besleyici değerini korumak ve özellikle anemiyi (kansızlığı) önlemeniz açısından, yemeklerinizle birlikte çay içmemelisiniz.

Annelerin değişik dönemlerdeki günlük enerji ve besin öğelerini karşılamak üzere temel besin gruplarından almaları gereken miktarlar:
Besin Grupları Normal Yaşam (gr) Gebelik İçin Ek(gr) Laktasyon İçin Ek(gr) 1. Et, balık, tavuk, yumurta, kuru baklagiller 140-160 50 50 2. Süt, yoğurt, peynir, çökelek 250-350 250 250 3.Taze sebze ve meyveler 400-600 200 200 4. Tahıllar ekmek, bulgur, pirinç 200-300 - 100 5. Yağ ve tatlılar - - - Yağ 30-35 - 5 Şeker ve Tatlılar 30-50 - 5

Anne sütünü arttırmak için beslenme programınızda yer alması gereken temel besin grupları ve içerikleri:

Süt ve süt grubu:



- Süt
- Yoğurt
- Peynir
- Ayran
- Et ve et grubu
- Et
- Tavuk
- Balık
- Yumurta
- Sakatatlar
- Kuru baklagiller
- Ekmek ve ekmek yerine geçen grubu
- Ekmek
- Tahıllar (mısır, buğday, çavdar, yulaf )
- Makarna
- Pirinç
- Bulgur
- Çorbalar
- Un ve undan yapılmış yiyecekler
- Sebze ve meyve grubu
- Tüm sebze ve meyveler bu grup içerisindekiler
- Yağ grubu
- Zeytin
- Yağlı Tohumlar ve yağı (ceviz, fındık, badem, susam v.b)
- Bitkisel sıvı yağlar ( mısırözü, ayçiçek, soya, pamuk v.b)
- Margarin
- Tereyağı
- Hayvansal yağlar ( iç yağı, kuyruk yağı)

MEYVELI PRENSES TATLISI

MALZEMELER (6 kişilik)

1 adet muz
2 adet şeftali
15 adet vişne
10 yemek kaşığı irmik
3 yemek kaşığı nişasta
5 su bardağı süt
1 su bardağı toz şeker

HAZIRLANIŞI:

Şeftalileri soyduktan sonra dilimleyin. Küçük bir tencereye alın, 1 çay bardağı su ve bir çorba kaşığı toz şeker ekleyip 4 dakika kadar pişirin. Çukur bir tencerede mısır nişastası, tozşeker, irmik ve sütü kaynayıncaya kadar karıştırarak pişirin. Kaynadıktan sonra düz bir kalıba dökün, soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra üzerini muz, vişne ve şeftali dilimleri ile süsleyin.

anne sütü arttırma, anne sütü arttırıcı, anne sütü arttıran, anne sütü nasıl arttırılır, anne sütü nasıl çoğalır, anne sütünü arttırma

27 Mart 2010 Cumartesi

Fiat 500 to get 0.9-liter Turbocharged Two-Cylinder Engine in 2010


We just got our hands on the Fiat Group's refreshed product plan for 2010 and 2011 that was introduced by the firm's CEO Sergio Marchionne in Rome today. We'll bring you the full monty later on but here's a taster of what the company is planning to launch into the market.

Next year will see the arrival of Fiat's long anticipated New Small Gasoline Engine that will make its premiere on the 500 mini. The innovative 0.9-liter twin-cylinder gasoline engine features turbocharging and Fiat's Multiair technology that controls the intake valves, depending on the horsepower needed.

Citroen Hypnos Hybri


The Citroen Hypnos Hybrid concept, which debuted during the 2008 Paris Motor Show, may look plain on the outside but prepare for the mind and eye-boggling psychedelic interiors. This is one quirky auto with jewel-like seats and a double-helix center station styled like a DNA adorning the interior.
The Citroen Hypnos Hybrid concept is powered by a 50-mpg hybrid powertrain producing 200 horsepower. The psychedelic concept car should not come as a surprise considering that it carries a name identified in the Hellenic mythology as Hypnos the god of sleep. But as to whether or not this is a foreboding that the car will be a sleeper once it reaches production version has not been confirmed. The manufacturer or maybe the one who named this Citroen would have done better naming the car with a little more research since he would discover that Hypnos had four sons one of whom is named Morpheus or the god of dreams—this would have been more appropriate.

While the design and the name remain highly debatable the Citroen Hypnos Hybrid is a certified fuel-efficient auto with a low fuel consumption of 4.5 liter per 100 kilometer. It is also environment-friendly with just 120 g/km of CO2 emissions.

Officially Official: 2011 BMW 5 Series Touring


Just as the new sixth-generation BMW 5 Series sedan goes on sale in Europe, a new station wagon variant has been unveiled. Like past editions of the 5 Series Touring, this one is essentially the same as the sedan, only with the roof extending straight back to enclose a substantially larger cargo area.

All of the fancy new technology that we've already seen in the 5 Series Gran Turismo and sedan is carried over into the Touring. That includes the driver assistance systems like the surround-view cameras and parking assist. Underhood, BMW's twin-turbo 4.4-liter V8 won't be available at launch, but a selection of gas and diesel four- and six cylinder engines will be offered. The range-topping 535i is powered by the new 300-horsepower 3.0-liter N55 twin-scroll turbo direct-injected inline-six.

Single-turbo versions of the 2.0-liter inline-four and 3.0-liter inline-six diesels are also available with 184 hp and 245 hp respectively. The four-cylinder 520d Touring gets an EU combined fuel economy rating of 45.2 miles per gallon (U.S.) with the 530d also scoring an impressive 36.8 mpg.

Unfortunately, it seems extremely unlikely that we will ever get to see any of these handsome new wagons given Americans' ongoing aversion to this body style. We'll just be forced to make do with the homelier-looking 5 Series Gran Turismo. Click past the jump to check out new video footage of the 5 series Touring.

Pics Aplenty: TAG Heuer Tesla Roadster hits the road


Following the unveiling of the TAG Heuer Roadster Sport at the Geneva Motor Show last week, Tesla has released a large batch of new photos of the one-off electric sports car. The new shots show the car, which was prepared to celebrate the 150th anniversary of the Swiss watchmaker, out on the road.

Officially Official: Lotus, Cosworth back in the IndyCar series



Saturday, March 27, 2010
Chrysler's upcoming 6.4L V8 only for SRT, not for Ram?
2010 Dodge Challenger SRT8

Back in November, during Chrysler's seemingly endless business plan presentation, Ram trucks chief Fred Diaz told the captive media audience that the new 6.4-liter Hemi gasoline V8 would likely appear in Ram's heavy duty trucks. Fast forward to today, however, and it would appear that the big Hemi is now off the table. PickupTrucks.com reports that the 6.4 Hemi will instead be exclusive to Chrysler's potent SRT vehicles. Chrysler VP of product development, Joe Veltri, says that the 6.4 is designed for performance, not the grunt work truck buyers demand of their vehicles.

PickupTrucks.com notes also that Veltri sees a need for Ram to get gas engine that delivers more power and torque than the currently-available 5.7-liter Hemi, but that the likely course of action will involve building off that engine, rather than looking to adapt the SRT lump for truck duty. Why the drive to add more gas offerings in the diesel-dominated heavy-duty truck category? Emissions regulations, natch. Increasingly strict rules mean that diesels are becoming commensurately more costly to produce and sell, and Chrysler sees the ratio of diesel to gas engines offered becoming much closer in future years than it is today. Head over to PickupTrucks.com for the full skinny.
Posted by Autos at 6:47 AM 1 comments
New York 2010 Preview: All-new 2011 Kia Optima
2011 Kia Optima


The next stage of Kia's transformation from design also-ran to serious contender will kick off at the New York Auto Show in few weeks. After launching the Forte sedan and Koup, the new Sorento and, most recently, the Sportage, Kia's new design language is being applied to the Optima. The all-new 2011 Kia Optima is longer, wider and lower than the car it replaces although we don't know by how much. While it's not as aggressive as the sketches released a few weeks ago, this Optima is certainly a huge step forward.

We don't have any mechanical details yet, but we'd guess that the Optima shares a lot under the skin with the new Hyundai Sonata. Nor would we be at all surprised to learn that the Optima won't have a V6 engine option this time around. Instead, it'll probably use the same direct-injected 2.4-liter inline-four found in the Sonata. The turbocharged and hybrid variants may follow as well.
Posted by Autos at 6:47 AM 0 comments
Officially Official: Lotus, Cosworth back in the IndyCar series
Lotus-Cosworth/KV Racing IndyCar


Lotus is officially returning to the IndyCar series in 2010 in partnership with engine builder Cosworth and KV Racing. Lotus, as you well know, has a long history with Indy-style open-wheel racing, dating back to the early 1960s. Its exploits include a victory by Jim Clark in 1965 and the all-wheel-drive, turbine-powered cars that arrived a few years later.

A few weeks ago, Lotus announced a revival of its cooperation with Cosworth for both road and race cars. The new collaboration with KV is described as being both technical and commercial. It's not clear at this point what Cosworth will contribute from a technical perspective, since all the current IndyCars run Honda V8s. Perhaps KV will provide a platform upon which Cosworth can test and develop a new engine for the next-generation IndyCar regulations that are in the works.

The green and yellow Lotus/Cosworth-badged car will debut in two weeks at the St. Petersburg, Florida race with ex-Honda F1 pilot Takuma Sato at the controls

New York 2010 Preview: All-new 2011 Kia Optima



The next stage of Kia's transformation from design also-ran to serious contender will kick off at the New York Auto Show in few weeks. After launching the Forte sedan and Koup, the new Sorento and, most recently, the Sportage, Kia's new design language is being applied to the Optima. The all-new 2011 Kia Optima is longer, wider and lower than the car it replaces although we don't know by how much. While it's not as aggressive as the sketches released a few weeks ago, this Optima is certainly a huge step forward.

We don't have any mechanical details yet, but we'd guess that the Optima shares a lot under the skin with the new Hyundai Sonata. Nor would we be at all surprised to learn that the Optima won't have a V6 engine option this time around. Instead, it'll probably use the same direct-injected 2.4-liter inline-four found in the Sonata. The turbocharged and hybrid variants may follow as well.

25 Mart 2010 Perşembe

Bebek ve çocukta allerji

Bebek ve çocukta allerji

Allerji günümüzde oldukça geniş bir hastalık yelpazesini oluşturuyor.
Çevre ve doğanın kirlenmesiyle, insan vücuduna zararlı gazların çoğalmasıyla alerji hastalıkları artma göstermiştir.

Alerjen denilen dış etkenlere bağlı bileşkenlerle solunum yollarının etkilenmesinde; saman nezlesi, hapşırık, gözlerde sulanma, kaşınma ve hatta astım gibi hastalıklara sebep olabiliyor.

Çocuklarda solgunluk, iştahsızlık, büyüme gecikmesi gibi belirtiler görüldüğünde doktora başvurulmalı, kan tablosu değerlendirmesi ile bu bulguların nedenine yönelik bir tedavi yapmak artık kolaylaşacaktır.

Çocukta İştahsızlık Nedenleri.

Çocuklarda İştahsızlık Nedenleri


Günümüzde, kuşkucu ve fazla yemek meraklısı ana-babalarca aşırı beslenen bebeklerin, yetişkin yaşa geldiklerinde şişman ve fazla yeme meraklısı oldukları, bu durumunsa, işlevsel ve estetik zararları bir yana, sağlıklılık belirtisi olmadığı da kabul edilmiştir.Yaş ne olursa olsun, şişmanlığın sağlık belirtisi olmadığı da kesinlikle anlaşılmalıdır.

Normal besin alındığı halde, bünyeye bağlı, çoğunlukla aileden gelen bir şişmanlık normal karşılanır.Tersine, şişmanlık aşırı zengin bir beslenme rejimi (özellikle şeker ve un açısından:pasta, karabiye, pasta, çikolata, bulamaç, nişastalı yiyecekler) nedeniyle oluşmuşsa, su ve şeker metabolizmalarını bozabileceğinden, çocuğun dengesin zararlıdır.

22 Mart 2010 Pazartesi

Bebeklerde Sindirim Bozuklukları

Bebeklerde Sindirim Bozuklukları

Tam yağlı inek sütüyle ya da tam yağlı şişe sütüyle beslenen 6 aylıktan küçük bebekler, gerektiğinden çok besin almakta olduklarından, bazen kabız ya da ishal (daha nadir) gibi sindirim bozuklukları gösterirler. Bu sindirim bozukluklarına ateş, terleme ve dönemleri eşlik edebilir.

Bu bozuklukların nedeni protein açısında çok zengin olan inek sütünün yeterince sulandırılmamasıdır. Süt bebeğinin barsakları, bu kadar dengesiz bir yüklemi kaldıramaz. Tombul yanaklı şişman bir çocuğun görünüşü yanıltıcıdır;çünkü aslında rengi soluktur, kansızlığa, raşitizme ve enfeksiyonlara adaydır. Daha iyi bir besin dengesi sağlamak için, günlük süt miktarını azaltmak, süt oranını yükseltmek ve proteinli besinler, özelliklede çeşitli sebzeler koymak gerekir.

Pek çok anne bebeğine unlu besin vermekte aşırılığa kaçar. İlk yılda verilecek olan glütensiz unun, 3. aydan önce biberonun kıvamını artırmaktan başka yararı yoktur. Çocuk yumuk yumuktur; ama, kakası ishalimsi ve asir, karnı şiştir. Beslenme rejiminde karbonhidrat oranı gereğinden yüksek süt oranı yetersizdir. Dolayısıyla unu azaltmak süt oarnını yükseltmek ve proteinli besinler (çeşitli sebzeler, et, balık, yumurta sarısı, peynir) eklemek gerekir.

Bebeklerde Sık Görülen Barsak Hastalıkları

Bebeklerde Sık Görülen Barsak Hastalıkları

İğnekurdu Hastalığı:

5-10 mm uzunluğunda, beyaz renkli ve yuvarlak bir barsak kurdu olan iğne kurdunun dişisi, makat dolaylarında yumurtlar. Çocuk kaşınır, ellerini kirletir ve sağlık koşullarına uyulmazsa, yumurtaları yeniden yutar, kısır döngüde böylece sürüp gider.

En tipik belirti, makattta şiddetli kaşıntıdır. Bazen sindirim bozuklukları da önemli boyutlara ulaşır: Karın ağrıları, dışkıdaki yumuşaklık ya da doğrudan doğruya ishal, mide bulantısı, kusma ve iştahsızlık belirtileri veren veren ince ve kalın barsak iltihabı. Çabuk çabuk sinirlenme, haşarılık, yaramazlık, uykusuzluk biçiminde sinir bozukluklarına sık rastlanır. Küçük kızlarda, iğnekurları, dış üreme organı döl yolu iltihaplarına da yolaçabilir.

Teşhis, akşamları dahada artan makat kaşıntısına dayandırılır. Geceleyin makat üstüne yapışkan kağıt uygulanarak, ertesi gün yumurtalar mikroskop altında kolayca teşhis edilir.

Bebeklerde Solucan Hastalığı

Bebeklerde Solucan Hastalığı

Solucan, 20-25 sm uzunlukta, pembe-beyaz makarnaya benzeyen bir barsak kurdudur. İnce barsakta yaşar ve yumurtlar; yumurtaları barsak içinde embriyo veremediğinden, ancak dışkı ile dışarı atıldıktan 4-6 hafta sonra embriyolar oluşur.

Dolayısıyle kişinin yavru solucanları iğnekurdu hastalığından olduğu gibi yeniden kendi bünyesine alması olanaksızdır. Kirlenmiş sularla yada çiğ sebzelerle. Ağız yoluyla alınan embriyolu yumurtalar mideye gelince, kurtçuklar yumurtadan çıkarak barsağa geçer

Bebek Ve Çocukların Cilt Hastalıkları

Bebek Ve Çocukların Cilt Hastalıkları


Bebek ve Çocukların cildi bizimkinden daha hassastır. Sağlıklı bir cilt için nelere dikkat etmeliyiz?

Mantar Hastalıkığı:

Mantar mikroorganizmanın sebep olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Nemli yüzeylerde yaz aylarında rahatlıkla buluşabilir. Mantar hastalığının belirtileri çatlamış deri yüzeyleri, ayak tabanında ince deri soyulmaları, elin içinde çizgilerin beyaz soyulmaları şeklinde görülebilir.

En çok psikolojik faktörlerin tetiklediği Vücudun özellikle el bileklerinin kıvrım alanlarında kabartılar şeklinde ortaya çıkan mor renkli cilt hastalığıdır. Aşırı kaşıntılıdır yapar, bulaşmaz ancak geç iyileşir.


Erizipel yani ‘yılancık hastalığı’ hastalığı:

Özellikle ayak mantarı olan kişilerdeki ufak çiziklerden bakteriler girip Erizipel dediğimiz enfeksiyonu oluşturur.
Yılancık hastalığı bakteriyel enfeksiyondur. Genellikle ayakta, bacakta ve parmak aralarında görülür.
Erizipel daha çok Şeker hastalığı olan kişilerde görülüyor.

Çocuklarda en çok gördüğümüz egzamada cildini nemlendiricilerle nemlendirmek, cildi temizlerken kullandığımız sabunlara dikkat etmek gerekir.

Çocuklarda Uyku Sorunu

Çocuklarda Uyku Sorunu


Uyku bozuklukları sadece yetişkinlerde rastlanan bir sorun değildir. Her çocukta dönem dönem yaşanan ve en sık rastlanan sorunlardan biridir.Süt çocuklarında bile uyku düzeninde değişiklikler olabilir. Geceleri sık ağlama, genelde bebeğin ya açlık yada gaz sancısından, diş çıkarma dönemlerinde ateş ve ağrıdan kaynaklanan huzursuzluk bilinen sebepler arasındadır.

Bebeklik dönemlerini bitirmiş, çocukluk dönemine geçişlerde de uyku problemleri yaşanabilir. Bu dönemlerde uykuya dalmada yavaşlık, isteksizlik, uykuyu geciktirme gibi sorunlarla karşılaşılabilir. Tüm bunların çocuk için geçerli nedenleri vardır.

Hayal dünyası geniş olan çocuklar bazen hayal ve gerçeği karıştırıp zihinlerini meşgul edebilir,kendince değişik korkulara, kaygılara ya da üzüntüye kapılabilirler. Karanlık veya sessizlik korkusuna kapılan çocuklarda bu daha sık yaşanır.


Televizyon yeni izlemeye başlayan çocuklarda da bu durumlar oluşabilir. Çizgi film yada düzeye uygun olmayan film karakterleri ,değişik görünümlü yaratık ve obje
görüntüleri, çocukta korkuya hatta fobiye dönüşebilir. Bu korkularda kesinlikle çocuğun uykusunu etkiler.

Uykudan sık uyanma, bağırarak yada çığlık atarak uyanmalar çocukta tekrar uyuma isteksizliği doğurur.

Fizksel olarak sık hastalanan, süreğen hastalığı olan çocuklarda uyku problemlerinin olması normal kabul edilen sorunlar olarak görülür.

Ama bunun dışındaki uku problemleri olan çocuklara düzenli ve normal uykuyu kazandırma ebeveynlerin sabırlı ve anlayışlı tavırlarıyla geliştirilebilir

17 Mart 2010 Çarşamba

Çocuklarda Kardeş Kıskançlığı

Çocuklarda Kardeş Kıskançlığı

Kardeş kıskançlığı doğal bir duygu olup, şiddeti ve dışa vurumu her çocuğa göre farklılıklar gösterebilir. Kardeş kıskançlığı duygusuyla savaşmak yerine çocuğa bu duygusunu kabul edilebilir olduğu ve nasıl başedeceği öğretilebilir.

Tanım :

Bu duyguyla ilk tanışma iki yaş civarındadır.. Çocuk, herkesin kendisinden daha iyi olduğunu ve kendisinin herkesten daha az sevildiğini düşünmeye başlar.

Belirtiler:
*Kardeş kıskançlığı, kendine acıma, üzüntü, küçük düşme korkusu, can sıkıntısı, öfke, nefret ve intikam alma düşüncelerinin yanı sıra sevgi, koruma ve yakınlık hissetme isteği gibi karışık duyguların bir bileşiminden oluşmaktadır. Bu duygulardan en etkili olanları öfke, kendine acıma ve üzüntü duygularıdır.
*Çocuk o güne kadar evde kendisi ilgi ve sevgi odağıyken birden ikinci plana itilmiş gibidir. Artık anne babasının ve diğer yakınlarının sevgi ve ilgisini kardeşiyle paylaşmak durumundadır. Sevilmediği düşüncesiyle anneden tamamen uzaklaşır, içe kapanır, yemek yememeye ve zayıflamaya başlayabilir.

* Kabus gördüklerini, çişlerinin geldiğini bahane ederek ilgiyi kendi üzerlerine çekmeye çalışırlar. Altını ıslatma, parmak emme gibi davranışlarla önceki gelişim evresine gerileme görülebilir.
* Hem gün içinde hem de geceleri aşırı sinirli olurlar. Huzursuz bir görünümleri vardır, sakinleşmekte zorlanır ve kimi zaman çevrelerindeki insanlara öfkeli davranabilirler. Kendine ya da eşyalara yönelik saldırgan davranışlarda bulunabilirler.

*Evden ayrılmayı reddetmeyle birlikte (Örn: okula gitmek istememe) baş ağrısı, mide bulantısı gibi psikosomatik belirtiler, (emin olmak için fiziki muayene yaptırılmalıdır) huzursuzluk, isteksizlik ve diğer stres belirtileri sık sık gözlenebilir.

*Yeni bir kardeşin doğumu çocukta ilgi ve koruyuculuk, sıkıntı ve kıskançlık gibi çelişkili duygular yaşanmasına neden olur. Artık eskisi kadar sevilmeyeceği korkusu daha anne hamileyken başlayabilir. Son aylarda annenin yorgun, isteksiz ve yeni gelecek kardeşin hazırlıkları ile uğraşıyor olması çocuğun huysuzlaşıp, anneden ayrılmak istememesine neden olabilir.

*Bazı çocuklar kıskançlık duygularını açıkça ortaya koyarak kardeşine vurma, onun oyuncağını kırma, “ondan nefret ediyorum” deme gibi davranışlar gösterirken bazıları da bu duygularını bastırır ve aşırı sevgi gösterir, bu davranışın altında çoğu zaman ana-babanın sevgisini kaybetme, tepki görme korkusu yatar.
*Anne babaya sık sık onu sevip sevmediklerini sorma ve sevgilerinden bir türlü emin olamama yaşanabilir.

Kıskançlıkla baş edebilme:

Sosyal ve ruhsal açıdan sağlıklı çocuklara sahip olmanın yolu birden çok çocuğa sahip olmaktır. Kardeşler arası kıskançlığı yok etmenin herhangi bir yolu yoktur ve tamamen ortadan kaldırılamaz, ancak hafifletilebilir. Bunun için doğumdan önce ve doğumdan sonra alınması gereken önlemler vardır.

Doğumdan Önce Yapılması Gerekenler

a.kıskançlığı en alt düzeyde tutmanın tek yolu, çocuk evin tek çocuğu konumundayken bütün istekleri yerine getirilmemelidir. Yani şımartılmamalıdır.İlgi ve sevgi normal bir seviyede tutulursa kardeşin gelişiyle de çocuk aşırı kıskançlık durumları yaşamayacaktır.

b.Çocuk, psikolojik olarak kardeşinin gelişine hazırlanmalı ve aileye katılacak ikinci çocukla ilgili bilgiler verilmelidir. Daha bebek gelmeden çocuğun ruhunda kardeşine karşı sevgi oluşması sağlanabilir.

c.Çocuğu bebeğin gelişine hazırlarken kaygılı olunmamalıdır.Bazen ana babalar öyle kaygılanır ki, sanki her şeyin sonu olacaktır ve bu kaygılarını çocuğu da yansıtırlar.”Sakın kardeşini kıskanma”, “Kardeşini kıskanırsan Allah seni cezalandırır”,”hiç korkma, seni de kardeşin kadar seveceğiz”,”Ona ne alırsak,aynısın sana da alacağız” gibi ifadeler çocuğu daha da kaygılandırır.

d.Bebekle ilgili yapılan hazırlıklarda abartıya kaçmamak gerekir.

Doğumdan Sonra Yapılması Gerekenler

• a.Anne bebekle ilgilenirken büyük çocuğu tamamen ilgiden mahrum etmemelidir.

• b.Anne- baba çocuğa olan sevgisini sözlerden ziyade davranışlarıyla göstermelidir.

• c. Çocuğun yanında bebeğe aşırı sevgi gösterilerinden kaçınılmalıdır.

• d.Büyükanne/baba ve misafirler daha çok bebekle ilgilenirler. Gerekirse büyük çocukla ilgilenmeleri için uyarılmalıdır.

• f.Bebeğin uyuduğu ortamda gürültü çıkarttığı için sert tepkide bulunmak, çocuğun kıskançlığını arttıracaktır. Sert tepki ve ceza yerine daha sakin ifadelerle uyarılmalıdır.

• g.Bebeğe zarar verir endişesiyle çocuk,devamlı bebekten uzaklaştırılmaya çalıştırılmamalıdır.Zarar verici davranışlara yöneldiği hissedildiğinde uyarılmalıdır;ancak uyarının boyutu kabul edilebilir düzeyde olmalıdır.

h.Kardeşler arası kıyaslamalar asla yapılmamalıdır.Çünkü her biri ayrı yetenek ve ilgiye sahiptir.

• ı.Hamilelikten önce çocuk ana-babasının yanında yatarken,hamilelikle beraber çocuğu başka bir odada yatırmak yanlış bir davranıştır.Ayrıca kendi odasında yatan çocuğu, bebeğin doğumundan sonra kıskanmasın diye, ana-babasının odasına almak da doğru bir davranış değildir.

• i.Bebeğin bakımıyla ilgili işlerde büyük kardeşin yardım etmesi sağlanabilir.Çocuk verilen görevi yerine getirdikten sonra övücü sözlerle ödüllendirilebilir.Bu tür etkinlikler zamanla alışkanlık haline getirilirse, çocukta kıskançlık yerine koruyuculuk duygularının gelişmesini sağlar.

j.Aile içinde işbirliğine önem verilmeli.Çocukların ilgi ve yeteneklerine göre ayrı ayrı sorumluluklar verilmeli.Değerlendirmede çabaya önem verilmeli.

• k.Çocuğun duygularıyla yüzleşmesi sağlanırsa fiziksel şiddet içeren davranışlar yok olabilir.Örneğin çocuk büyük ise,kardeşi hakkındaki duygularını açığa çıkarmasına etkin dinlemeyle yardım edilebilir.

• Kıskançlıktan dolayın kötü bir çocuk olmadığı mesajı verilmelidir.Aksi takdirde çocuk kendini suçlu hissedecektir.

• Kısacası, çocuk aileye yeni katılan kardeşinden önce nasıl bir konumda ise, kardeş geldikten sonra da bu konumu çok az değişiklikle aynen korunmalı

Anne sütü ikiz bebeklere yetiyor mu?

Anne sütü ikiz bebeklere yetiyor mu?


İkizlerin doğdukları andan itibaren anne sütüyle beslenmeleri gerekiyor. Hepimizin aklına annenin sütünün iki bebeğe birden yetip yetmediği geliyor. Anneler ise tek bebek için sütün yetip yetmeyeceğine ilişkin kaygıyı iki defa yaşıyor.



İSTANBUL - Tıp literatürü sütün iki bebeğe yeteceğini söylese de, anne ikiz bebekten uyarı alırsa ve bebekler de güçlüyse süt oluyor. Ancak bebeklerin kilo alımı yeterli değilse, birtakım takviyelerde bulunmak gerekiyor.

Acıbadem Maslak Hastanesi Yenidoğan Uzmanı Dr. Gülnihal Şarman, 100 ikiz bebek sahibi anneden sadece 3-4 tanesinin sütün yanında besin takviyesine ihtiyaç duymadan bebeğini besleyebildiğini söyledi.

Anne çok yorulduğundan evdeki bakım programının çok iyi organize edilmesi gerektiğine dikkati çeken Dr. Gülnihal Şarman, “Bu yorgunluk da, süt üretimini olumsuz etkiliyor. Annelerin iyi süt alabilmeleri için evde ikiz bebek bakımının planlanması lazım. Biz bu plan için ailelere bazı önerilerde bulunuyoruz” dedi ve ikiz bebek bakımının püf noktalarını anlattı.

16 Mart 2010 Salı

Ağlayan Bebeğin Yatıştırma

Ağlayan Bebeğin Yatıştırma

Bebeklerimizin ağlamasına anne ve babaların dışında bebek ile ilgilenen tüm kişiler dayanamazlar. Bebeğin bir an önce yatıştırılması için herkes elinden geleni yapmak ister. Bu çabalar sırasında bilinçli davranmak hem bebeği hem de anneyi rahatlatacaktır. :)



Bebek, genellikle acıktığı zaman ağlar, ancak huzursuzluk, yalnızlık ve can sıkıntısı gibi durumlar da bu tepkiye neden olabilir. Bebekle sürekli ilgilenen kişi, çeşitli nedenlerden kaynaklanan farklı ağlayış biçimlerini ayırt etmeyi kısa zamanda öğrenecektir. Ne var ki bebeğiniz bazen nedensiz olarak da ağlayabilir. Bu durum, kendilerine çok güvenen anne babaları bile üzecek ve morallerini bozacaktır. Bundan alınmayın, yalnızca varlığınızla onu rahatlatın ve kendini güvende hissetmesini sağlayın.



Bebeğinizin ağlamalarına birkaç dakika içinde yanıt vermeniz önemlidir. Nekadar uzun süre ağlarsa, o kadar rahatsız olacaktır. Ağlamaya terk edilirse, dahada huzursuz olacak ve derdini anlamanız iyice güçleşecektir.



Ağlamalarına kulak asılmayan bebekler, büyüdükçe daha da huysuz olurlar. Şundan emin olmalısınız; ağlamasına yanıt vermeniz onu şımartmaz. Tam tersine, gereksinimleriyle ilgilendiğinizi ve bunları karşılayacağını belirtir.

Bebeği Emzirmenin İncelikleri

Bebeği Emzirmenin İncelikleri

Emzirmenin İncelikleri:

Meme verirken sakin bir ortam seçilmelidirMeme emme anı bebeğin gevşediği zevk aldığı ve annesiyle sıkı bir duygusal bağ kurduğu özel bir andır.



Emzirmeye başlamadan önce, eller iyice yıkanmalıdır; göğüsler de dahil her şey temiz olmalıdır.



Anne rahatlamalıdır yoksa yorulur. Yorgunluğunun nedeni emzirme zanneder ve bir an önce bitmesi için sabırsızlanır.



İskemlenin veya koltuğun kol dayamak için yanlarının olması oldukça faydalıdır.



Ayrıca gerektiğinde ön tarafta ayakların üzerine koyulabileceği alçak, küçük bir tabure bulundurabilir.



Emzirme anında bebek yarı-dikey pozisyonunda, baş ayaklara göre daha yüksekte ve annenin kolunun kıvrımındadır.



Bebeğin sadece başı değil, tüm vücudu anneye dönük olmalıdır.



Bebeğin tüm meme ucunu ve meme ucunun etrafındaki kahverengi kısmın tamamını ağzına alması sağlanmalıdır.



Emme esnasında bebeğin nefes almakta zorlanmaması için burnunun rahat bir pozisyonda olmasına dikkat edilmelidir.



Etkili emmede bebeğin şakağı ve kulağı oynar ve her bir veya iki memeden sonra yuttuğu duyulur.



Emzirmenin başında, bebek açtır ve çok güçlü emer. Doymaya başlayınca yavaşlar. Hafif hafif emmeye devam ederse onu durdurmak gereklidir. Aksi halde hava yutabilir.



Bebeğin ağzını açması için yavaşça parmağınızla dudaklarının birleştiği yere dokunun.



Bebeğin her emzirmeden sonra geğirmesi sağlanmalıdır.



Bebek emzirmeden sonra biraz süt çıkartabilir. Bu fazla emdiği sütün dışarı atılmasıdır ve normaldir.



Emzirdikten sonra, meme uçları temiz bir mendil ile kurutulmalıdır.



Meme uçlarına göğüs pedi koyulmalı ve nemlendikçe de değiştirilmelidir.



İlk günler emzirme süresi, her meme için on dakikadır.



Meme bezlerinin düzenli çalışması için çocuğun emmesi gereklidir. Bunun için de sütün salgılanması beklenmeden bebek emzirilir. Genel olarak doğumdan hemen sonra bebek emzirmeye başlanır.



Bebek ne kadar iyi emerse, süt o kadar çok olur.





SÜTÜM AZ GELİYOR



Sütün salgılanmasının henüz düzensiz olduğu ilk haftalarda anne ne kadar çok üzülürse sütü o kadar az gelir. Yorgunluk salgılanmayı azaltan diğer önemli bir faktördür. Anne dinlenmeye ihtiyacı olduğunu daima hatırlamalıdır. Sütü sürekli ve çok gelmesi için bebeği düzenli bir şekilde her iki göğüsten emzirmelidir.

Bebeğini memeyle besleyebilmek için annenin başlangıçta mümkün olduğunca sabırlı davranması gereklidir.





KÜÇÜK GÖĞÜSTE SÜT AZ OLURMU?



Küçük göğüslü bir annenin de çok sütü olabilir. Büyük göğüsler bol süt demek değildir. Önemli olan annenin bebeği düzenli emzirmesi, uygun beslenmesi ve yeteri kadar dinlenmesidir.

Bebeğin Zeka Düzeyi Bebek Sağlığı

Bebeğin Zeka Düzeyi Bebek Sağlığı

Yapılan araştırmalar, bebekken anne sütüyle beslenen çocukların zekâ düzeylerinin mamayla beslenenlere göre 8 puan daha fazla olduğunu ortaya koydu.



Çocuk yaşamında sağlıklı bir beslenmeye giden yolda atılması gereken ilk adım, anne sütü ile emzirme. Uzmarlar, emzirmenin desteklenmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğine dikkat çekiyorlar ve anne sütü ile beslenen çocukların zeka düzeylerinin mamayla beslenenlere göre 8 puan daha yüksek olduğunu belirtiyorlar.


Sağlık Bakanlığı'ndan edinilen bilgilere göre, anne sütüyle emzirme, sağlıklı bir beslenmenin üç temel öğesini ‘‘yiyeceği, sağlığı ve bakımı’’ kusursuz biçimde kaynaştırıyor.



Yapılan araştırmalar, bebekken anne sütüyle beslenen kişilerin zeka düzeylerinin(IQ) mamayla beslenenlere göre 8 puan daha yüksek olduğunu gösteriyor. Öte yandan araştırmalar, emzirmeye erken başlama ile doğum sonrası kanama riskinin azalması arasında güçlü bir bağlantı olduğunu da ortaya koyuyor. Ayrıca, bebeğin emzirilmesine doğumdan hemen sonra başlanılması, rahimde kasılmayı uyarıyor ve kan kaybını azaltıyor. Bebeklerini emziren annelerde menapoz öncesi göğüs kanseri riski azalıyor.



Emzirme ne kadar uzun sürerse kanser riski o kadar düşüyor. Alınan bilgilere göre, bebek ölüm oranlarının yüksek olduğu ülkelerde, mamayla beslenen bir bebeğin, yalnızca anne sütüyle beslenen bir bebeğe göre ishalden ölme riski 14, zatürreden ölme riski 4 kat daha fazla gerçekleşiyor

13 Mart 2010 Cumartesi

Kansere ''Papaya Meyvesi iyi geliyor''

Günümüzde insanların korkulu hastalığı olarak bilinen ve ne yazıkki çaresinin çok fazla bulunmadığı ölümcül hastalık kanser için çok etkili olduğu japon ve amerikalı profösörlerin araştırmaları sonucunda ortaya çıkan Papaya meyvesi son günlerde sık sık adını duyurmaya başladı.Özellikle rahim ,meme akciğer ,karaciğer ve Pankreas kanseri hücrelerinin büyümesini yavaşlattığını ispatladı.Papaya meyvesinin yaprağıda kanser hücrelerinin büyümsini yavaşlatıyor.Üstelik 24 saat içerisinde kanser hücrelerine etki ettiği belirtilmektedir...

11 Mart 2010 Perşembe

0– 1 Yaş Grubu Bebeklerin Beslenmesi

0– 1 Yaş Grubu Bebeklerin Beslenmesi


Yaşamın ilk birkaç yılı, sağlığın temellerinin atıldığı son derece önemli bir dönemdir. Bu kritik dönemde çocukların yaşaması ve sağlıklı büyüme ve gelişmelerinde yeterli ve dengeli beslenme belli başlı etmenlerden birisi, belki de enönemlisidir. Kişinin temel ihtiyaçlarından birisi olan beslenme; büyüme, gelişme ve sağlığın korunmasındaki en önemli faktördür.


0 – 6 aylık bebeklerin, sadece anne sütü ile beslenmesine “doğal beslenme”denir. Doğal beslenme ilk 4 – 6 aylık bebekler için en iyi beslenme şeklidir. 6 aydan büyük bebeklerde (bazen 4. aydan sonra) anne sütü tek başına yeterli olmaz. Bu nedenle diyete daha katı besinleri eklemek gerekir. Bu aylarda ek besinlere başlanmasının bir diğer nedeni bebeği diğer besinlerin tadına alıştırmaktır. Bebeğin kilo alma durumuna göre ek besinlere 4 – 6. aylar arasında başlanması sağlanmalıdır. Başlangıçta anne sütünü tamamlayıcı olarak verilen bu besinler, 9 – 12. aylarda esas besin olarak bebeğin beslenmesinde yer alır.






Ek besinler; teker teker, az miktarlarda (1 – 2 çay kaşığı) başlanmalı, her gün miktarı artırılmalı, yeni bir ek besin 1 – 2 gün ara ile eklenmeli, kaşık ve bardak ile verilmelidir. İlk başlanacak ek besinler elma veya şeftali suyu ve püresi ile yoğurttur. Bunları izleyerek diyete sebzeler, diğer meyve suları, yumurta, etler eklenir. Sebze ezmeleri ve çorbaları her gün taze olarak pişirilir. İçine un ve yağ da eklenerek zenginleştirilir.






Normal süt veren annenin sütü 4 ile 6 ay kadar bebeğin enerji ve besin öğeleri gereksinmelerini karşılayacak durumda olduğuna göre, bu dönemde anne sütü alamayan bebeğe, eğer olanak varsa en azından 4 – 6 aya kadar anne sütüne en yakın olan ticari formüla sütleri de verilebilir.
Normal süt veren bir anneden bebek ortalama günde 700 – 800 ml. Kadar süt emmektedir. Bu miktardaki süt bebeğin ilk 4 – 6 ayına kadar büyüme ve gelişmesini sağlayabilir, ancak bu aylardan sonra gerek annenin süt salgısının gittikçe azalması, gerekse bebeğin ağırlık kazanarak büyümesi, bebeğe, anne sütü yanı sıra tamamlayıcı besinlerin verilmesini gerektirmektedir. Normal anne sütü ile beslenen bebeğe verilecek ek besinler şunlardır:
Yoğurt :Anne sütünden sonra ilk başlanan ek besinlerden biridir. İlk kez 1 kaşık verilerek miktarı zamanla artırılır.






Meyve suları ve ezmeleri :Anne sütü yeterli olduğunda 4 – 6. ayda verilir. C vitamini için en uygun yiyecekler turunçgiller ve domatestir. Bunların bulunmadığı yerlerde elma, şeftali suları da verilebilir. Meyve önce iyice yıkandıktan sonra suyu sıkılır. Günde 1 çay kaşığı ile başlamak suretiyle miktar gittikçe artırılır. Meyveler sıkılır sıkılmaz bekletilmeden bebeğe verilmelidir. Yalnız anne sütü ile beslenenlere 6. aydan itibaren verilmeye başlanır. Meyve ezmeleri 4. aydan itibaren verilir. Anne sütüyle beslenen bebeğe meyve suyu, meyve ezmesi, anne sütü ile aynı zamanda verilmez. Meyve suyu, ezme ve püresi anne sütü verildikten 2 saat sonra verilir.






Tahıllar : Pirinç unu, buğday unu, pirinç, bulgur, ekmek içi, yoğurtla çorba yapılarak verilir. Tarhana çorbası da bebek için uygun ek besindir. Tahıllar 4. ayda verilir.
Çorbalar : Yoğurda alışmış bebeğe 1 yemek kaşığı ile başlamak suretiyle tarhana, yayla, sebze çorbaları gibi besleyici değeri yüksek olanlardan verilmeye başlanır.
Yumurta :Yoğurt, meyve, tahıllı besinler ve sebze çorbasına alıştırılmış bebeğe, suda katı pişmiş yumurta sarısından 1 çay kaşığı verilir ve miktarı zamanla artırılır. Yumurta, sebze çorbasına karıştırılarak verilebileceği gibi, ekmek içi ve sütle ezilerek de verilebilir. Yumurta beyazı 7 – 8. aylarda verilir.






Et ve kurubaklagiller : Yoğurt, sebze, tahıllı besinlere alışmış bebeğin, sebze çorbasının içine biraz kıyma konularak ete alıştırılır. Zamanla tavuk ve balık etleri de sebzelerle birlikte ezilerek verilebilir. Yine kıyma yerine, sebze çorbasına kırmızı – sarı mercimek, pişmiş nohut konularak çocuk bu besinlere alıştırılır. Et, kıyma yada püre olarak 5. aydan itibaren çorbalara eklenerek verilir. Tavuk ve kılçıksız balık eti çocuklar için tercih edilir. Karaciğer püre olarak 7 – 8. aylarda verilmelidir. Öte yandan bebekler için beyin önerilmemektedir.






Görüldüğü gibi, 4 – 6 aylık dönem, ek besinlere alıştırma dönemidir. Her bir besin tek tek, az sulu kıvamda verilir. Şeker, şekerli çay ve lokum çocuğa yarardan çok zarar verir.
6. aydan sonra yukarıdaki yiyeceklerin miktarları biraz daha artırılarak çocuğa verilir. 7. aydan sonra çocuk, ailenin yediği baharatlı ve çok yağlı olmayan yemekten alabilir. Sadece yemeğin suyu değil, kendisi ezilerek verilmelidir. Ayrıca yemeklere ilave olarak çocuğun günde 2 su bardağı kadar yoğurt veya süt ile 1 yumurta yemesi sağlanmalıdır.
* Bu arada peynir 8. aydan önce önerilmez. Veriliyorsa da kesinlikle pastörize olduğundan emin olunmalıdır.






Tamamlayıcı Besinlere Alıştırma
Tamamlayıcı besinlerin çocuğun sindirim sistemine uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir. İshal, kusma veya allerjik belirtilere neden olan besinleri belirleyebilmek için aşağıdaki kurallara uyulmalıdır:






o Bir günde birden fazla yeni besin verilmemelidir.
o Her yeni denenecek besinin miktarı önceden birkaç tatlı kaşığı olmalıdır. Herhangi bir sorun olmadığında besinin miktarı sonraki günlerde artırılmalıdır.
o Yeni verilen besin, çocuk aç iken verilmelidir.
o Lezzeti beğenilmeyen, kusma yada ishal gibi durumlara neden olan besinler birkaç gün beklenip tekrar denenmelidir.






o Yemek suyu ve et suyu tek başına tamamlayıcı besin değildir. Bu nedenle gerek yemek suyuna gerekse et suyuna ekmek doğrayıp vermek yerine, suyu içinde ezilmeli; et suyu da çeşitli çorbaların yapımında kullanılmalıdır.






o Çay, kolalı içecekler, hazır çorbalar bu yaş grubu çocuklara verilmemelidir.
Çocuklara, su kaynatılmadan verilmemelidir !






Özellikle kış günlerinde ve güneş ışınlarından yararlanamayan çocuklarda
1. aydan 1 yaşına kadar günde 400 IU vitamin D verilmelidir

10 Mart 2010 Çarşamba

Dut Mikrop Öldürücü Harika Bir Meyve

Dut'un sağlığımız üzerindeki faydaları gözardı edilemez.Meyveleri beyaz ve kara olan dut, içeriğinde barındırdığı vitamin ve minerallerinin yanında mikrop öldürücü özelliği ile de bilinmektedir. Ayrıca dutun yaprakları dünyada çok değerli olan ipek böceklerinin beslendikleri tek bitkidir. Dutun kullanım alanları arasında en şifalı olanı reçeli ve pekmezidir.
Faydaları:
Vücuda kuvvet verir.
Kansızlığı giderir.
Ateş düşürür.
Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar.
Özellikle yemekle birlikte yenildiğinde hazmı kolaylaştırır.
Aç karnına yenildiğinde kabızlığı giderir.
Bağırsak kurtlarını düşürür.
İshal yapar.
Dutun kaynatılarak gargara yapılması diş ağrılarını dindirir.
Dut şurubu mide ve bağırsak iltihaplarını kurutur.

Kedi otunun faydaları Nelerdir?

Kedi otunu küçümsememk lazım..Mağrifetleri o kadar fazlaki sinir sistemi üzerindeki yatıştırıcı etkiye sahip olmasından dolayı ağrılara ve uykuszluğa birebir...
Kedi otu, Ballıbabagiller familyasına aittir. Nemli yerlerde yetişen, pembe ve beyaz renkte çiçekler açan ve 1,5 metreye kadar boylanabilen çok yıllık otsu bir bitkidir. Bu bitki Avrupa ve Asya'nın batısında yaygın olarak yetişir ve genellikle nemli orman, mera ve çimenliklerle su kenarlarında yetişir. 150 değişik türü olduğu bilinir. Kediler, kedi otunun köklerini kazıyarak çıkarırlar. Bu yüzden bitkiye kedi otu denmiştir. İçeriğinde uçucu yağ, tanen, reçine, çeşitli alkolidler, nişasta ve şeker barındırır. Kedi otu çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılabilir. Sinir sistemi rahatsızlıkları ve tüm vücudun rahatlatılması için en iyi sinir yatıştırıcı bitkilerden biridir.
Faydaları;
Sinir sistemi üzerinde yatıştırıcı etkisi vardır.
Sara, nevrasteni, histeri gibi sinir rahatsızlıklarında faydalıdır.
Yatıştırıcı etkisi ile stresi ve spazmları giderir.
Ateş düşürür.
Sinirsel baş ağrılarına, çarpıntılara ve uykusuzluğa iyi gelir.
Mikrop öldürücü etkileri vardır.
Yaraların iyileşmesini kolaylaştırır.
Bu bitki çocuklardaki çeşitli sinir rahatsızlıklarının tedavisinde de kullanılmaktadır. Almanya'da yapılan bir çalışmada, aşırı hareketlilik, uyku bozuklukları, hiperaktivite, öğrenme bozuklukları, yatak ıslatma, endişe, baş ağrısı, parmak emme ve tırnak yeme gibi sorunları olan 120 çocuğa kedi otu ekstresi verilmiş, 3 haftalık kullanımından sonra herhangi bir yan etki olmadan çocukların yüzde 75'inde belirgin gelişmeler kaydedilmiştir. İpucu: Kedi otunun kökü sökülüp temizlendikten sonra parçalanıp kurutularak kullanılır. Parçalanmış kökler kaynatılarak suyu içilir. Not: Fazla kullanılması zehirlenmelere neden olmakla birlikte baş ağrısı, hazımsızlık ve halsizlik gibi yan etkilere neden olabileceğinden tavsiye edilmez. Ayrıca, reçeteli uyku ilaçlarıyla birlikte kullanılmamalıdır. Hamilelere doktora danışmadan kullanılması asla önerilmez.

Bebek Büyütürken Yapılan Hatalar

Bebek Büyütürken Yapılan Hatalar

Bebek büyütürken yapılan ve çocukların sağlığını olumsuz etkileyecek doğru bilinen yanlışlar neler?

Çocuk yetiştirmede anne-babaların en çok etkilendiği konulardan biri de kendi büyüklerinden gördükleri ve duydukları ‘geleneksel inanışlar’dır. Çok fazla inanmasalar bile şartlanmış bir şekilde bunları uygulamak isterler. Oysa bunların bir kısmı doğru değildir. Peki çocukların sağlıklı gelişimini olumsuz etkileyebilecek bu yanlışlar neler olabilir? ‘Bebeğim ve Biz’ dergisi, Çocuk Sağlığı Uzmanı Dr. Feyza Çivici Gümüş ile çocukları büyütürken yapılan hataları konuştu. İşte bu hatalar:

* Sütü yetmiyor!
Yeni annelerin en çok endişe ettiği konulardan biri, bebeğin aç kalmasıdır. Bu nedenle de çoğu zaman bebekler, anne sütü yerine mamayla beslenir. Oysa anneler, sütünün yetip yetmediğini bebeğinin çişini takip ederek anlayabilir. 24 saatte en az beş kez bezini ıslatan bebek, anne sütüyle doyuyor demektir. Anne sütü yetersizliğine ancak bir çocuk hastalıkları uzmanı doktor karar verebilir.

* Sarılık için şekerli su
İlk günlerde anne sütünün gelmesinde yaşanabilecek bir sorun, bebeğin zayıflamasına ve sarılık oluşumuna yol açabilir. Halk arasında, aç kalan ve az idrara çıkan bebeklere şekerli su verilmesi önerilir. Oysa bebek beslenmesinde şekerli suyun yeri yoktur.

* Bezi bırakma yaşı
İki yaş, çiş eğitimi vermek için başlangıç dönemidir. Bezi tamamen bırakma dönemi değildir. Tuvalet eğitimi verildiği dönemde çocuk zorlanmamalı, altına kaçırdığı için kızılmamalıdır.

* Dondurma hasta eder
Dondurma, tüm çocukların sevdiği ve yararlı bir yiyecektir. Bu yüzden onları bu güzel yiyecekten tamamen mahrum bırakmak doğru değildir. Yasaklamak yerine bu yiyeceğin hastalık nedenini ortadan kaldırmak gerekir. Bu doğrultuda dondurma, boğaz ağrısına neden olmaması için yalayarak yenmeli ve yanında su içilmelidir.

* Gürbüz çocuk sağlıklıdır
Gürbüz çocuk, sağlıklı çocuk değildir! Dengeli beslenen çocuk, zayıf da olsa sağlıklıdır. Çocukları yemek yeme konusunda zorlamayın, yemediği zaman beslenmeyi sonlandırın!

* Sıcak hava sever
Hayır, çocuklar her zaman terlemeyeceği şekilde giydirilmelidir. Üşüyeceği korkusuyla çocukları çok giydirmek, terlemeye ve hasta olmaya yol açar. Pamuklu kıyafetler idealdir.

* Aman terlemesin!
Hasta olur endişesiyle çocuğun hareket etmesini kısıtlamak yanlış bir yaklaşımdır. Her çocuk hareket edince terler; terleyince üstünü değiştirebilirsiniz! ‘Çok terledin artık yerine otur’ demek, onu tembel, hantal ve mutsuz yapar. Zaman içinde metabolizma hızı azalan çocuk, hızla kilo almaya başlar. Hareket etmelerini kısıtlamaktansa, onu spora yönlendirin.

* Şaşılık geçer
Çocuklarda şaşılık bir yaşına kadar fizyolojik kabul edilir. Ancak bir yaşından sonra düzelmeyen şaşılıklar için mutlaka göz doktoruna başvurulmalıdır. Bir yaşından önce bebeklerde Nistagmus (göz küresinin istemsiz titremesi) görüldüğünde de mutlaka bir göz doktoruna muayene ettirilmelidir.

* Fazla süt gaz yapar
Çocukların beslenmesinde bir yaşından önce inek sütü yer almamalıdır. Ancak bir yıldan sonrada günlük süt tüketimi 400 CC’yi geçmemelidir. Sütün içinde bulunan laktoz adlı şeker gaza yol açar. Fakat artık piyasada laktozsuz sütler de bulunabiliyor. Çocuğa süt vermemek çözüm olmamalı.

Popüler Yayınlar

Related Posts with Thumbnails
Pasta Tarifleri

Uyarı

Bu site yayınlanan sağlık ile ilgili bilgiler , ziyaretçilerini bilgilendirmek amacıyla yayınlanmaktadır. Burada yayınlanan yazıların tamamı bilgilendirme amaçlı olup, hiçbir şekilde hekim muayenesi ve konsültasyonunun yerine konulmamalı, hastalık ve diğer sorunlara yönelik teşhis ve tedavi amaçlı olarak kullanılmamalıdır. Sağlığınızla ilgili acil durumlarda, bekleme süresi sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebileceği için, zaman geçirmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmanızı öneririz.
Genel Kişisel Web