NORMAL BİR KADINDA ENİNE KESİTTE RAHMİN DURUMU RAHMİN AŞIRI ÖNE BÜKÜLMESİ HALİ
Rahmin hem arkaya doğru yatması, hem de gövdenin boyun parçası üzerine arkaya doğru bükülmesi: Bu durum en sık görülen duruş bozukluklarından biridir. Bir kısım vakalar doğuştan olup öteki kısmıysa sonradan çeşitli nedenlerle edinilir. Nedenler arasında doğum ve loğusalık önemli bir yer tutar. Doğumdan arta kalan yırtıkların çekmesi, gebeliğin dokularda yaptığı yumuşama ve gevşeme olayının tam olarak gerileyememesi, loğusalık sırasında gerekli temizlik kurallarına uyulmaması ve uzun süren eritici hastalıklar rahmin bu durum değişikliğinin başlıca nedenleri arasında sayılabilir.
Hastaların şikâyetleri arasında şiddetli âdet kanamaları, ağrılı âdet görmeler, akıntı, bel ve kasık ağrıları, kısırlık, dışkılama zorluğu, idrar etme bozuklukları, bulantı, kusma, başağrısı gibi belirtiler başlıcalarıdır. Arkaya doğru yatma ve bükülme kadın hastalıkları hekimlerinin dikkatini çektiğinden beri, hastaların birçok şikâyeti haklı ya da haksız olarak bu durum bozukluğuna bağlanmak istenmiştir. Özellikle birtakım ameliyat tekniklerinden yararlanarak rahmi normal anatomik yerine getirme çareleri düşünülmüştür. Yeni yeni metotlar bulma yarışı hekimleri çok kere vakaların gösterdiği belirtileri incelemekten uzaklaştırmıştır. Böylece gelişi güzel hepsinin düzeltilmesi yoluna gidilmiştir.
Günümüzde bile gene öyle ameliyatlara rastlanmaktadır ki hasta niçin ameliyat olduğunu bilmez. Ameliyata sebep olarak ileri sürülen belirtiler devam etmekte, hatta bazan daha da şiddetlenmektedir. Ne şekilde olursa olsun, belirti vermediği zaman bu durumun tedavisi gerekmez. Rastgele bir bulgu olarak ortaya çıkarıldığı hallerde bu nokta üzerinde hiç durmamak uygundur. Çünkü, ‘telkin altında kalmaya elverişli yapıdaki hastalarda hekimin atacağı yalnış bir adım ve ağzından çıkacak herhangi bir söz, hastada gerçek bir hastalık kompleksi yaratabilir ve sonradan bunun tedavisi, gerçek bozukluğun-kinden daha da zor olur.
Rahmin normal anatomik yerinden leğen tabanına inişi ve boyun parçasının alt ucunun dışarıdan görünecek dereceye gelmesi: Burada en büyük faktörü gebelik olayıdır. Gerçekten bu gibi durumlara en sık olarak çok doğum yapmış kadınlarda rastlanır. Uygun bir yapıda, ardı ardına doğumlarla bir yandan karın zarı yetersiz bir duruma gelirken, öte yandan üreme organlarının yerinde durmasını sağlayan dayanak cihazları bozulur: Zor ve uzun süren doğumlar, forseps gibi girişimler, apışarası yırtıkları, loğusalık süresince gerekli temizlik şartlarının sağlanmayışı ve rahmin eski şekline dönmesi tamamlanmadan yeniden ağır beden çalışmalarının başlaması gibi faktörler böyle inişlerin ortaya çıkması için uygun ortamı yaratır.
Ne yazık ki ülkemizin yaşama şartları bu gibi durumların ortaya çıkması için çok uygundur. Tarlasında çalışan bir köylü kadının çocuğunu doğurması da çoğunlukla tarlada olur. Çocuğun göbeğini iki taşın arasınasıkıştırarak kesen kadın sonra onu omuzuna vurarak köyüne döner. Bu kadının çocuk doğurdu diye dinlenme hakkı yoktur ve ertesi günden başlamak üzere gene aynı ağır şartlarda tarlasında çalışacaktır. Yurdumuzda kadınlarda rahmin inişi vakalarının oranının yüksek oluşu bu yüzdendir.
Doğurmuş her kadın, ıkındığı zaman, vaginasının ön kısımları vulva içerisinde az çok görünür. Gene bir çoğunda da rahmin %oyun parçası hafifçe inmiş olabilir. Ama, tam bir fıtıklaşmanın olması halinde, rahmin dışarı çıkmasıyla bütün vagina duvarının tıpkı bir eldiven parmağı gibi içinin dışına döndüğü görülür. Önde vagi-nayla idrar torbası sıkı sıkıya birbirine bağlanmış bulunduğundan idrar torbası da birlikte sürüklenir.
Rahmin boyun parçası fıtıklaşmanın oluş süresince, kanla aşırı dolma yüzünden büyür. Aynı zamanda karm içi organlarıyla dış ortam arasındaki basınç farkı yüzünden bu gibi vakalarda boyun parçasında uzamalar görülür. Özellikle yaşlı kadınlarda görülen bir kısım fıtıklaşmalarda yaşlı ve küçülmüş rahim bütünüyle fıtık kesesi içinde bulunur. Bir kısmındaysa rahmin yalnız boyun parçası fıtıklaşmıştır.
Bazan ileri derecede bir fıtıklaşma hastada hiçbir şikâyet doğurmadığı gibi, hafif bir iniş bile çeşitli sıkıntılara sebep olarak hastanın hekime danışmasını zorunlu kılabilir.
Ortaya çıkan başlıca belirtiler şunlardır: Hastada sanki bir şey doğuyormuş, aşağıdan bir şey fırlayacakmış gibi bir duyum vardır. Buna bel ve kasık ağrıları eklenir. İdrar yollarıyla ilgili belirtiler, örneğin idrarını tutamama durumu olabilir. Gerçekten, fıtıklı hastalarla konuşulduğunda birçoğunun ağır kaldırana, öksürme, gülme gibi nedenlerle idrarlarını kaçırdıkları, bazılarının da ancak fıtıklarını elleriyle içeri sokarak ve şırınga gibi idrar torbalarını sıkarak idrarlarını boşalttıkları öğrenilir. Ayrıca büyük abdest etmede de şikâyetler görülebilir. Hastanın yürümesi sırasında fıtık zorluk doğurur ve çamaşırların değmesiyle fıtıklaşan rahim üzerinde kolayca yaralar açılır. Yaraların iltihaplanması birtakım kötü sonuçların ortaya çıkmasına yol açar. Bu yüzden böyle vakalarda erkenden tedaviye başlamak ve gerekirse ameliyat etmek uygundur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder