Neden sevgi gibi güzel bir duygu, bu kadar yıpratıcı hadiselere neden olmakta?
Çünkü sevgi, insani-manevi bir duygu iken, gençlik aşkları daha çok dürtüsel hislerdir. Tatmin edilmeyi bekleyen içgüdüler kabararak his pusulasını sıkça yanıltırlar.
Ayrıca gençlik aşklarının birçoğu yalnız kalma korkusuyla, iyi düşünülmeden verilen kararlarla meydana gelir. Yalnızlık acı vericidir;, hele de o yaşlarda. Gençler o yaşlarda kendilerine güven için arkadaşlık ve duygusal ilişkiye çok fazla mana yüklemektedirler. Bunda, henüz 8-9 yaşlarındakiçocukların bile flört ettiğinden bahseden dizilerimizin de katkısı var kuşkusuz.
Modern kültür flörtü serbestten öte mecburi tutan garip bir anlayışa sahip olduğu için; günümüz gençliğinin ilişkilerinin birçoğu zarurettendir. Eğlenceye katılmayan gençlerin gruplardan dışlandığı; eğlence yerlerine ise “damsız” girilmediğ göz önünde bulundurulursa bu daha kolay anlaşılır.
Oysa sevgi; üzerinde enikonu düşünülmesi gereken bir konudur.
Sevgi, özel kimliğimizin duvarını aşarak bir başkasıyla birleşmemizdir. Gerçek anlamda “Aşık olmak”, iki kişinin sadece, birbirlerinin gözlerinin içerisine sevgiyle bakmaları değil; aynı zamanda, tüm fikirleriyle aynı yöne bakabilmeleridir ve bakışlarla olduğu gibi ruhen de bütünleşebilmeleridir.Oysa gençlik çağlarında henüz ne olduğunu, ne istediğini 2 belirlemiş midirler ki?
Flört sırasında genellikle taraflardan biri “ben böyle düşünuyorum, bunu seviyorum” vs. der. Diğeri birlikteliği sürdürmek istiyorsa “ah evet ben de” diye cevap verir ve “tam birbirimize göreyiz” hissi belirir.
Bir süre gerçekten de böyledir. Hatta bazen tüm şartlar uygun gelişir, araya ayrılık da girmezse evlilik bile gerçekleşir. Fakat ne zaman ki ilişkide yapmacık nezaket dönemi biter; işte o zaman gerçek meydanda sırıtır kalır.
Aslında taraflardan biri bir ilişki sahibi olmaya fazlaca değer yüklemiş, gerçek isteklerini hep baskılamıştır. Ama bunun sonsuza kadar sürdüremeyeceğini anlayınca gerçek kimliğini aramaya başlar. Üstelik kendisini ancak ilişkilerde yapılandıracağını sanan biriyse bunu yeni bir ilişkide aramaya kalkışabilir…
Gerçek şu ki, birçok kişide birleşme, biriyle sevgiyle bir olma isteği oldukça kuvvetlidir. O kadar ki kendi benliğini kurmasını engelleyecek kadar. Hep “bir” olacağı bir diğer yarısını aramaktadır.
Ancak evlendikten sonra çiftin “bir olma” fantezisi gerçeklerin sınamasına dayanamaz. Günlük hayatın sorunları karşısında, er ya da geç ferdi irade ve istekler ortaya konulur. Çelişkiler belirir. Kadın yine eskisi gibi gezmek ister, erkek kabul etmez. Erkek para biriktirmek arzusundadır, kadın bulaşık makinesi için bastırır. Kadın ev işlerinden şikayet eder; erkekse kendi meşguliyetlerinden dem vurur. Böylece ilişkinin flört dönemindeki hisler ortadan kalkar; evliliğin aşkı öldürdüğü efsanesi anlatılmaya başlanır.Yada daha da kötüsü, “yanlış insanla evlenildiği”, daha doğrusu “evlendiğini sandığı insanla evlenmediği” neticesine varılır. Birçok kişi ilişkilerin başlangıç kısımlarındaki heyecanlı dönemin tutkunu olur, bu nedenle evliliğe sadıkda kalamazlar.
Bütün bunlardan söz etmemizin nedeni sevgiye inanmamamız değil, ama içgüdü baskısı, model ve kimlik arayışı, duygu tiryakiliği arasında sevginin hakikatinin yaşanmasının güçlüğünü anlatmaktır.
Elbette kişiliğini İnşa ettikten sonra, ciddi bir niyetle ve yapacağı özveriyi göze alarak, bilinçli bir ilişkiye giren kişi, sevgi deyince neyi anlaması gerektiğini çok daha iyi bilecektir. Bu dönemde zamanından erken yaşanmış acı verici deneyimlerin gölgesi olmasa çok daha iyidir.
Bu nedenle flört konusunda batı kültürünün yaklaşımın körü körüne benimsemek yerine, o hatalardan ders alarak daha doğru bir yaklaşım benimsemek daha uygun olabilir.
Ayrıca bu demek değildir ki, gençlerimiz bu çağda; gelenek göreneklerimizde olduğu gibi, anne baba kararıyla, görücü usulüyle evlensinler!
Ömür boyunca çalıştıkları yerde, sosyal ortamlarda vs. karşı cinsle bir arada olacak insanların; evliliklerini sağlam temel üzerine oturtması gerekir. İleride evliliklerde duygusal çekimin bitmemesi için kişinin duygularını ölçüp biçerek karar vermesi önemlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder