16 Mayıs 2011 Pazartesi

Zencefil

Zencefil; genellikle ekvatoral iklim özelliklerine sahip olan ülkelerde yetişmekte olan sarımsı gri renklere sahip ve yuvarlak biçimli bir bitkidir. Toprağın yaklaşık olarak iki – üç karış altında yetişmekte ve yapı olarak düğüme benzeyen köklere sahip olmaktadır. Ülkemizde ise zencefilin ticaret amacı güdülmeyen yetiştiriciliği yapıldığı bilinmektedir. Türkiye’de kullanılacak özelliklere sahip olmayan bir bitkidir. Özellikle uzak doğu toplumları (çin, Hindistan, Bangladeş) üretimini yaparak pek çok konuda bitkisel olarak şifa aramaktadırlar.

Yapılan araştırmalarda Uzak Doğu topluluklarında ve özellikle Çin’de yirmi asırdır üretimini yapıldığı bilinmektedir. Hemen hemen toplumun her kesimi tarafından da aktif olarak kullanılmaktadır. Çin’de her türlü sindirim rahatsızlığında ( ishal, su kaybı, mide rahatsızlıkları, bağırsak hastalıkları) aktif olarak kullanılmaktadır. Hindistan’da ise aktif olarak bu bitki çocuk hastalıklarında ve enfeksiyon kaynaklı rahatsızlıklarda sıklıkla kullanılmaktadır. Ülkemizde her ne kadar çok fazla bilinip kullanılmasa da tüm Dünya’da sıklıkla tercih edilen ve aranılan bir baharat türüdür.
Bu kadar ünlü olmasının temel özelliği de bu bitkinin grip ve nezleye karşı aktif olarak mücadele etmesidir. Yapılan araştırmalarda zencefilin soğuk algınlıklarına karşı aktif olarak kullanıldığını ve etkili bir mücadele yöntemi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Genel olarak değinmek gerekirse 5.000 yıla yakın bir süredir, dünya üzerinde bulunmaktadır. Ilıman iklimin yaygın olduğu tüm topraklardan Dünya’ya sunulmuş büyük bir nimettir.


Zencefilin Yapısal Özellikleri Ve Şekil Olarak İncelenmesi:


İlk bakışta genellikle birbiri içine yerleşmiş yuvarlak yumrular şeklinde görülen ve bu özelliği ile dikkat çeken bir kök yapısına sahiptir. Toprağın sertliğine göre değişkenlik gösterse bile genellikle toprağın 10 ile 30 cm alt kısımlarında bulunmaktadır. Bu kökün üzerinde ise birbiri içine kenetlenmiş gibi duran ve su üzerine damlayan dalgalar hissi veren halkalar şeklinde yayılım göstermektedir. Yapı olarak incelendiğinde ise bu bitkinin gövdesi birbiri içerisine yerleşmiş bir yapı olduğu dikkatleri çekmektedir. Yaprakları ise ilk zamanlarda küçük birer çubuk şeklinde olmasına rağmen ilerleyen zamanlarda gövdeden ayrılarak yaprak halini almaktadırlar. Zencefil çiçekli bir bitkidir. Genellikle yeşil renkte olan çiçekleri oldukça geniş bir renk aralığına da sahiptir.

Etken Maddelerini incelememiz gerekirse

Zencefil bitkisinin tüm Dünya’da aktif olarak kullanılmasının temel nedeni bünyesinde bulunduğu uçucu yağlardır. İçeriğinde bulunan fenol bileşikleri de popülerliğini artıran bir diğer özelliktir. Aynı zamanda içeriğinde bulundurduğu nişasta ve kalsiyum da önemli bir etkendir. B vitaminleri ve C vitaminin de bulunması sağlık açısından tercih edilmesine sebeptir.


Zencefil Bitkisi Neden Tercih Edilmelidir


• İçeriğinde bulunan yağ asitlerinden dolayı iştah açmaktadır.
• Antiseptik maddeler barındırdığından dolayı da kanı temizler
• Doğu Asya ülkelerinde de kullanıldığı gibi mide faaliyetlerini düzenler
• Özellikle hamile bayanlarda meydana gelen mide bulantılarını engellemektedir.
• Bağırsaklarda meydana gelen bazı maddelerin kolaylıkla dışarı atılmasını sağlar
• Solunumun yeniden yapılandırılmasını sağlar
www.saglikvesifa.com/zencefil-zencefilin-faydalari-zencefilin-kullanimi-zencefilin-zararlari-nelerdir.html

Makattan Kan gelmesi(Rektal Kanama)


Rektal kanama genelde tuvalet kağında veya dışkıda parlak kırmızı renginde kan ile kendini belli eder. Büyük abdestinizdeki koyu kırmızı rektal kanamanın en çok görüldüğü belirtidir. Rektal kanamasının en büyük nedeni basur memesi ismi verilen hemoroid. Makatta hemoroid ağrı ve damarların büyümesine neden olur. Hamileler ve büyük abdest yapan kişilerin zorlanarak yapmasının sebebi budur. Bu ağrı çok kısa sürede geçebilir, buna yönelik tedavi yöntemleride vardır. Yani ağrı yaşamadanda tedavi sayesinde ağrıları sonlandırabilirsiniz. Eğer ağrılar ve kanamalar çoksa hekime başvurmanız gerekmekte. Uzmanlar bu yönde ameliyatın çok düşük olduğunu söylüyor.

Enfeksiyonlu ishal: Bunun nedeni yiyecekler olabilir. Tarihi geçmiş ve bozuk yiyecekler sizi aniden ishal yapabilir ve mide bulantısı, baş ağrısı, karın ağrılarına yol açar. Yiyecekleri dikkatli bir şekilde tüketmekte yarar var.

Kolorektal kanser: 50 yaş üzeri kişilerde görülür. Bu yaş grubunda dışkı siyah ve koyu olur. Belirtileri:

İshal
Kabızlık
Büyük abdestde kanama
İnce dışkı
Katı dışkı
Karın ağrısı
Gaz
Kilo
Kramp

Tedavi

Uzmanlar tedavi olarak bolbol su içilmesini ve lifi yüksek yiyecekler yenmesini söylemktedir. Meyve ve sebzeleri bol bol tüketin. Egzersiz yapın.kaynak:saglikvesifa.com

Cilt Kanseri

Uyarıcı Belirtilen Düzensiz sınırları olan küçük bir lezyon (yara, bere) ve vücutta veya kol ve bacaklarda kırmızı, beyaz, mavi veya mavi-siyah lekeler; cildin herhangi bir yerinde rengi inci beyazından siyaha kadar değişen yumru veya lezyonlar; avuç içi, ayak tabanı, el ve ayak parmaklarının uç kısımlarında koyu renkli lezyonlar; güneşe maruz kalmış cilt üzerinde daha koyu renkli beneklerle birlikte geniş kah-verengimsi lekeler; cildin herhangi bir yerinde kırmızımsı mor lekeler; ayak parmakları veya bacakta mor-kahverengi veya koyu mavi no-düller; yüz, kulak veya boyunda inci gibi veya mumlu gibi yumru veya şişler-, göğüs veya sırtta düz, ten rengi veya kahverengi yara izine benzer lezyonlar; yüz, kulaklar, boyun, eller veya kollarda pullu veya kabukla kaplı yüzeyi olan düz lezyon veya kırmızı nodul; herhangi bir bende görülen değişiklik veya iyileşmeyen bir yara.

Cilt Kanseri Önlenebilirmi?

Cilt kanseri önlenebilir. Kanseri önlemek için çok erken teşhis gerekiyor. Cilt kanserinde en büyük belirtli burundaki kızarıklık, vücutta kızarmalardır. Hastalığı geçiren kişi bu kızarmaları önemser ve bir hekime başvurursa, kanseri önlemek mümkün. Yapılan araştırmalar sonucu cilt kanseri riski 40 yaş sonrası için. Yani 40 yaşından itibaren vücutta çıkacak herhangi bir izi önemsemelisiniz.

Cilt Kanseri Belirtileri

Burunda kızarma
Kaşıntı
İğne batması

Günümüz de cilt kanserini tedavi etmek basit bir operasyon ile mümkün. Ancak erken tedavi çok önemli ve geç kalınmış kanserlerde ölüm riski bile vardır. Kanserin belirtilerini önemseyerek 40 yaşından sonra bunları yaşayan kimselerin başvuracağı dal: Plastik Cerrahtır. Bu belirtilerde uzun süre yani birkaç hafta süren kaşıntı, burun kızarması kanser olmanız yönünde belirtilerdir.

22 Nisan 2011 Cuma

Elmanın faydaları

Elma ülkemizde eylül ve ekim ayında başlamaktadır. Yani elmanın dalından kopma mevsimi (hasat) en iyi olarak adlandırılır. Elmadan en iyi ekim ayında yararlanılır. Bir elmadaki 100 gram 54 gram kaloriye tekabül etmektedir. Bu enerji ise yağdan değil meyvenin şekerindendir.

Elmanın faydaları

Organizmanın savunma sistemini güçlendirir.

Sinir ve kas sistemini için gereklidir.

Oligo ve element yönünden çok zengindir.

Sporda elma:

Spor öncesi yendiğinde (1 elma) yüksek oranda enerji verir.
Spora başladığınız zaman yerseniz organizmanıza çeşitli mineral ve vitamin yüklersiniz.
Spor sonrası ise %85 oranında su içeriğinizi tamamlar ve toksinleri vucuttan atar.

100 gram. elmada
Glucid % 12,6
Protid % 0,3
Su % 84,3
Lif % 2,5
Lipid % 0,3

Elmanın içindeki vitaminler:
B1, B2, PP, B5, B9, Provitamin A (karoten) dir.

Elmada C vitamini:

Elmanın sağladığı en önemli vitamin c vitaminidir. En fazla kabuğunda bulunur. Bu yüzden kabukları ile yenmesi önerilir.

Detaylı bilgiye elmanın faydaları linkinden ulaşabilirsiniz

18 Nisan 2011 Pazartesi

İdeal kilonuzu yaka­lamak ve onu korumak


İnsan vücudunun %70′i sudur. Vücudunuzda kabaca 38-50 litre su bulunur. Kaslarınızın ve kalbinizin %75′i, beyninizin ve böbreklerinizin %83′ü, akciğerlerinizin %86′sı ve gözlerinizin %95′i sudan oluşur. Hatta kemiklerinizin %22′si bile aslında sudur. O nedenle, bir anlamda siz, içtiğiniz şeysiniz. Eğer yete­rince su içmezseniz -Amerikalıların çoğu içmez- veya yanlış içecekler içerseniz, vücudunuzu ve sağlığınızı riske atarsınız. Kilonuz bu risklerin görülebilir bir işaretidir. Bu nedenle sade­ce sağlıklı olmak için değil aynı zamanda ideal kilonuzu yaka­lamak ve onu korumak için de en önemli olan şeyin kaliteli su içmek olduğuna son derece inanıyorum.

Zayıflamanın 5 özel formülü


Ülkemizdeki obezite salgınının çok büyük oranlara ulaşmasıyla birlikte, kilo vermek ve kilo korumak için bu 5 kolay ve temel kuralı uygulamaya başlamanın zamanı geldi.

Ülkemizdeki obezite salgınının çok büyük oranlara ulaşmasıyla birlikte, kilo vermek ve kilo korumak için bu 5 kolay ve temel kuralı uygulamaya başlamanın zamanı geldi. Dr. Oz Show’da tüm detayları anlatan Dr. Öz‘ün işte 5 altın kuralı;

1. Streç pantolon giymeyin; Giyiminiz kilo almak için bir erken uyarı sistemidir. Streç kıyafetler giyerek bilmeden kilo almanızı kolaylaştırırsınız.

2. Kötü kıyafetlerinizi dolabınızda tutmayın; Sağlıksız kilodayken giydiğiniz kıyafetleri dolabınızda tuttuğunuzda bu size kilo verememe durumunuzda kafanızda yedek bir plan oluşturur.

3. Dört ayaklı hayvanların etini haftada bir kereden fazla yemeyin; Dört ayaklı hayvanların eti, tavuk gibi iki ayaklı veya balık gibi ayaksız hayvanlara göre daha fazla doymuş yağ içerir.

4. Atıştırmalıklardan vazgeçin; Buzdolabını açmadan önce öğününüzü belirleyin, ihtiyacınız olan kadarını alın ve kapatın.

5. Akşam 19:30′dan sonra yemeyin; Gece geç saatlerde yemek yediğiniz zaman ne ölçüde yediğinizin farkına varamazsınız. Özellikle televizyonun karşısında yemek yeme olasılığınız yüksektir

Doğru zayıflamak için uzman tavsiyeleri


Kilo verme, zayıflamak için verilen çaba çoğu zaman bir kabusa dönüşe bilir. İşte doğru kilo vermek , doğru zayıklamak için uzman tavsiyeleri

Bitip tükenmek bilmez bir çabadır zayıflamak. Gün biter, hafta biter, hatta yıl biter de kadınların kilo verme çabası bitmez. Bu kadar çabanın üstüne bir-iki kilo verince değmeyin hanımların keyfine!
Nasıl olsa vücuttaki fazlalıklar gitti.” diye bir rahatlama ki sormayın; verilen kilolar olduğu gibi vücuda geri dönüyor. Haliyle dondurmadan, tatlıdan, pilavdan uzak zalim günler yeniden kapıda! Bu sefer yorucu ve nefsi bezdiren diyetlere başlanıyor. Haftalar aylar geçiyor bir sonuca varılamıyor; onca çabaya rağmen yağlar halen vücudu sarıp sarmalıyor. Kadınlar için kâbuslar kaçınılmaz; depresyon ise sonu gelmez bir yol oluyor.
Hal böyle olunca diyet yapmak eşittir ‘kilo alma sendromu’na dönüşüyor. Peki, zayıflamayı kilo alma sendromundan çıkarmak için ne yapmalıyız? Sema Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Hayrettin Mutlu’ya göre yapılması gereken ilk şey, sendrom oluşturacak ve kilo vermenizi önleyecek sebepleri ortadan kaldırmak. Mutlu, kış aylarında vücut yağlanmasının arttığını, yaz aylarında ise vücut yağ dokusunun azaldığını, bu yüzden diyet yapıp strese girmek yerine sağlıklı beslenmenin yollarıyla uğraşmak gerektiğini söylüyor. Mutsuz olmadan zayıflamak için toplumun olumsuz söylemlerini bir kenara bırakarak yağlarla savaşmayı öneriyor.

Mutlu, “İnsanları ‘kilo alma sendromuna’ yaz aylarında uygulanan şok diyetler itiyor. Bu diyetler zayıflatıyor fakat en ufak bir rahatlamada kiloları geri getiriyor. Tabii bu da diyet yapmayı sürekli kılıyor. Sendroma girmeden zayıflamanın tek çaresi var: Hızlı kilo verme hayallerini bir kenara bırakmak. Şunu unutmayın yavaş zayıflamaya çalışırsanız, verdiğiniz kiloları hemen geri almazsınız. Haliyle, ‘kilo alma sendromu’ gibi bir ruh haliyle mücadele etmemiş olursunuz.” diyor.
Mutlu’ya göre sendromu tetikleyen etkenlerden bir diğeri de sevdiğimiz lezzetleri hayatımızdan tamamıyla çıkarmaya çalışmak. İnsan sevdiği bir tatlıyı yiyemezse kilo vermesi zorlaşır, hatta strese girer. Burada önemli olan hiç yememek değil, az yemektir. Bir kilo baklava yemek yerine bir dilim baklava tatmayı tercih etmektir mesela.
Kilo alma sendromuna yakalanmamak için ne yapılmalı?
Hayrettin Mutlu (Sema Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı): Sürekli diyet yapıyor, kilo veremiyor ya da verdiğiniz kiloları geri alıyorsanız yapacağınız en önemli şey, beslenme düzeninizi biraz basitleştirmek. Bedeninizi rahat bırakın. Katı ve kısa süreli diyetler yerine uzman takibiyle ayda bir kilo vermeyi hedefleyin. Zayıflamayı amaç edinmek yerine zayıf kalmayı benimseyin. Sonra ‘zayıflayayım da ne şekilde olursa olsun zayıflayayım’ tavrıyla hiçbir şekilde diyet aramayın. Bu, sadece sorunu görmezden gelmektir. Siz kilolarınızı görmezden gelmek yerine, onlarla yüzleşin ki daha sağlıklı kilo vermek için kendinizi motive edebilesiniz. İradenizin güçlü olduğu noktasında telkinlerde bulunup bunu kendinize kanıtlayın. Piyasadaki haplardan uzak durun. Yemek yerken ağır olun, gerekirse çiğneme sürenizi uzatın, böylece çok yemiş hissine ulaşacaksınız. Hızlı ve büyük hedefler koyup kendinizi üzmeyin, küçük hedeflerle vereceğiniz kiloların mutluluğuna ulaşın.

Kadriye Şentürk Pehlivan (Sema Hastanesi Psikiyatri Uzmanı): Şişmanlık tedavisinde, fazla yemenin psikolojik sebepleri araştırılıp tedavi edilmezse zayıflatmak kolay olmuyor. Üstelik hasta kilo verse bile bu kilolar çok rahat geri alınabiliyor. Haliyle tekrarlayan kısır döngü kişileri daha çok mutsuz ediyor. Bu bakımdan, kilo vermeyi sendroma dönüştürmemek için hastayı diyet öncesi psikolojik olarak tedavi etmek gerekiyor. Kısacası sağlıklı kilo vermenin yolu psikolojik bir tedavi ile sağlanıyor. Çünkü psikolojik destek, kişinin kontrollü bir şekilde kilo verme sürecinde önemli bir rol oynuyor.

Popüler Yayınlar

Related Posts with Thumbnails
Pasta Tarifleri

Uyarı

Bu site yayınlanan sağlık ile ilgili bilgiler , ziyaretçilerini bilgilendirmek amacıyla yayınlanmaktadır. Burada yayınlanan yazıların tamamı bilgilendirme amaçlı olup, hiçbir şekilde hekim muayenesi ve konsültasyonunun yerine konulmamalı, hastalık ve diğer sorunlara yönelik teşhis ve tedavi amaçlı olarak kullanılmamalıdır. Sağlığınızla ilgili acil durumlarda, bekleme süresi sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebileceği için, zaman geçirmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmanızı öneririz.
Genel Kişisel Web