Bedensel ve zihinsel gelişimini tamamlayıp, hisleri olgunlaşan genç kızlar, gittikçe “birlikte olmak istediği kişiye karşı duyulan sevgiyi” tanımayabaşlar. Genellikle okul hayatının önemli bir işlevi de, evlenilecek kişiyle tanışmadır.
Hatta birçok genç okuldan mezun olmadan önce evleneceği kişiyi bulmayı önemser. Çünkü uzun bir süreyi bir arada geçirdikleri ve yaşıt oldukları için kolay anlaşacaklarını düşünürler. Bu bir parça da doğrudur. Özellikle benzer hayat görüşüne sahip gençler okulda kendi aralarında gruplaşırlarken yakınlaşırlar. Hayata birlikte atılmayı düşünürler.
Geleneksel olarakkızlar ilk adımı erkeklerden beklediği için bazı sıkıntılar duyulur. Mesela asıl beğenilen delikanlının gözü başkasındadır; bu nedenle mecburen kendisine alaka gösteren kişiyle zaman geçirilir. Çünkü istediği kişiyi beklerken yalnız kalmaktan korkar.
Elbette bazı çiftler gerçekten birbirini istediği için bir araya gelirler. Bunlar mutlu azınlık diye tabir edebileceğimiz gruptur. Bunlar zannedilenin aksine genellikle popülerlik peşinde koşmayan, iddiasız ve içten kişilerdir.
Popüler çiftler ise genellikle kibirlidir ve birbirlerini incittikleri çok olur. Ayrıca onlara karşı duyulan kıskançlık da mutluluklarını etkileyebilir. Özellikle günümüzdeki gibi, tüm ilişkinin gözönünde yaşanması durumunda…
Günümüzde gençler çoğu zaman grup halinde yaşadıkları ve çiftler halinde eğlendikleri için; birbirlerine gevşek bağlarla bağlı çiftlerden gruplar oluşturmaktadırlar. Bu gruplarda çiftler genellikle yalnız olan kız veya erkek arkadaşlarına eş bulurlar ki, o da yalnız kalmasın. Böylece birlikte eğlenmek mümkün olsun.
Bu arada aynı gruptaki kızlar genellikle birbirlerinin ilişkisini çok yakından izler, dertleşir, paylaşırlar. Hatta paylaşmak İstemeyeni de sıkıştırıp sorgularlar. Bu arada kendininkiyle kıyaslamada bulunurlar. Bazen kıskandıkları durumlar olur, kendi partnerlerine sitem veya baskı yaparlar. Bazen de saf gördükleri arkadaşlarına akıl verirler. Ufak tefek sorunlar dertleşmeler sırasında büyütülür, moral bozucu sözler yüzünden ilişkiler sarsılır. Çünkü bu yaşlardaki gençler birbirlerinden çok akıl alır ve çok etkilenirler.
Bu yaşlarda da gençlerin ailelerin yardımına ihtiyaçları olabilir. Her ne kadar aileden uzaklaşma eğilimi gösteriyor olsa da, yaşadıklarını hissettiklerini paylaşmaya teşvik etmek yerinde olur.
Çünkü maalesef bu çağlar acemilik nedeniyle bazen çok tatsız durumlara da sahne olmaktadır. Araştırmalar bir çok genç kızın duygusal ilişkide çok fazla bağımlılık duyduğunu, bu nedenle erkek arkadaşı tarafından şiddete, cinsi istismara uğrasa bile sesini çıkaramadığını göstermektedir.
Kızınızın arkadaşlık veya duygusal beraberliğinde şu işaretleri gösterip göstermediğini izlemeniz yararlı olur;
■ Erkek arkadaşının öfkesinden korkuyor mu?
■ Kendisine veya ailesinden birine zarar vermekle tehdit etmesi nedeniyle ilişkisini bitirmekte zorlanıyor mu?
■ Sık sık arkadaşının davranışları için özür dilemek ya da savunma yapmak zorunda kalıyor mu?
■ Erkek arkadaşının fikrine karşı çıkmaktan korkuyor mu?
■ Erkek arkadaşının istem dışı olarak bir yere götürdüğü, salıvermediği, gözünü korkutarak ilişkiye zorladığı oluyor mu? .
■ Kendini depresif ve diken üstünde hissediyor mu?
Gençler özellikle kızlar, arkadaşını kaybetme korkusuyla istemediği bir ilişkiye zorlanmakta, hayır diyememektedir. Bu tarz süren ilişkide cinsel istismara açık hale gelmektedir.
Uzmanlar yukarıdaki maddelerle anne babaları uyarıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder