KADINDA ÜRETİM ORGANLARI VE ÜREME FONKSİYONU
Erkekteki üreme organlarının ve onların fonksiyonlarının incelenmesine başlarken, her iki cinste, dış görünüş yönünden her ne kadar birbirlerine zıt gibi olsalar da, cinsel organların birbirine benzediğini ve uyduğunu belirtmiştik. Gerçekten kadın üretim cihazının taslağı, ana çizgileriyle erkeğin üretim cihazına uymaktadır.
Erkekte olduğu gibi burada da orta çizginin her iki yamna yerleşmiş iki üreme bezi vardır. Bu bezler yumurtalık adını alır. Bezler orta çizgiye doğru hortum ya da tubalar adıyla anılan iki yol gönderir. Orta çizgide birbirine yaklaşan her iki yol, sonuç olarak kaslardan zengin ve içi boş bir organa açılır. Bu organ, rahim ya da döl yatağı denen oluşumdur. Erkekle kadının cinsel birleşmesinin meyvası olan yavrunun yerleştiği ve büyüdüğü rahim, dış dünya ile ilişkisini kendisinden sonra gelen vajina aracılığıyla kurmaktadır.
Kadın ve erkek üreme organlarının arasında, ana taslakları yönünden benzerlik ve uygunluklar söz konusuysa da, gene aralarında belirli farklılaşmaların olduğu bir gerçektir. Kadının üreme cihazı, özellikle durumu ve orantıları yönünden erkeğinkinden gözle görülür bir şekilde ayrılır. Üreme bezleri hem şekil, hem de büyüklükçe birbiriyle uyuşur ama, erkeğin sperma yollarının uzunluğuyla kadında tubaların uzunluğu birbirinden belirli olarak farklıdır. Erkekte testisler gövdenin dışında olduğu için sperma yollarının uzunluğu 25 santim kadardır. Oysa kadında tubaların uzunluğu bir parmağmkini geçmez.
Erkekte sperma yollarının açıldığı prostat ancak bir ceviz büyüklüğündedir. Buna karşılık kadında tubaların açıldığı rahim bir armut büyüklüğüne erişir. Erkekte, spermanın içinden geçtiği uretra çapının bir örgü şişi kalınlığında olmasına karşılık kadında vagina yani bir başka deyimle döl yatağı çok geniştir. Çünkü cinsel temas sırasında erkeklik organını içine alması ve çocuğun doğumu sırasında da onun geçişme uygun olması gerekmektedir.
Erkek ve kadın üreme organlarının arasındaki orantı farklarından daha önemli bir konu vardır. Bu da durumlarının tersliğidir. Erkek üreme cihazı, kadınmkine girmek ve oraya üreme hücrelerini bırakmak amacıyla çıkıntılı bir şekilde oluşmuştur. Buna karşılık kadının üreme cihazı, erkeklik organını içine alabilmek ve sper-matozoidleri saklamak için oyuk olarak yapılmış bir organdır.
Sanki kadının üreme cihazı bir kalıp, erkeğinkiyse döküm olup biri ötekinin izini almıştır.
Anatomik özellikleri ve daha kolayca incelenmeleri yönünden kadının üreme organlarını birkaç bölüm şeklinde sıralamak uygun olacaktır. Buna göre organlar şöyle ayrılabilir:
1 — Yumurtacığın yapıldığı yumurtalıklar.
2 — Yumurtacığı rahme götüren tubalar ya da follop boruları.
3 — Aşılanmış olan yumurtacığı büyüten rahim ya da döl yatağı.
4 — Kadında çiftleşme organı olan vagina ve vulva.
Bu saydığımız organlara, cinsel temas ve çocukla büyük çapta ilişkisi yönünden, memeleri de eklemek gereklidir.
Yumurtalıklar — Kadının üreme hücresi olan yumurtacığı yapan bezlere yumurtalık adı verilir. Yumurtalıklar, daha önce de belirttiğimiz gibi, erkekteki testislere uyan her iki gerçek döl verme organıdır. Bunlar yumurtacık yapan organlar olduğu gibi, aynı zamanda birer içsalgı bezi fonksiyonunu da üzerlerine almıştır. İleride daha ayrıntılı olarak anlatacağımız bazı kadınlık hormonlarını yapma özellikleri de vardır.
Yumurtalıklar rahmin her iki yanında, tubalarm altında ve barsakları örten karın zarının iki kıvrımı içinde bulunur. Rahim gibi bunlar da birtakım bağlarla, çevrelerindeki başka organlara tutunmuştur. Şekil ve boyutları bir bademinkilere uyan yumurtalıkların uzunlukları 3 ile 5 santim, genişlikleri 1,8 santim ve kalınlıkları da 1,2 santim kadardır. Yanlardan basıktırlar ve büyük eksenleri hiç doğurmamış kadınlarda hemen hemen yere dikey durumdadır. Yumurtalıkların görünüşü de yaş ve fizyolojik durumlarla ilgili olarak değişiklik gösterir.
Yüzeyleri buluğ çağına kadar düzdür. Yaş ilerledikçe, her ay bir yumurtacığın çevresindeki keseyi çatlatıp açığa çıkmasıyla birtakım çıkıntılar meydana gelir. Bu yüzden yumurtalıkların yüzeyi de pürtüklü bir şekil alır. Buna karşılık, âdetlerin kesilmesinden, yani artık yumurtacık yapımının durmasından sonra yumurtalıklar küçülür ve yüzeylerindeki pürtükler de kaybolarak düz bir görünüm kazanırlar. Küçülmeyle ilgili olarak ağırlık da 6-8 gramdan yaşlılarda 1-2 grama kadar düşer.
Yumurtalıklar herhangi bir nedenle hastalandığında böbreklere vuran şiddetli ağrı duygusunu uyandırır. Ba-zan da yumurtalıktaki bir iltihap apandisit doğurabilmekte ya da tam tersi, apandisitti bir kadında iltihap yumurtalığa geçebilmektedir. Çünkü sağ tarafta bu iki oluşumun birbirinden uzaklığı, birindeki iltihabı ötekine geçirebilecek kadar daha azdır.
Bir yumurtalığı ortadan yarıp kesitine mikroskop altında baktığımızda, çeşitli olgunlaşma devrelerinde birçok yumurta hücresi görürüz. Her yumurtalıkta yaklaşık olarak 30 000 ile 200 000 kadar yumurtacık bulunmaktadır.
Bunların, kız çocuğunun doğumu ile birlikte yumurtalıkta var olup olmadıkları tam olarak bilinmemektedir ve tartışma konusudur. Bazı anatomi bilginleri yumurtacıkların sürekli olarak yenilenme şeklinde sonradan ortaya çıktığını ve başlangıçta olmadığını düşünmektedir. Ama, yumurtacıkların doğumdan başlamak üzere, anatomik yönden olgunluğa erişmiş oldukları görüşü daha akla yakındır. Bu çağdan başlayarak sayılarının yavaş yavaş azaldığı söylenebilir.
Yumurtacık yuvarlak ve toplu iğne başından daha küçük bir hücredir. Çıplak gözle ayırdedilebilir. Yani, ancak mikroskop altında ayırdedilip görülebilen erkek üreme hücresinden daha büyüktür. Yumurtacıkta da spermatozoidde olduğu gibi, 24 tane kromozom bulunur. Bunlar annenin özelliklerini, yapı karakterlerini çocuğa taşırlar. Yumurtacık yumurtalık içinde, içi sıvıyla dolu ince bir kabarcık içinde gelişir. Buna Graaf folikülü adı verilmektedir. Bu kabarcık yumurtalığın yüzeyinde bulunur. Bazan birkaç gün erken ya da geç olmakla birlikte, genellikle her 4 haftada bir kere, yumurtalıklardan bir tanesinde tam olarak olgunlaşmış bir yumurtacık vardır. Bu durum kadının iç cinsel organlarında çok önemli bir değişikliğe yol açmaktadır. Yumurtacık olgunluğa eriştiği zaman, toplanan sıvının yaptığı basınçla çeperi şişerek gerilmiş olan Graaf folikülü çatlar ve yırtılarak içindekilerle birlikte yumurtacığı dışarı atar. Bu olaya yumurtlama adı verilmektedir. İşte ileride daha geniş olarak anlatacağımız kadınlardaki âdet görme mekanizmasında rol oynayan en önemli olaylardan biri de budur. Bu dönemde artık yumurtacığın kılıfı yoktur ve albüminli bir maddeyle beslenip korunmazsa ölecektir.
Gene ileride, âdet görme olayının anlatılışı sırasında açıklayacağımız bazı özel nedenler yüzünden, olgun yumurtacığın Graaf folikülünden atıldığı gün, kadın için önemli bir tarihtir. Bu gün hiçbir zaman mutlak bir şekilde önceden belirlenemez. Çünkü yumurtlama olayını birçok dış şart etkileyebilmektedir. Genellikle bu olayın, âdet kanamasının ilk gününden sonraki onbirinci ve ondördüncü günler arasında olduğu kabul edilmektedir.
Bazı kadınlar, yumurtlamanın içinde yer aldığı yumurtalıkla ilgili olarak karnın alt kısımlarında, sağ ya da sol tarafta bir ağrı duyar. Tam yumurtlama sırasında ortaya çıkan bu ağrıya yumurtlama “krampı, adı verilmektedir.
Bütün bu anlattıklarımıza bakarsak, yumurtalıkların sanki iyi kapatılmış bir konserve kutusu gibi, çevrelerinden bütünüyle ayrılmış olduğunu görürüz. Yumurtalığı terkedecek olan her yumurtacık, çevresinde bulunan deri kılıfı yırtmak ve yırtıktan dışarıya çıkmak zorundadır. Bunu da iyi bir şekilde başarır. Hiçbirimiz hayatımızın bu birinci döneminde, anamızın yumurtalığındaki bir yumurta hücresinden başka bir şey değiliz. Dünyadaki ilk hareketimiz, kapalı bir cezaevinden kaçmak isteyen insanlar gibi, aşağı yukarı bir suç olarak olmaktadır. Oysa her tarafıyla kapalı olan yumurtalık anneliğin bir sembolüdür. Sanki çocuklarını koruyucu bir dokuyla çevirip bırakmak istememe çabasındadır. Buna karşılık kaçan yumurta hücresi de çocuğun ilk örneğidir. Hiçbir zaman yakalanacağını kabul etmez ve ananın çocuklarının çevresine çektiği sevgi kılıfını delerek dünyaya doğru kaçar.
Şifalı bitkilerle cilt bakımı ve güzellik kürleri. Ayrıca Uzmanlar tarafından Çeşitli kürler ve tavsiyeleri,Çocuk ve bebek sağlığı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Sistit, genellikle bir enfeksiyon sonucunda idrar kesesi (mesane)nin iltihaplanmasıdır .Prof.Dr.İbrahim Saraçoğlu Sistit için en faydalı ot...
-
Badminton , açık havanın olumsuz etkilerini önlemek amacıyla genellikle kapalı alanlarda oynanır. Kort 13.40 m uzunluğundadır. Genişlik tekl...
-
Kına Kleopatra zamanından bu yana saç boyamakta başarıyla kullanılagelmiştir. Her ne kadar zamanımızda kimyasal boyalar moda olmuşsa da, bir...
-
Bazı kimseler beden yapıları açısından veya bazı psikolojik ve sosyal sebeplerle şehvet arzularının azalmasını isteyebilirler. Dinimiz...
-
SEZARYEN Eskiden sonuçları anne için tehlikelerle dolu olduğundan çok ender başvurulan sezaryen, günümüzde ameliyat ye uyuşturma teknikler...
-
2009 yazının en moda saçları nasıl olacak? 2009 yazında dağınık topuzları, örgülü saçları, uzun kakülleri, dalgaları ve bukleleri göreceğiz....
-
Rektal kanama genelde tuvalet kağında veya dışkıda parlak kırmızı renginde kan ile kendini belli eder. Büyük abdestinizdeki koyu kırmızı re...
-
uzunluk: minimum 90 maksimum 120 m genişlik : minimum 45 maksimum 90 m uluslarası maçlarda, uzunluk: minimum 45 maksimum 90 m genişlik : m...
-
Böbrek taşını harekete geçiren kimyasal güç avakado yaprağında bulunan "Methhychavicol" dur. Avakado yaprağını kaynatarak elde ede...
-
Teninize uygun parfüm olduğu gibi burcunuza görede parfümünüz olduğunu biliyormusunuz...İşte burcunuza uygun parfümler SU GRUBU (Yengeç,Bal...
Uyarı
Bu site yayınlanan sağlık ile ilgili bilgiler , ziyaretçilerini bilgilendirmek amacıyla yayınlanmaktadır.
Burada yayınlanan yazıların tamamı bilgilendirme amaçlı olup, hiçbir şekilde hekim muayenesi ve konsültasyonunun yerine konulmamalı, hastalık ve diğer sorunlara yönelik teşhis ve tedavi amaçlı olarak kullanılmamalıdır.
Sağlığınızla ilgili acil durumlarda, bekleme süresi sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebileceği için, zaman geçirmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmanızı öneririz.
Genel Kişisel Web
Genel Kişisel Web
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder