Şifalı bitkilerle cilt bakımı ve güzellik kürleri. Ayrıca Uzmanlar tarafından Çeşitli kürler ve tavsiyeleri,Çocuk ve bebek sağlığı
30 Nisan 2010 Cuma
Sivilce problemine kökten çözüm
Ergenlik sivilcelerinden onları sıkarak kurtulamazsınız, bu sadece sivilcelerin suratınızda kalıcı izler bırakmasına sebep olur. Özellikle kaş hizası üzerindeki sivilceleri sıkmak sinirlere zarar verebileceğinden çok tehliklidir.
Birkaç Çözüm yolu (bunlar sadece öneridir, dermetoloğunuza danışmanız tavsiye edilir)
Papatya Suyu Ile
Gerekli Malzemeler: papatya, şahtere otu, badem yağı
Bir avuç papatyayı pırasanın sıkılmış suyuna atıp kaynatın. Sıkarak çıkardığınız papatya posasının içine bir tutam şahtere otu ilave edin ve krem kıvamına gelinceye kadar badem yağı ekleyerek yoğurun. Hazırladığınız kremi cildinizi temizledikten sonra sivilceli bölgeye sürün.
Nar Kabuğu ve Gül-Suyu İle
Gerekli Malzemeler: nar kabuğu. gül-suyu
Birkaç tane narın kabuklarını biraz sirkenin içine atıp kaynatın. Bu karışıma gül-suyu ilave edin, bu sıvıya batırdığınız temiz bir pamukla temizlenmiş ciltteki sivilceli bölgeye kompres yapın.
Gül yaprağı ile
Gerekli Malzemeler: gül yaprağı. papatya, şahtere otu, badem yağı
Bir avuç gül yaprağı, bir avuç şahtere otu ve bir avuç papatyayı sirkeli suda kaynatın. Sonra süzün ve elde ettiğiniz posaya dövülmüş nar kabuğu ve krem kıvamına gelecek kadar badem yağı katarak iyice yoğurup sivilceli bölgeye sürün.
Şahtere Otu İle
Gerekli Malzemeler: şahtere otu, badem yağı
Bir avuç şahtere otunu kaynar suda yarım saat bekletin. Daha sonra temiz bir tülbentten geçirerek süzün. Elde ettiğiniz sıvıya 10-15 damla badem yağı ilave ederek iyice karıştırın. Hazırladığınız karışıma batırdığınız temiz bir pamukla sivilceli bölgeye kompres yapın
internet haber
28 Nisan 2010 Çarşamba
Çörek Otu ile Zayıflama
Çörek otunun kendisini veya yağını kahvaltı ve yemeklerden bir saat önce bir çay kaşığı miktarında bir bardak su ile yutmalısınız. Çörekotu yağını %100 saf, ilk sıkım, soğuk sıkım olarak tercih edin. Çörek otu fazla kiloları olan kişilerin iştahını azaltabilir. Daha çabuk doyma hissi oluşturur. Bu şekilde zayıflamanıza yardımcı olur. Yemekten önce içilen bir bardak suyun da zayıflamaya etkisi vardır.
Resmi laboratuar kayıtlarına göre
Kahvaltı ve yemeklerden yarım saat önce, yani günde 3 kez 1 gram çörek otunu çiğneyerek yutmak zayıflatmaktadır. (1 gram ortalama 300 çörek otu tanesidir.)
Bir genç kıza bunu 1 ay önce söylemiştim. Geçen gün kendisi ile karşılaştım; 1 ayda 4 kilo vermiş olduğunu söyledi. Çörek otunu her yemekten yarım saat önce çiğneyerek tüketmelisiniz. Eğer bu kullanım şekli rahatsız ediyorsa, benim yaptığım gibi kahvaltı ve yemeklerden yarım saat önce yarım çay kaşığı kadar yağını biraz suyla yutmalısınız. Son 2 ay içerisinde pantolonlarım 2 beden küçüldü. Çiğnenmeden yutulan çörekotunun midede açılması, şişmesi ve tok tutması mümkün olmayabilir. Ve şunu da belirtmek gerekir ki, nasıl olsa corek otu beni zayıflatacak diye yemek miktarını arttırmamalısınız.
Çörekotunun anti-obezite ve müsil etkileri gösterdiğine dair bilimsel çalışmalar ve laboratuar verileri mevcuttur.
Kitaplarımda zayıflama için kahvaltı ve yemeklerden önce çeşitli müsil etkisi yapan bitki çaylarını önermekteyim. Yediklerimiz bağırsaklarımızdan 28 saatte geçmektedir. Müshil etkili bitkiler bağırsak duvarlarını kayganlaştırarak besinlerin daha hızlı geçmesini sağlamaktadır. Besinler sindirim sisteminden daha hızlı geçtiğinde ise, vücudun bu besinlerden yararlanma oranı azalmaktadır. İsal olduğumuzda kilo kaybının nedeni bu olabilir. Çörek otunu yemeklerden en az yarım saat önce 1 gr. tohum olarak veya 5 damla yağ olarak tüketmelisiniz. Deneyenler ayda 4 – 6 kilo verdiler.
Çörek otu ile Zayıflama
Önceki yazımda corek otunun anti-obezite ve müshil etkisinin bilimsel dokümanlarda belirtildiğini söylemiştim. Bu yöntemle kilo verebilen arkadaşlardan gelen haberlere sevindiğimi ifade etmeliyim.
Bilimsel dokümanlarda ise özet olarak şu bilgiler yer almaktadır.
1- Kahvaltı ve yemeklerden yarım saat önce 0,7 gr. (yaklaşık 200 adet tohum) yeni öğütülmüş veya çiğnenerek 1 bardak su ile birlikte yutulacak veya
2- Kahvaltı ve yemeklerden yarım saat önce 5 damla çörekotu yağı 1 bardak su ile yutulacak.
Çörek otunun zayıflatma etkisini şu şekilde gösterdiği düşünülmektedir.
1- İştahı kapatarak,
2- Karaciğeri temizleyerek sindirimi hızlandırarak,
3- Lubricant (yağlayıcı) özelliği ile bağırsakları kaygan hale getirerek, yani müshil etkisi göstererek, besinlerin daha hızlı geçmesini sağlayarak.
Çörekotu yağının ilk sıkım-soğuk sıkım olanını bulursanız, tanının daha güzel ve acı olmadığını görürsünüz. Ancak önceden de belirttiğim üzere, nasıl olsa çörek otu beni zayıflatıyor düşüncesiyle, yemeklerde kontrolü elden bırakmamak gerekmektedir.
Ömer Coşkun
Resmi laboratuar kayıtlarına göre
Kahvaltı ve yemeklerden yarım saat önce, yani günde 3 kez 1 gram çörek otunu çiğneyerek yutmak zayıflatmaktadır. (1 gram ortalama 300 çörek otu tanesidir.)
Bir genç kıza bunu 1 ay önce söylemiştim. Geçen gün kendisi ile karşılaştım; 1 ayda 4 kilo vermiş olduğunu söyledi. Çörek otunu her yemekten yarım saat önce çiğneyerek tüketmelisiniz. Eğer bu kullanım şekli rahatsız ediyorsa, benim yaptığım gibi kahvaltı ve yemeklerden yarım saat önce yarım çay kaşığı kadar yağını biraz suyla yutmalısınız. Son 2 ay içerisinde pantolonlarım 2 beden küçüldü. Çiğnenmeden yutulan çörekotunun midede açılması, şişmesi ve tok tutması mümkün olmayabilir. Ve şunu da belirtmek gerekir ki, nasıl olsa corek otu beni zayıflatacak diye yemek miktarını arttırmamalısınız.
Çörekotunun anti-obezite ve müsil etkileri gösterdiğine dair bilimsel çalışmalar ve laboratuar verileri mevcuttur.
Kitaplarımda zayıflama için kahvaltı ve yemeklerden önce çeşitli müsil etkisi yapan bitki çaylarını önermekteyim. Yediklerimiz bağırsaklarımızdan 28 saatte geçmektedir. Müshil etkili bitkiler bağırsak duvarlarını kayganlaştırarak besinlerin daha hızlı geçmesini sağlamaktadır. Besinler sindirim sisteminden daha hızlı geçtiğinde ise, vücudun bu besinlerden yararlanma oranı azalmaktadır. İsal olduğumuzda kilo kaybının nedeni bu olabilir. Çörek otunu yemeklerden en az yarım saat önce 1 gr. tohum olarak veya 5 damla yağ olarak tüketmelisiniz. Deneyenler ayda 4 – 6 kilo verdiler.
Çörek otu ile Zayıflama
Önceki yazımda corek otunun anti-obezite ve müshil etkisinin bilimsel dokümanlarda belirtildiğini söylemiştim. Bu yöntemle kilo verebilen arkadaşlardan gelen haberlere sevindiğimi ifade etmeliyim.
Bilimsel dokümanlarda ise özet olarak şu bilgiler yer almaktadır.
1- Kahvaltı ve yemeklerden yarım saat önce 0,7 gr. (yaklaşık 200 adet tohum) yeni öğütülmüş veya çiğnenerek 1 bardak su ile birlikte yutulacak veya
2- Kahvaltı ve yemeklerden yarım saat önce 5 damla çörekotu yağı 1 bardak su ile yutulacak.
Çörek otunun zayıflatma etkisini şu şekilde gösterdiği düşünülmektedir.
1- İştahı kapatarak,
2- Karaciğeri temizleyerek sindirimi hızlandırarak,
3- Lubricant (yağlayıcı) özelliği ile bağırsakları kaygan hale getirerek, yani müshil etkisi göstererek, besinlerin daha hızlı geçmesini sağlayarak.
Çörekotu yağının ilk sıkım-soğuk sıkım olanını bulursanız, tanının daha güzel ve acı olmadığını görürsünüz. Ancak önceden de belirttiğim üzere, nasıl olsa çörek otu beni zayıflatıyor düşüncesiyle, yemeklerde kontrolü elden bırakmamak gerekmektedir.
Ömer Coşkun
27 Nisan 2010 Salı
Yeni Kadınca Siteniz www.bebuc.com 'a Bekleriz
sevgili ziyaretcilerim bu bloğumda bulunan örgü ,dantel,oya hakkındaki tüm yazıları ile beraber daha detaylı kadın ve kadına dair tüm konularada ulaşabileceğiniz yeni adresim olan bebuc'un hobi dünyası adlı siteme taşımış bulunuyorum tüm beni destekleyen blog arkadaşlarımı ve sevgili ziyaretcilerimi http://www.bebuc.com/ bekliyorum ... sevgiler ...
Etiketler:
cinsellik,
dantel,
Depresyon geçiren kadınlar,
hobi,
hobi steleri,
kadına dair,
örgü,
sağlık,
site
HandHeld E book Reader
Today, a rapidly growing IT sector. The most important of all, it is
affecting our lives too closely. Book now on the shelves of our libraries
are not going to keep our computers. IT world continues to offer us convenience.
One of them e-book reader! e-book reader and get rid of this tool book pages of
the book provides us all with a single instrument. Handheld e-book reader and a
very cheap and very good quality product. The price of this high-quality products
and for more detailed information,
visit http://www.HandHeldEbook.org/ recommended.
affecting our lives too closely. Book now on the shelves of our libraries
are not going to keep our computers. IT world continues to offer us convenience.
One of them e-book reader! e-book reader and get rid of this tool book pages of
the book provides us all with a single instrument. Handheld e-book reader and a
very cheap and very good quality product. The price of this high-quality products
and for more detailed information,
visit http://www.HandHeldEbook.org/ recommended.
Etiketler:
E book,
E book Reader,
HandHeld,
HandHeld E book Reader,
Reader
26 Nisan 2010 Pazartesi
Murat Topoğlu ''Yedi günde iki kilo verdiren diyet''
Bahar aylarına girdiğimiz şu günlerde zayıflama çabalarıda arttı.Show tv ekranlarında yayınlanan ''Herşey Sağlık için'' programında 26. 04.2010 tarihinde Murat Topoğlu konuk oldu ;ve Bir haftada 2 kilo verdiren diyet listesini verdi.
Sabah
*1 Dilim Ekmek
*80 Gr.Peynir
*3-4 Adet Zeytin
*Domates,salatalık,yeşillik
Ara Öğün
*1 Porsiyon Meyve
Öğle
*Sınırsız Salata
*Sınırsız Yoğurt
Ara Öğün
*1 Porsiyon Meyve
Akşam
*1 Porsiyon Izgara Et ya da Balık
*Salata
*Yoğurt
2.Gün Diyet
Sabah,Ara öğün ve Öğle öğünü 1.günün aynısı olacak.
Akşam
*1 tabak yağsız sebze yemeği
*Salata
*Yoğurt
3.gün Diyet
Diğer günler gibi olacak bir tek akşam yemeği farklı
Akşam
*1 porsiyon kuru baklagil yemeği
*Salata
*Yoğurt
4.gün Diyeti
Diğer günlerin aynısı olacak.Akşam Yemeği değişiyor
Akşam
*1 Porsiyon Menemen
*Yoğurt
*1 Dilim ekmek
5.Gün Diyet
Diğer günlerin aynısı olacak bir tek akşam yemeği değişiyor.
Akşam
*1 Porsiyon Bulgur Pilavı
*Salata
6.ve 7 Günler aynı şekil liste devam ediyor.Bir tek Akşam Yemeğinde salata ve Yoğurt yenilecek
Bol su içilecek,Yemeklere 1 kaşık zeytinyağı kullanılacak.
murattopoğlu
Sabah
*1 Dilim Ekmek
*80 Gr.Peynir
*3-4 Adet Zeytin
*Domates,salatalık,yeşillik
Ara Öğün
*1 Porsiyon Meyve
Öğle
*Sınırsız Salata
*Sınırsız Yoğurt
Ara Öğün
*1 Porsiyon Meyve
Akşam
*1 Porsiyon Izgara Et ya da Balık
*Salata
*Yoğurt
2.Gün Diyet
Sabah,Ara öğün ve Öğle öğünü 1.günün aynısı olacak.
Akşam
*1 tabak yağsız sebze yemeği
*Salata
*Yoğurt
3.gün Diyet
Diğer günler gibi olacak bir tek akşam yemeği farklı
Akşam
*1 porsiyon kuru baklagil yemeği
*Salata
*Yoğurt
4.gün Diyeti
Diğer günlerin aynısı olacak.Akşam Yemeği değişiyor
Akşam
*1 Porsiyon Menemen
*Yoğurt
*1 Dilim ekmek
5.Gün Diyet
Diğer günlerin aynısı olacak bir tek akşam yemeği değişiyor.
Akşam
*1 Porsiyon Bulgur Pilavı
*Salata
6.ve 7 Günler aynı şekil liste devam ediyor.Bir tek Akşam Yemeğinde salata ve Yoğurt yenilecek
Bol su içilecek,Yemeklere 1 kaşık zeytinyağı kullanılacak.
murattopoğlu
Etiketler:
1haftada 2 kilo verdiren bahar diyeti,
murat topoğlu
Şems Aslan ''Cilt Lekeleri Giderici Maske''
Serdem’in Mutfağı’na Konuk olan güzellik uzmanı Şems Aslan Leke ve çillerin görünümünü azaltan Leke Açıcı maske Tarifi Verdi.
Yüzdeki Lekeleri Açıcı maske
*1 çay kaşığı bal kabağın çekirdekleri(çiğ olacak)
*1 tatlı kaşığı Su ve ya süt
*Yarım çay kaşığı bal
Hazırlanışı:1çay kaşığı bal kabağı içini çekirdekleri havanda ezin,1 tatlı kaşığı su ve ya sütü ekleyip karıştırın ve balıda ekleyin bir kasedeye koyup 2-3 saat dolapta bekleyin.Lekeler,çiller açılana kadar bu kürü uygulayın...
Yüzdeki Lekeleri Açıcı maske
*1 çay kaşığı bal kabağın çekirdekleri(çiğ olacak)
*1 tatlı kaşığı Su ve ya süt
*Yarım çay kaşığı bal
Hazırlanışı:1çay kaşığı bal kabağı içini çekirdekleri havanda ezin,1 tatlı kaşığı su ve ya sütü ekleyip karıştırın ve balıda ekleyin bir kasedeye koyup 2-3 saat dolapta bekleyin.Lekeler,çiller açılana kadar bu kürü uygulayın...
Şems Aslan ''Leke çiller ve sivilce izleri için Detos ''
Kanal7 ekranlarında yayaınlanan Serdem Coşkunun sunduğu ''Serdemin Mutfağı'' programına konuk olan Şems Aslan yüzdeki lekeleri,çilleri ve sivilceleri içten yok eden içilen detos tarifi açıkladı...
Şems Aslan öncelikle sivilce hakkında kısa bir bilgi verdi.Her sivilce vücuttaki bir değişikliğin belirtisidir.Yanaklardaki sivilceler böbrekte var olan bir sıkıntının belirtisidir.Alın kısmındaki sivilceler solunum yolundaki sıkıntıların belirtisidir.Çene bölgesindeki sivilceler alerjinin belirtisidir.
Sivilceler,lekeler ve çilleri kurutmak için içerden detos tarifi :Bir miktar Balkabağını blenderdan geçirin suyunu çıkarın arkasından maden suyunu ekleyin ve 7 gün boyunca tüketin.Her sabah aç karnına yarım çay bardağını için…
şems aslan
Şems Aslan öncelikle sivilce hakkında kısa bir bilgi verdi.Her sivilce vücuttaki bir değişikliğin belirtisidir.Yanaklardaki sivilceler böbrekte var olan bir sıkıntının belirtisidir.Alın kısmındaki sivilceler solunum yolundaki sıkıntıların belirtisidir.Çene bölgesindeki sivilceler alerjinin belirtisidir.
Sivilceler,lekeler ve çilleri kurutmak için içerden detos tarifi :Bir miktar Balkabağını blenderdan geçirin suyunu çıkarın arkasından maden suyunu ekleyin ve 7 gün boyunca tüketin.Her sabah aç karnına yarım çay bardağını için…
şems aslan
Etiketler:
çiller ve lekeler için detox,
sivilce izleri için,
şems aslan
16 Nisan 2010 Cuma
Bebekler neden kabız olur?
Bebekler neden kabız olur?
Bebeklerde yaşamın ilk yılında anneleri uğraştıran bir sorun da Kabızlıktır. Kabızlık, geç, kuru ve sert kaka yapma halidir. Her bebeğin kendine göre, aldığı besinlere de bağlı olarak bir barsak hareket düzeni vardır. Gün aşırı ve hatta 3 günde bir normal kıvamda kaka yapan bebekleri kabız olarak nitelemek yanlıştır. Kabızlık çeken bebekler, 3-4 günde bir sert, kuru, kıvranarak, sancılı kaka yaparlar. Bu eylem sırasında makattaki çatlaklardan kanamalar olur. Bebeklerde görülen kabızlık, aşağıdaki nedenlere bağlı olabilir:
1. Dengesiz beslenme; yüksek protein, düşük şekerli ve nişastalı besinlerden oluşan bir diyetle beslenme, eksik sıvı ve az posalı besin alan bebeklerde kabızlık olağandır.
2. Hatalı tuvalet eğitimi ve ruhsal gerginlik halleri; çok erkenden başlanan tuvalet eğitiminde, katı yöntemlerin uygulanmasına direnme, kendini kabızlıkla gösterir.
3. Barsak tembelliği olanlarda;, bu hal D vitamini yetersizliğinde (Raşitizm) kalkan bezi (Tiroit) hormon yetersizliğine bağlı kreten bebeklerde ve B^-B2 vitamini eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkar.
4. Uzun süre lavman ve fitil kullanılan bebeklerde,
5. Doğumsal olarak makat darlığı bulunan bebeklerde, görülür.
Kabızlıkta sağıtma, nedene göredir. Diyet ayarlanır, bol posalı besinler ve bol sıvı verilir. Süt çocukluğu evresinde yulaf unu, muhallebi ve diyetteki şeker miktarının arttırılması sorunu çözer.
Yaşamın ilk yılında bebeklerde değişik mikroplara bağlı göz ihtihapları görülür. Bunlar arasında en önemlisi anne dölyatağından kaynaklanan bel soğukluğu mikrobunun oluşturduğu göz İltihabıdır.
Bu nedenle koruyucu olarak doğumda bebeklerin gözlerine gümüş nitratlı damla, steril serum fizyolojik veya sulandırılmış limon suyu da damlatılabilir.
Gözler devamlı olarak gözyaşı ile yıkanırlar. Gözyaşı salgısı doğumda yeterinci oluşur. Gözyaşı özel bir kanalla gözden buruna aktarılır. Bazen bu kanalda tıkanıklık ve iltihaplanmalar görülür. Antibiyotikli merhemler ve burnun gözpınarına yakın yerine, köke doğru masajlar yarar sağlar. Uzayan iltihaplı hallerde çocuk ve göz hekimine başvurmak gerekir.
Bebeklerde yaşamın ilk yılında anneleri uğraştıran bir sorun da Kabızlıktır. Kabızlık, geç, kuru ve sert kaka yapma halidir. Her bebeğin kendine göre, aldığı besinlere de bağlı olarak bir barsak hareket düzeni vardır. Gün aşırı ve hatta 3 günde bir normal kıvamda kaka yapan bebekleri kabız olarak nitelemek yanlıştır. Kabızlık çeken bebekler, 3-4 günde bir sert, kuru, kıvranarak, sancılı kaka yaparlar. Bu eylem sırasında makattaki çatlaklardan kanamalar olur. Bebeklerde görülen kabızlık, aşağıdaki nedenlere bağlı olabilir:
1. Dengesiz beslenme; yüksek protein, düşük şekerli ve nişastalı besinlerden oluşan bir diyetle beslenme, eksik sıvı ve az posalı besin alan bebeklerde kabızlık olağandır.
2. Hatalı tuvalet eğitimi ve ruhsal gerginlik halleri; çok erkenden başlanan tuvalet eğitiminde, katı yöntemlerin uygulanmasına direnme, kendini kabızlıkla gösterir.
3. Barsak tembelliği olanlarda;, bu hal D vitamini yetersizliğinde (Raşitizm) kalkan bezi (Tiroit) hormon yetersizliğine bağlı kreten bebeklerde ve B^-B2 vitamini eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkar.
4. Uzun süre lavman ve fitil kullanılan bebeklerde,
5. Doğumsal olarak makat darlığı bulunan bebeklerde, görülür.
Kabızlıkta sağıtma, nedene göredir. Diyet ayarlanır, bol posalı besinler ve bol sıvı verilir. Süt çocukluğu evresinde yulaf unu, muhallebi ve diyetteki şeker miktarının arttırılması sorunu çözer.
Yaşamın ilk yılında bebeklerde değişik mikroplara bağlı göz ihtihapları görülür. Bunlar arasında en önemlisi anne dölyatağından kaynaklanan bel soğukluğu mikrobunun oluşturduğu göz İltihabıdır.
Bu nedenle koruyucu olarak doğumda bebeklerin gözlerine gümüş nitratlı damla, steril serum fizyolojik veya sulandırılmış limon suyu da damlatılabilir.
Gözler devamlı olarak gözyaşı ile yıkanırlar. Gözyaşı salgısı doğumda yeterinci oluşur. Gözyaşı özel bir kanalla gözden buruna aktarılır. Bazen bu kanalda tıkanıklık ve iltihaplanmalar görülür. Antibiyotikli merhemler ve burnun gözpınarına yakın yerine, köke doğru masajlar yarar sağlar. Uzayan iltihaplı hallerde çocuk ve göz hekimine başvurmak gerekir.
Etiketler:
bebeklerde kabızlık,
çocuklarda kabızlık,
kabızlık nedir,
kabızlık sorunu
ÇOCUKLARDA BÖBREK VE ÜRİNER SİSTEM HASTALIKLARI
ÇOCUKLARDA BÖBREK VE ÜRİNER SİSTEM HASTALIKLARI
Akut böbrek yetmezliği
İdrarda ani azalma, ya da hiç idrar yapamama, elektrolit ve asit.baz bozukluğu, üre, kreatlnin, fosfat gibi maddelerin atılamaması durumudur. Bir çok nedeni arasında dehidratasyon. aşın kanamalar, yanıklar, kalp yetmezliği, şok. akut glomerulonefrit, böbrekte zehirli etki yapan madde ve ilaçların alınması, şiddetli enfeksiyonlar, böbrek taşlan, böbrek veninln pıhtı ile tıkanması gibi durumlar sayılabilir.
Tedavi nedene yöneliktir. Dializ, asit baz dengesini düzeltmeye yönelik ilaçlar, böbreğin iyileşmesini kolaylaştıncı, yeterli kaloriyi sağlayan uygun beslenme gereklidir. İyileşme altta yatan hastalığın şiddetine bağlıdır. Çocuklarda ölüm oranı %20′nin altındadır.
Kronik böbrek yetmezliği
Böbreklerin normal vücut elektrolit ve sıvı dengesini sağlayacak işlevlerini yerine getirememesi halidir. Böbrek fonksiyonlan geri dönülemiyecek biçimde bozulmuştur. Akut böbrek yetmezliğindeki geri dönücü bozukluk burada kronik olarak varlığını sürdürmektedir.
Kronik böbrek yetmezliği tüm vücudu ilgilendiren bir hastalıktır. Hastaların çoğu halsiz soluk görünümdedir. Hemen tümünde anemi vardır. Kan pıhtılaşma bozukluklan bulunur. Erken dönemlerde dalgınlık, algılama bozuklukları varken üreminin ilerlemesi ile bilinç kaybı ve koma gelişir. Çoğu hastanın kan basıncı yüksektir.
Tedavisi o yaş İçin önerilen uygun kalorinin verilmesi, sıvı elektrolit dengesinin düzenlenmesi, gerektiğinde aneminin tedavisi, kan basıncının ayarlanması temeline dayanır. Son dönem böbrek yetmezliğinde böbrek transplantasyonu gerekebilir. Çoğu hastaya dializ gerekir.
Böbrek taşları
Çocuklarda böbrek taşlan metabolizma bozukluklarının sonucudur. Sıklığı 1/1000 ile 1/7000 arasında değişmektedir. Kannya da bel ağrısı, idrarda kan ya da iltihap böbrek taşlanın akla getirir. Çoğu hastalarda hiçbir yakınma yoktur ve başka bir nedenle çekilen böbrek filmi İle tanı raslantı sonucu konur.
Tedavide bol sıvı alımı, idrarla kalsiyum atımı fazla olan hasta larda süt ürünlerinin kısıtlanması, tıkanma, dayanılmaz ağn varsî cerrahi, varsa idrar yolu infeksiyonlarının tedavisi gerekir.
Akut böbrek yetmezliği
İdrarda ani azalma, ya da hiç idrar yapamama, elektrolit ve asit.baz bozukluğu, üre, kreatlnin, fosfat gibi maddelerin atılamaması durumudur. Bir çok nedeni arasında dehidratasyon. aşın kanamalar, yanıklar, kalp yetmezliği, şok. akut glomerulonefrit, böbrekte zehirli etki yapan madde ve ilaçların alınması, şiddetli enfeksiyonlar, böbrek taşlan, böbrek veninln pıhtı ile tıkanması gibi durumlar sayılabilir.
Tedavi nedene yöneliktir. Dializ, asit baz dengesini düzeltmeye yönelik ilaçlar, böbreğin iyileşmesini kolaylaştıncı, yeterli kaloriyi sağlayan uygun beslenme gereklidir. İyileşme altta yatan hastalığın şiddetine bağlıdır. Çocuklarda ölüm oranı %20′nin altındadır.
Kronik böbrek yetmezliği
Böbreklerin normal vücut elektrolit ve sıvı dengesini sağlayacak işlevlerini yerine getirememesi halidir. Böbrek fonksiyonlan geri dönülemiyecek biçimde bozulmuştur. Akut böbrek yetmezliğindeki geri dönücü bozukluk burada kronik olarak varlığını sürdürmektedir.
Kronik böbrek yetmezliği tüm vücudu ilgilendiren bir hastalıktır. Hastaların çoğu halsiz soluk görünümdedir. Hemen tümünde anemi vardır. Kan pıhtılaşma bozukluklan bulunur. Erken dönemlerde dalgınlık, algılama bozuklukları varken üreminin ilerlemesi ile bilinç kaybı ve koma gelişir. Çoğu hastanın kan basıncı yüksektir.
Tedavisi o yaş İçin önerilen uygun kalorinin verilmesi, sıvı elektrolit dengesinin düzenlenmesi, gerektiğinde aneminin tedavisi, kan basıncının ayarlanması temeline dayanır. Son dönem böbrek yetmezliğinde böbrek transplantasyonu gerekebilir. Çoğu hastaya dializ gerekir.
Böbrek taşları
Çocuklarda böbrek taşlan metabolizma bozukluklarının sonucudur. Sıklığı 1/1000 ile 1/7000 arasında değişmektedir. Kannya da bel ağrısı, idrarda kan ya da iltihap böbrek taşlanın akla getirir. Çoğu hastalarda hiçbir yakınma yoktur ve başka bir nedenle çekilen böbrek filmi İle tanı raslantı sonucu konur.
Tedavide bol sıvı alımı, idrarla kalsiyum atımı fazla olan hasta larda süt ürünlerinin kısıtlanması, tıkanma, dayanılmaz ağn varsî cerrahi, varsa idrar yolu infeksiyonlarının tedavisi gerekir.
Bebeklerde Ve Çocuklarda İdrar Yolu Enfeksiyonkarı
Bebeklerde ve çocuklarda İdrar yolu enfeksiyonlan
Genellikle kız çocuklarında ateş ya da yenidoğanlanı bazılarında hipotermi {vücut ısısının düşmesi), beslenme bozukluğu sarılık, sepsis tablosuyla belirgin olabilir. Belirti vermeyen bakteriûriden (idrarla bakteri çıkması), pyelonefrite kadar değişe: biçimleri olabilir. Bebeklerde huzursuzluk, ateş, beslenme bozul* luğu, kokulu idrar İle görülebilir. Okul öncesi dönemdeki çocuklarc karın ağrısı, kusma, kokulu idrar, ateş, gece yatağa kaçırma, sık idrs ra çıkma, İdrar yaparken ağn sözkonusudur. Okul çağında] çocuklarda ise ağrılı işeme, yatağa kaçırma, idrar sıklığının artma! ateş, bel ağrısı gibi yakınmalar olabilir. Bebeklerde kız/erkek ora eşitken, daha büyük yaşlarda kızlarda erkeklerden on kat daha faz görülür.
Tanı taze alınmış idrar örneğinde mililitrede 100.000′den faî bakterinin üremesi ile konur. En sık rastlanılan etkenler E.Kc Klepsiyella, proteus gibi bağırsak sistemine ait bakterilerdir. Ço hastalarda direkt idrar muayenesinde her alanda 5′ten fazla löko görülür.
Tedavi İdrarda üreyen bakterinin duyarlı olduğu antibiyotik rin 10-14 gün süre İle verilmesi Üe olur. Tedavi kesildikten 3-4 g sonra yeniden idrar kültürü alınarak iyileşmenin tam ol olmadığına bakılır gerekirse tedavi yinelenir.
Nefrotik sendrom
Yaygın ödem, serum proteinlerinde ileri derecede azalma. İdrarla yoğun protein kaybı.serum kolesterol ve lipidlerinde artma ile giden bir böbrek hastalığıdır. Nedeni bilinmemektedir. En sık 2-7 yaşlarda başlar. Erkeklerde daha sıktır.Göz kapaklarında başlayan ödem, bir kaç günde artar. Alt ve üst ekstremiteleri, yüz ve gövdeyi içine alır. Karında asit olabilir. İdrar miktarı azalır.Hastalığın hafif tipleri kortikosteroid ile tedavi edilebilir. Tedavi idrarla protein kaybedilmesi düzelene dek aylarca sürebilir. Tedaviye yanıt veren hastalarda çoğu kez 1-2 kez yineleme görülebilir. Hafif tipte olmayan hastalar daha uzun ve karmaşık tedaviler gerektirirler. Bir kısım hasta böbrek yetmezliği geliştirebilir.
Enürezis
Çocuğun mesane kontrolünü yapması beklenilen bir yaşta idrar kaçırmasına verilen addır. Mesane kontrolü genellikle 1-5 yaşlar arasında sağlanır. 5 yaştan sonra gece ya da gündüz idrar kaçırmalar enürezis adını alır. Enürezis sıklıkla geceleri yatak islat-mak biçiminde görülür. Gündüzleri idrar kaçırma ise seyrektir ve kız çocuklarında idrar yolu infeksiyonu ile birlikte olabilir.
Genetik eğilim, psikolojik baskılar, boşaltım sisteminin organik bozukluklan, İnfeksiyonlar, enûrezise yol açarlar. Daha önceleri idrar kaçırma sorunu olmayan bir çocukta, yeni bir kardeş doğması, ailede geçimsizlik vb sonucu enürezis başlamışsa psikolojik bir nedene bağlı olma olasılığı yüksektir. Doğumdan İtibaren hiç idrar tutmamış çocuklarda organik bir neden düşünülür başarıyla tedavi edilir.
Genellikle kız çocuklarında ateş ya da yenidoğanlanı bazılarında hipotermi {vücut ısısının düşmesi), beslenme bozukluğu sarılık, sepsis tablosuyla belirgin olabilir. Belirti vermeyen bakteriûriden (idrarla bakteri çıkması), pyelonefrite kadar değişe: biçimleri olabilir. Bebeklerde huzursuzluk, ateş, beslenme bozul* luğu, kokulu idrar İle görülebilir. Okul öncesi dönemdeki çocuklarc karın ağrısı, kusma, kokulu idrar, ateş, gece yatağa kaçırma, sık idrs ra çıkma, İdrar yaparken ağn sözkonusudur. Okul çağında] çocuklarda ise ağrılı işeme, yatağa kaçırma, idrar sıklığının artma! ateş, bel ağrısı gibi yakınmalar olabilir. Bebeklerde kız/erkek ora eşitken, daha büyük yaşlarda kızlarda erkeklerden on kat daha faz görülür.
Tanı taze alınmış idrar örneğinde mililitrede 100.000′den faî bakterinin üremesi ile konur. En sık rastlanılan etkenler E.Kc Klepsiyella, proteus gibi bağırsak sistemine ait bakterilerdir. Ço hastalarda direkt idrar muayenesinde her alanda 5′ten fazla löko görülür.
Tedavi İdrarda üreyen bakterinin duyarlı olduğu antibiyotik rin 10-14 gün süre İle verilmesi Üe olur. Tedavi kesildikten 3-4 g sonra yeniden idrar kültürü alınarak iyileşmenin tam ol olmadığına bakılır gerekirse tedavi yinelenir.
Nefrotik sendrom
Yaygın ödem, serum proteinlerinde ileri derecede azalma. İdrarla yoğun protein kaybı.serum kolesterol ve lipidlerinde artma ile giden bir böbrek hastalığıdır. Nedeni bilinmemektedir. En sık 2-7 yaşlarda başlar. Erkeklerde daha sıktır.Göz kapaklarında başlayan ödem, bir kaç günde artar. Alt ve üst ekstremiteleri, yüz ve gövdeyi içine alır. Karında asit olabilir. İdrar miktarı azalır.Hastalığın hafif tipleri kortikosteroid ile tedavi edilebilir. Tedavi idrarla protein kaybedilmesi düzelene dek aylarca sürebilir. Tedaviye yanıt veren hastalarda çoğu kez 1-2 kez yineleme görülebilir. Hafif tipte olmayan hastalar daha uzun ve karmaşık tedaviler gerektirirler. Bir kısım hasta böbrek yetmezliği geliştirebilir.
Enürezis
Çocuğun mesane kontrolünü yapması beklenilen bir yaşta idrar kaçırmasına verilen addır. Mesane kontrolü genellikle 1-5 yaşlar arasında sağlanır. 5 yaştan sonra gece ya da gündüz idrar kaçırmalar enürezis adını alır. Enürezis sıklıkla geceleri yatak islat-mak biçiminde görülür. Gündüzleri idrar kaçırma ise seyrektir ve kız çocuklarında idrar yolu infeksiyonu ile birlikte olabilir.
Genetik eğilim, psikolojik baskılar, boşaltım sisteminin organik bozukluklan, İnfeksiyonlar, enûrezise yol açarlar. Daha önceleri idrar kaçırma sorunu olmayan bir çocukta, yeni bir kardeş doğması, ailede geçimsizlik vb sonucu enürezis başlamışsa psikolojik bir nedene bağlı olma olasılığı yüksektir. Doğumdan İtibaren hiç idrar tutmamış çocuklarda organik bir neden düşünülür başarıyla tedavi edilir.
Gece çok sulu gıdalar almamalı, yatmadan önce T, gece uyanıp bir kez daha tuvalete gitmelidir. İlaçlar ve mesane kapasitesini arttırıcı egzersizlerden de yarar görebilir. Çoğu ergenlik çağının sonlarında iyileşmiş olur
Bebeklerde ve Çocuklarda Kızıl
Bebeklerde ve Çocuklarda Kızıl
En çok boyunda göğüste, koltuk altı, kasık ve dirsekte görü kırmızı, ince, deriden kabank, noktamsı. döküntüler ile belirgin basınca beyazlaşır. Yanaklar kırmızı fakat ağız çevresi beya? Ateş çoğunlukla yüksektir. Boğaz kırmızı ve ağrılıdır. Dilde ç görünümü vardır, bir hafta İçinde döküntüler kaybolur. Ateş dC Deride soyulmalar başlar, önce gövde, sonra el ve ayaklarda ob üzere soyulmalar 1-2 hafta sürer.
Bulaşması
Doğrudan ya da yakın temasla bulaşan bir hastalıktır. Mikr
besinlerin alınmasıyla da salgın biçiminde yayılmalar görü
Özellikle kalabalık sınıflar, kalabalık ailelerde kişiden kişiye yaj
çoktur. Tedavi görmeyenlerde bulaştırıcılık süresi 10-21
arasında değişir. Penisilinle tedaviye başlandıktan 24-48 saat s«
bulaştıncılık sona erer.
Tedavi
En etkin liaç penisilindir. 10 gün süre ile kullanılır.
Komplikasvonlar
Sinüzit, rinit. orta kulak iltihabı ve boyun lenf bezlerinde ilti¬hap gelişebilir, seyrek komplikasyonlar arasında ise akut nefrit ve romatizmal ateş sayılabilir.
Korunma
Aşısı olmayan bir hastalıktır. Hastaların erken dönemde teda¬viye alınması ve sağlamların hastalarla temas etmemesi gerekir. Kızıl hastalığı ülkemizde bildirilen zorunlu hastalıklar grubuna girer. Bu nedenle bağlı olunan sağlık kuruluşuna bildirimi yapılmalıdır. Salgın söz konusu ise toplumda duyarlı kişilerin uzun etkili penisi¬linlerle korunmaya alınması gerekebilir
En çok boyunda göğüste, koltuk altı, kasık ve dirsekte görü kırmızı, ince, deriden kabank, noktamsı. döküntüler ile belirgin basınca beyazlaşır. Yanaklar kırmızı fakat ağız çevresi beya? Ateş çoğunlukla yüksektir. Boğaz kırmızı ve ağrılıdır. Dilde ç görünümü vardır, bir hafta İçinde döküntüler kaybolur. Ateş dC Deride soyulmalar başlar, önce gövde, sonra el ve ayaklarda ob üzere soyulmalar 1-2 hafta sürer.
Bulaşması
Doğrudan ya da yakın temasla bulaşan bir hastalıktır. Mikr
besinlerin alınmasıyla da salgın biçiminde yayılmalar görü
Özellikle kalabalık sınıflar, kalabalık ailelerde kişiden kişiye yaj
çoktur. Tedavi görmeyenlerde bulaştırıcılık süresi 10-21
arasında değişir. Penisilinle tedaviye başlandıktan 24-48 saat s«
bulaştıncılık sona erer.
Tedavi
En etkin liaç penisilindir. 10 gün süre ile kullanılır.
Komplikasvonlar
Sinüzit, rinit. orta kulak iltihabı ve boyun lenf bezlerinde ilti¬hap gelişebilir, seyrek komplikasyonlar arasında ise akut nefrit ve romatizmal ateş sayılabilir.
Korunma
Aşısı olmayan bir hastalıktır. Hastaların erken dönemde teda¬viye alınması ve sağlamların hastalarla temas etmemesi gerekir. Kızıl hastalığı ülkemizde bildirilen zorunlu hastalıklar grubuna girer. Bu nedenle bağlı olunan sağlık kuruluşuna bildirimi yapılmalıdır. Salgın söz konusu ise toplumda duyarlı kişilerin uzun etkili penisi¬linlerle korunmaya alınması gerekebilir
Bebeklerde Çocuklarda Kızamık Hastalığı
Bebeklerde Çocuklarda Kızamık Hastalığı
Kızamık virüsüdür.Bir kızamıklı ile temas ettikten on gün kadar sonra nezleye benzeyen başlangıç belirtileri ile ortaya çıkar. Ateş, gözlerde kızarma, ışığa bakamama, yaşarma, burun akıntısı, ve öksürük görülür. Yanak içi mukozasında İkinci molar diş hizasında parlak kırmızı bir taban üzerinde beyaz küçük noktacıklar halinde “koplik” lekeleri ortaya çıkar. 3-4 gün sonra önce baş ve boyundan başlayarak aşağı doğru yayılan kırmızı ufak döküntüler belirir. Ateş düşer. Döküntüler başlangıçta çok sayıdadır. Giderek birleşme eğilimi gösterir. Üçüncü günden sonra solmaya başlayarak bir hafta içerisinde kaybolurlar. Yerlerinde bir kaç gün sonra ince kepeklenmeler görülür.
Kızıl Bulaşması Damlacık yoluyla ya da enfeksiyona yakalanmış kişilerinburun ya da boğaz akıntılarına değme ile yayüım gösterir. Başlang belirtilerinin ortaya çıkmasından iki gün önce ve döküntüleri görülmesinden beş gün sonraya dek bulaşüncıdır.
Tedavi
Yoktur. Bakterilerin neden olduğu komplikasyonlar ömeği akut otltis nıedia (orta kulak iltihabı) ya da pnömoni (zatür gelişmişse uygun antibiyotikler, yüksek ateş için ateş düşürücül* verilir.
Komplikasvonlar
Başlıca komplikasyonlar arasında solunum yolu enfeksiyoı lan ve orta kulak iltihabı vardır, özellikle beslenmesi iyi olmayî çocuklarda olmak üzere zatüre ölüme yol açabilir. Ateşi düştükten sonra yeniden yükselen, öksürük, nefes darlığı, gelişen çocuklarc zatüre akla gelmelidir. Kızamığa yakalanan bin çocuktan birinde a sefalit olabilir. Bu çocuklarda şiddetli baş ağrısı, uyku hali. havs geçirme, kusma görülür. Ensefalite yakalanan hastalarda ölür kalıcı sekeller. sağırlık ve davranış bozukluklan meydana gelebilir.
Kızamık geçirdikten 7-10 yıl sonra subakut sklerozan panens falit gelişebilir. İlerleyici, ölümcül bir santral sinir sistemi ha talığıdır. Bu hastalar hareket ve davranış bozukluklan gösterir
Korunma
Kızamık aşı ile korunulabillr bir hastalıktır. Aşı en erken dok zuncu ayda yapılır. Yaşamın ilk altı ayında anneden geçen antlkorl bebeği korurlar. Kızamıkla temastan sonra ilk kırksekiz saatte a ilk altı günde immünoglobulin verilmesi ile korunulabilir. Kızartı döküntüleri çıkmış bir hastadan en az beş gün süreyle uzak dun ması gerekir.
Kızamık virüsüdür.Bir kızamıklı ile temas ettikten on gün kadar sonra nezleye benzeyen başlangıç belirtileri ile ortaya çıkar. Ateş, gözlerde kızarma, ışığa bakamama, yaşarma, burun akıntısı, ve öksürük görülür. Yanak içi mukozasında İkinci molar diş hizasında parlak kırmızı bir taban üzerinde beyaz küçük noktacıklar halinde “koplik” lekeleri ortaya çıkar. 3-4 gün sonra önce baş ve boyundan başlayarak aşağı doğru yayılan kırmızı ufak döküntüler belirir. Ateş düşer. Döküntüler başlangıçta çok sayıdadır. Giderek birleşme eğilimi gösterir. Üçüncü günden sonra solmaya başlayarak bir hafta içerisinde kaybolurlar. Yerlerinde bir kaç gün sonra ince kepeklenmeler görülür.
Kızıl Bulaşması Damlacık yoluyla ya da enfeksiyona yakalanmış kişilerinburun ya da boğaz akıntılarına değme ile yayüım gösterir. Başlang belirtilerinin ortaya çıkmasından iki gün önce ve döküntüleri görülmesinden beş gün sonraya dek bulaşüncıdır.
Tedavi
Yoktur. Bakterilerin neden olduğu komplikasyonlar ömeği akut otltis nıedia (orta kulak iltihabı) ya da pnömoni (zatür gelişmişse uygun antibiyotikler, yüksek ateş için ateş düşürücül* verilir.
Komplikasvonlar
Başlıca komplikasyonlar arasında solunum yolu enfeksiyoı lan ve orta kulak iltihabı vardır, özellikle beslenmesi iyi olmayî çocuklarda olmak üzere zatüre ölüme yol açabilir. Ateşi düştükten sonra yeniden yükselen, öksürük, nefes darlığı, gelişen çocuklarc zatüre akla gelmelidir. Kızamığa yakalanan bin çocuktan birinde a sefalit olabilir. Bu çocuklarda şiddetli baş ağrısı, uyku hali. havs geçirme, kusma görülür. Ensefalite yakalanan hastalarda ölür kalıcı sekeller. sağırlık ve davranış bozukluklan meydana gelebilir.
Kızamık geçirdikten 7-10 yıl sonra subakut sklerozan panens falit gelişebilir. İlerleyici, ölümcül bir santral sinir sistemi ha talığıdır. Bu hastalar hareket ve davranış bozukluklan gösterir
Korunma
Kızamık aşı ile korunulabillr bir hastalıktır. Aşı en erken dok zuncu ayda yapılır. Yaşamın ilk altı ayında anneden geçen antlkorl bebeği korurlar. Kızamıkla temastan sonra ilk kırksekiz saatte a ilk altı günde immünoglobulin verilmesi ile korunulabilir. Kızartı döküntüleri çıkmış bir hastadan en az beş gün süreyle uzak dun ması gerekir.
15 Nisan 2010 Perşembe
Diyet Çorbası''Berrin Yiğit''
Her sabah severek izlediğimiz Doktorum programına14 Nisan Çarşamba günü Beslenme ve Diyet uzmanı Berrin Yiğit konuk oldu,kilolarından şikayetci olanlar için kilolarınıza veda ettiren çorba tarifini verdi..
Gerekli malzemeler
*1,5 demet maydanoz
*4 domates
*4/3 su bardağı kepekli makarna
*2 kabakLimon
*1 kaşık yağ
Hazırlanışi:1,5 demet maydanozu çok az haşlayın ve içerisindeki maydanozları çıkarttıktan sonra kepekli makarnayı,küp küp doğranmış domatesi ve kabağı ilave edin,diğer malzemeleride ilave ettikten sonra en son fesleğen ve ya biberiye ile çorbanızı renklendirebilirsiniz.Bu çorbayı öğlen ve akşam tüketebilirsiniz..
berrin yiğit
Gerekli malzemeler
*1,5 demet maydanoz
*4 domates
*4/3 su bardağı kepekli makarna
*2 kabakLimon
*1 kaşık yağ
Hazırlanışi:1,5 demet maydanozu çok az haşlayın ve içerisindeki maydanozları çıkarttıktan sonra kepekli makarnayı,küp küp doğranmış domatesi ve kabağı ilave edin,diğer malzemeleride ilave ettikten sonra en son fesleğen ve ya biberiye ile çorbanızı renklendirebilirsiniz.Bu çorbayı öğlen ve akşam tüketebilirsiniz..
berrin yiğit
14 Nisan 2010 Çarşamba
Emzirme Teknikleri ve Emzirirken Olabilecekler
Emzirme Teknikleri ve Emzirirken Olabilecekler
Bebeği Hıçkırık Tutarsa
Bu gayet normaldir. Hıçkırığın devam etmesi halinde biberonla biraz su verilip emzirmeye devam edilebilir.
Göğüsler Dolu Olduğunda Emzirmeye Başlayış Ağrılı Olabilir
Bebek mümkün olduğa kadar sıkça emzirilmelidir. Bebek emzirilmek istemediğinde göğüslerdeki gerilmeyi azaltmak için süt boşaltılmalı veya sütün akmasını sağlayan sıcak duş alınmalıdır.
Süt fazlalığında anneyi rahatlatmaya yarayacak bir başka yöntem ise 15 dakika boyunca kaynamış sıcak su kompleksleri yapmak olacaktır. Bu işlem günde birkaç kere tekrarlanabilir.
Ancak ağrılı olan emzirme ise süt memeden sağılıp biberona boşaltılarak bebek beslenebilir, bu durumda göğüslere masaj yapmak anneyi rahatlatacaktır.
Aç Gözlü Bebek
Bazı bebekler içerken çok acelecidirler, oburca emerler. Aceleden sütle birlikte hava yutarlar ve bu yüzden tıkanırlar, hapşırırlar, öksürürler sonra da geğirirler ve sütün bir kısmını geri çıkarırlar. Böyle bir durumla karşılaşmamak için, bebek emzirilirken birkaç kere ara verilip geğirtilmelidir.
Tek Göğüs mü Çift Göğüs mü?
İlk iki hafta boyunca, yani sütün salgılanması iyice başlayıncaya kadar, her iki göğüsten de emzirmek gereklidir. Daha sonra, göğüslerden süt akışı normalleşmesinden itibaren, sırayla bir öğünde birinden ikinci öğünde diğerinden emzirebilir. Bu sistemin avantajı her emzirimde bir göğüs dinleneceğinden göğüslerdeki çatlak riskinin azalmasıdır.
Ancak annenin sütü az ise, her seferinde her iki göğüsten de emzirmek tavsiye edilir. Bu durumda her emzirim de ayrı göğüsten başlamak gerekir. Göğüsleri şaşırmamak için sütyene işaretler (kurdela) koyulabileceği gibi göğüs pedlerinin işaret sistemlerinden de faydalanılabilir.
İyi Göğüs
Göğüsün birinde diğerinden daha fazla süt olabilir. Her iki göğüsten de emziriliyorsa bu durumda daima “kötü” olanından başlanmalıdır. Çünkü bebek emmeye başlarken güçlü emdiğinden az süt veren göğüs daha çok uyarılabilir. Böylece süt verimi artırılabilir.
Emzirme Süresi
Emzirme süresi gün içinde emzirilen saate göre değişir. Ortalama emzirme süresi yirmi dakikadır. Bebek ihtiyacının yüzde doksanını ilk beş dakikada içinde emer.
Ancak emmeye devam edebilir. Bunun amacı açlığını gidermenin yanı sıra emme ihtiyacını tatmindir. Şayet bebek emmeye ara verip, hayal kurup, eğleniyorsa, bu bebeğin mutluluk anlarıdır. Bebek mutlu demektir.
D Vitamini, Demir, Fluor, K Vitamini
Anne sütü emen bebeklerin bile bu vitaminlere ihtiyacı vardır. Çocuk doktorları her bir bebeğin ihtiyacına göre gerekli miktarları gösteren reçeteleri yazacaktır. Bu vitaminlerin doktorun reçetesine uygun olarak bebeklere verilmesi ihmal edilmemelidir.
Bebeği Hıçkırık Tutarsa
Bu gayet normaldir. Hıçkırığın devam etmesi halinde biberonla biraz su verilip emzirmeye devam edilebilir.
Göğüsler Dolu Olduğunda Emzirmeye Başlayış Ağrılı Olabilir
Bebek mümkün olduğa kadar sıkça emzirilmelidir. Bebek emzirilmek istemediğinde göğüslerdeki gerilmeyi azaltmak için süt boşaltılmalı veya sütün akmasını sağlayan sıcak duş alınmalıdır.
Süt fazlalığında anneyi rahatlatmaya yarayacak bir başka yöntem ise 15 dakika boyunca kaynamış sıcak su kompleksleri yapmak olacaktır. Bu işlem günde birkaç kere tekrarlanabilir.
Ancak ağrılı olan emzirme ise süt memeden sağılıp biberona boşaltılarak bebek beslenebilir, bu durumda göğüslere masaj yapmak anneyi rahatlatacaktır.
Aç Gözlü Bebek
Bazı bebekler içerken çok acelecidirler, oburca emerler. Aceleden sütle birlikte hava yutarlar ve bu yüzden tıkanırlar, hapşırırlar, öksürürler sonra da geğirirler ve sütün bir kısmını geri çıkarırlar. Böyle bir durumla karşılaşmamak için, bebek emzirilirken birkaç kere ara verilip geğirtilmelidir.
Tek Göğüs mü Çift Göğüs mü?
İlk iki hafta boyunca, yani sütün salgılanması iyice başlayıncaya kadar, her iki göğüsten de emzirmek gereklidir. Daha sonra, göğüslerden süt akışı normalleşmesinden itibaren, sırayla bir öğünde birinden ikinci öğünde diğerinden emzirebilir. Bu sistemin avantajı her emzirimde bir göğüs dinleneceğinden göğüslerdeki çatlak riskinin azalmasıdır.
Ancak annenin sütü az ise, her seferinde her iki göğüsten de emzirmek tavsiye edilir. Bu durumda her emzirim de ayrı göğüsten başlamak gerekir. Göğüsleri şaşırmamak için sütyene işaretler (kurdela) koyulabileceği gibi göğüs pedlerinin işaret sistemlerinden de faydalanılabilir.
İyi Göğüs
Göğüsün birinde diğerinden daha fazla süt olabilir. Her iki göğüsten de emziriliyorsa bu durumda daima “kötü” olanından başlanmalıdır. Çünkü bebek emmeye başlarken güçlü emdiğinden az süt veren göğüs daha çok uyarılabilir. Böylece süt verimi artırılabilir.
Emzirme Süresi
Emzirme süresi gün içinde emzirilen saate göre değişir. Ortalama emzirme süresi yirmi dakikadır. Bebek ihtiyacının yüzde doksanını ilk beş dakikada içinde emer.
Ancak emmeye devam edebilir. Bunun amacı açlığını gidermenin yanı sıra emme ihtiyacını tatmindir. Şayet bebek emmeye ara verip, hayal kurup, eğleniyorsa, bu bebeğin mutluluk anlarıdır. Bebek mutlu demektir.
D Vitamini, Demir, Fluor, K Vitamini
Anne sütü emen bebeklerin bile bu vitaminlere ihtiyacı vardır. Çocuk doktorları her bir bebeğin ihtiyacına göre gerekli miktarları gösteren reçeteleri yazacaktır. Bu vitaminlerin doktorun reçetesine uygun olarak bebeklere verilmesi ihmal edilmemelidir.
Bebekler Biberona Alışırsa Emzirmek Mümkünmüdür
Bebekler Biberona Alışırsa Emzirmek Mümkünmüdür
Hayatın ilk günlerinde yaşanan değişik sorunlar nedeniyle, bebeğin biberona alışması ne yazık ki, sık karşılaşılan bir durumdur. Özellikle ilk haftalarda, bebeği hem anne sütü hem de biberon maması ile beslemek bu nedenle hiç tercih edilmez.
Bebeğin anne memesi ile biberonun emziğini emmesi sırasında yaşanan ağız içi hareketleri (oral dinamikler) birbirinden çok farklıdır. Biberonun emziği plastik olduğu için, anne memesinden serttir. Şeklini muhafaza eder. Anne memesi gibi esneyemez. Bebeğin ağzına verildiğinde yumuşak damağa çarparak bebeğin öğürmesine neden olur. Bebek dilini öne doğru uzatarak, biberon emziğini üst diş etleri ve dili arasında sıkıştırarak tutmak ister. Böylece emzikten akan süt miktarını kontrol edebilir. Bu emniyet tedbirine rağmen, süt çoğu zaman bebeğin doğrudan yemek borusuna akar. Sindirim sıkıntısı, gaz ve kolik nedeni olabilir. Bu sırada bebeğin dudakları da uzayıp yayılarak, biberon emziğini kavramaya çalışır.
Biberonla beslenen bebek
Bebek anne memesine geri döndüğünde şaşkınlık yaşar ve anne memesini de biberon emziği gibi emmeye çalışır. Bu nedenle emerken ısırır. 6-8 haftaya kadar bebek, emzik farklılığını algılayıp uygun şekilde emecek kadar tecrübe edinir. Bundan sonra anne, bebeği ile birlikte olmadığında biberon kullanılabilir.
Ayrıca, anne memesinden sütün akış hızı ile biberon emziğinden akan süt akış hızları da farklıdır. Anne memesinden süt emmek, biberona göre daha zahmetlidir. Bebek kolaya daha çabuk alışır. Daha az yorularak daha çok süt içmek kolayına gelecektir. Bu amaçla yeni doğan bebekler için, çok ince delinerek süt akış hızı azaltılmış özel biberon emzikleri de imal edilmiştir.
Bir diğer faktör de anne sütü ile biberon mamaları arasındaki lezzet farkıdır. Anne sütü nispeten nötr bir lezzettir. Şekerli tadı çok belirgin değildir. Buna karşın, biberon mamaları tatlıdır. Bebekler tatlı içecekleri daha kolay tercih ederler.
İşte bütün bu nedenlerle bebekler biberon mamasına alıştıktan sonra, anne sütüne geçişte zorlanırlar. Ama sabır ve ısrarla bu sorun çözülebilir. Süreç, birkaç hafta sürebilir.
• Bebek anneyi emmek için gerekli olan emzirme pozisyonunda rahatsız olur. Yine de bu pozisyonda onu rahatlatmaya çalışın.
• Memeyi emmesi için pratik yapma imkanı tanıyın. Memeyi düzenli aralarla sık sık emzirmeye çalışın. Sinirlenmeyin. Vazgeçmeyin.
• Anne ile bebeğin çıplak tenle temas etmesi çok önemlidir. Bu nedenle ten tene sarılmak onu rahatlatabilir.
Temas ve emzirme süt üretimini arttırır.
• Bebekler çok aç olmadıkları zaman daha kolay beslenirler. Çok aç olduğunda, anne memesinin denenmesi bebeği sinirlendirebilir. Bu nedenle çok acıkmasına fırsat vermeyin.
• Anne memesi yumuşak olduğu için bebek tarafından daha kolay ağza alınıp emilebilir. Gerektiğinde memenizi emzirme öncesinde biraz sağarak yumuşatın.
• Bebek bir defa annesinin kucağında kendisini tatmin edecek emme tecrübesi yaşarsa, sorun büyük ölçüde çözümlenir…
Bebeğin anne memesi ile biberonun emziğini emmesi sırasında yaşanan ağız içi hareketleri (oral dinamikler) birbirinden çok farklıdır. Biberonun emziği plastik olduğu için, anne memesinden serttir. Şeklini muhafaza eder. Anne memesi gibi esneyemez. Bebeğin ağzına verildiğinde yumuşak damağa çarparak bebeğin öğürmesine neden olur. Bebek dilini öne doğru uzatarak, biberon emziğini üst diş etleri ve dili arasında sıkıştırarak tutmak ister. Böylece emzikten akan süt miktarını kontrol edebilir. Bu emniyet tedbirine rağmen, süt çoğu zaman bebeğin doğrudan yemek borusuna akar. Sindirim sıkıntısı, gaz ve kolik nedeni olabilir. Bu sırada bebeğin dudakları da uzayıp yayılarak, biberon emziğini kavramaya çalışır.
Biberonla beslenen bebek
Bebek anne memesine geri döndüğünde şaşkınlık yaşar ve anne memesini de biberon emziği gibi emmeye çalışır. Bu nedenle emerken ısırır. 6-8 haftaya kadar bebek, emzik farklılığını algılayıp uygun şekilde emecek kadar tecrübe edinir. Bundan sonra anne, bebeği ile birlikte olmadığında biberon kullanılabilir.
Ayrıca, anne memesinden sütün akış hızı ile biberon emziğinden akan süt akış hızları da farklıdır. Anne memesinden süt emmek, biberona göre daha zahmetlidir. Bebek kolaya daha çabuk alışır. Daha az yorularak daha çok süt içmek kolayına gelecektir. Bu amaçla yeni doğan bebekler için, çok ince delinerek süt akış hızı azaltılmış özel biberon emzikleri de imal edilmiştir.
Bir diğer faktör de anne sütü ile biberon mamaları arasındaki lezzet farkıdır. Anne sütü nispeten nötr bir lezzettir. Şekerli tadı çok belirgin değildir. Buna karşın, biberon mamaları tatlıdır. Bebekler tatlı içecekleri daha kolay tercih ederler.
İşte bütün bu nedenlerle bebekler biberon mamasına alıştıktan sonra, anne sütüne geçişte zorlanırlar. Ama sabır ve ısrarla bu sorun çözülebilir. Süreç, birkaç hafta sürebilir.
• Bebek anneyi emmek için gerekli olan emzirme pozisyonunda rahatsız olur. Yine de bu pozisyonda onu rahatlatmaya çalışın.
• Memeyi emmesi için pratik yapma imkanı tanıyın. Memeyi düzenli aralarla sık sık emzirmeye çalışın. Sinirlenmeyin. Vazgeçmeyin.
• Anne ile bebeğin çıplak tenle temas etmesi çok önemlidir. Bu nedenle ten tene sarılmak onu rahatlatabilir.
Temas ve emzirme süt üretimini arttırır.
• Bebekler çok aç olmadıkları zaman daha kolay beslenirler. Çok aç olduğunda, anne memesinin denenmesi bebeği sinirlendirebilir. Bu nedenle çok acıkmasına fırsat vermeyin.
• Anne memesi yumuşak olduğu için bebek tarafından daha kolay ağza alınıp emilebilir. Gerektiğinde memenizi emzirme öncesinde biraz sağarak yumuşatın.
• Bebek bir defa annesinin kucağında kendisini tatmin edecek emme tecrübesi yaşarsa, sorun büyük ölçüde çözümlenir…
Biberon Mamalarının Özellikleri Ve Kullanımı
Biberon Mamalarının Özellikleri Ve Kullanımı
Kullanılan Biberon Mamasında Olması Gereken Özellikler
Anne sütünde olduğu gibi bebeğin henüz yeterince olgunlaşmamış böbreklerine fazla yük bindirmemek için uygun protein düzeyinde olmalı ve gerekli olan tüm amino
asitleri içermelidir.
Anne sütündeki gibi sindirimi kolay bir yağ karışımı içermelidir
Anne sütünün karbonhidrat kaynağı sadece laktozdur. Kullanacağınız biberon mamasında da karbonhidrat kaynağı bebeğin sindirim sistemine uygun olmalıdır.
Biberon mamasındaki mineral miktarları anne sütündeki gibi olmalıdır.
Bebek için gerekli Kalsiyum, Demir, C Vitamini ve D Vitamini başta olmak üzere, gerekli tüm vitamin ve mineralleri içermelidir.
Bebeğin sinir sistemi, retina tabakası, beyin hücreleri için önem taşıyan esansiyel yağ asitlerini yeterli miktarlarda ve doğru oranlarda içermelidir.
Anne sütünde bulunan prebiyotik özellikli liflerden içermelidir. Prebiyotik özellikli lifler bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir ve içten gelen doğal bir koruma sağlar.
Ayrıca sindirim sistemini düzenler. Prebiyotik lifler içeren mamalarla beslenen bebeklerin dışkıları tıpkı anne sütü ile beslenen bebeklerinki gibi yumuşak olur.
Biberon Mamalarının Hazırlanması ;
Biberon mamalarının hazırlanmasında temizliğe ve hijyene çok önem vermelisiniz.
Mama hazırlama sırasında kullandığınız tüm araçları ve kapları önceden sterilize edin. Biberonun kapağını ve emziğini kullanmadan önce mutlaka 10 dakika süre ile
kaynatmalısınız.
Mama hazırlarken kullandığınız su en az 10 dakika kaynatılmış olmalıdır.
Doktorunuzun farklı bir önerisi yoksa kutu üzerinde kullanım talimatlarına ve dozlara uyulmalıdır.
Biberon emziğinin delik çapı bebeğin beslenmesini engellemeyecek şekilde olmalıdır. Deliğin dar olması bebeğin çabuk yorulmasına geniş olması ise mamanın bebeğin
genzine (solunum yoluna) kaçmasına neden olur.
Mamayı bebeğe vermeden önce mamanın sıcaklığını bileğinize damlatarak veya yanağınıza dokundurarak kontrol etmelisiniz.
Mamayı her zaman taze hazırlayın. Kesinlikle artık mamayı kullanmayın.
Bebeğinizin ağzında biberon varken uyumamasına dikkat edin. Bu aynı zamanda diş çürümelerine ve kulak enfeksiyonlarına sebep olabilir.
Bazı anneler bebekler daha fazla kilo alsın diye mamaları daha konsantre hazırlarlar. Bu bebeğin fazla su kaybetmesine neden olur. Bazı durumlarda ise anneler mamayı
fazla sulandırarak verirler. Bu da bebeğin büyümesini ve gelişimini olumsuz yönde etkiler. Mamalar mutlaka kutu üzerindeki dozajlara göre hazırlanmalıdır.
Mamalar kesinlikle mikrodalga fırında ısıtılmamalıdır.
Kullanılan Biberon Mamasında Olması Gereken Özellikler
Anne sütünde olduğu gibi bebeğin henüz yeterince olgunlaşmamış böbreklerine fazla yük bindirmemek için uygun protein düzeyinde olmalı ve gerekli olan tüm amino
asitleri içermelidir.
Anne sütündeki gibi sindirimi kolay bir yağ karışımı içermelidir
Anne sütünün karbonhidrat kaynağı sadece laktozdur. Kullanacağınız biberon mamasında da karbonhidrat kaynağı bebeğin sindirim sistemine uygun olmalıdır.
Biberon mamasındaki mineral miktarları anne sütündeki gibi olmalıdır.
Bebek için gerekli Kalsiyum, Demir, C Vitamini ve D Vitamini başta olmak üzere, gerekli tüm vitamin ve mineralleri içermelidir.
Bebeğin sinir sistemi, retina tabakası, beyin hücreleri için önem taşıyan esansiyel yağ asitlerini yeterli miktarlarda ve doğru oranlarda içermelidir.
Anne sütünde bulunan prebiyotik özellikli liflerden içermelidir. Prebiyotik özellikli lifler bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir ve içten gelen doğal bir koruma sağlar.
Ayrıca sindirim sistemini düzenler. Prebiyotik lifler içeren mamalarla beslenen bebeklerin dışkıları tıpkı anne sütü ile beslenen bebeklerinki gibi yumuşak olur.
Biberon Mamalarının Hazırlanması ;
Biberon mamalarının hazırlanmasında temizliğe ve hijyene çok önem vermelisiniz.
Mama hazırlama sırasında kullandığınız tüm araçları ve kapları önceden sterilize edin. Biberonun kapağını ve emziğini kullanmadan önce mutlaka 10 dakika süre ile
kaynatmalısınız.
Mama hazırlarken kullandığınız su en az 10 dakika kaynatılmış olmalıdır.
Doktorunuzun farklı bir önerisi yoksa kutu üzerinde kullanım talimatlarına ve dozlara uyulmalıdır.
Biberon emziğinin delik çapı bebeğin beslenmesini engellemeyecek şekilde olmalıdır. Deliğin dar olması bebeğin çabuk yorulmasına geniş olması ise mamanın bebeğin
genzine (solunum yoluna) kaçmasına neden olur.
Mamayı bebeğe vermeden önce mamanın sıcaklığını bileğinize damlatarak veya yanağınıza dokundurarak kontrol etmelisiniz.
Mamayı her zaman taze hazırlayın. Kesinlikle artık mamayı kullanmayın.
Bebeğinizin ağzında biberon varken uyumamasına dikkat edin. Bu aynı zamanda diş çürümelerine ve kulak enfeksiyonlarına sebep olabilir.
Bazı anneler bebekler daha fazla kilo alsın diye mamaları daha konsantre hazırlarlar. Bu bebeğin fazla su kaybetmesine neden olur. Bazı durumlarda ise anneler mamayı
fazla sulandırarak verirler. Bu da bebeğin büyümesini ve gelişimini olumsuz yönde etkiler. Mamalar mutlaka kutu üzerindeki dozajlara göre hazırlanmalıdır.
Mamalar kesinlikle mikrodalga fırında ısıtılmamalıdır.
Hazır Mama İle Beslenen Bebekler
Hazır Mama İle Beslenen Bebekler
Hazır mamaların içerikleri bebeğin yaşına göre değişen ihtiyaçlarını karşılayacak
şekilde ve anne sütü örnek alınarak hazırlanmıştır. Bir çok firmanın ürettiği başlıca 3 tip
mama vardır.
Başlangıç mamaları: Anne sütü birleşimine yakın olarak hazırlanmış bu mamalar ilk
2 ayda kullanılmalıdır.
Geçiş mamaları: Protein ve enerji içeriği daha yüksek olan bu mamalar genellikle
4-6 aya kadar bebeğin beslenmesinde yeterlidir.
Devam mamaları: 4-6 aydan sonra bebeğin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde
hazırlanmış olan mamalardır. Bu dönemde diğer ek gıdalarla birlikte verilebilir.
MAMALARIN HAZIRLANIŞI
Mamaların nasıl hazırlanacağı ve ayına göre ne miktarda verileceği kutuların
üzerinde yazılıdır. Bu yazıları dikkatle okuyunuz. Mama hazırlanması ve bebeğe verilmesi
hususundaki genel prensipler ve dikkat edilmesi gereken kurallar şunlardır:
• Mama hazırlayacağınız suyu en az 10 dakika kaynatınız.
• Biberonu başlığı ile birlikte en az 10 dakika kaynatınız.
• Her 30 cc su içine 1 ölçek mama koyarak sallayınız. Ayrıca süt ve şeker ilavesine
gerek yoktur.
• Beslenmeden önce mamanın ısısını ve akış hızını ölçmek amacı ile mamayı elinizin
sırtına damlatın. Mama damla damla olmalı ve elinizi yakmamalıdır. Emzirme
deliği geniş olursa mamanın hava yoluna kaçma ihtimali doğar. Emzirme deliğinin
küçük olması durumunda ise bebeğiniz mamayı çekmekte zorlanır ve çabuk yorulur.
• Bebeğinizi hava yutmamasına dikkat ederek besleyiniz. Biberon lastik kısmı
tamamen mama ile dolu olacak kadar dik tutulmalıdır.
• Beslenme sonrasında biberonda mama artarsa dökünüz
• Mamayı günlük olarak hazırlayıp her öğün için ayrı biberona koyup buzdolabında
(+ 4 derece) saklayabilirsiniz. Mamayı bebeğe vermeden önce biberonu sıcak su
içerisinde bekleterek ılıtınız.
şekilde ve anne sütü örnek alınarak hazırlanmıştır. Bir çok firmanın ürettiği başlıca 3 tip
mama vardır.
Başlangıç mamaları: Anne sütü birleşimine yakın olarak hazırlanmış bu mamalar ilk
2 ayda kullanılmalıdır.
Geçiş mamaları: Protein ve enerji içeriği daha yüksek olan bu mamalar genellikle
4-6 aya kadar bebeğin beslenmesinde yeterlidir.
Devam mamaları: 4-6 aydan sonra bebeğin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde
hazırlanmış olan mamalardır. Bu dönemde diğer ek gıdalarla birlikte verilebilir.
MAMALARIN HAZIRLANIŞI
Mamaların nasıl hazırlanacağı ve ayına göre ne miktarda verileceği kutuların
üzerinde yazılıdır. Bu yazıları dikkatle okuyunuz. Mama hazırlanması ve bebeğe verilmesi
hususundaki genel prensipler ve dikkat edilmesi gereken kurallar şunlardır:
• Mama hazırlayacağınız suyu en az 10 dakika kaynatınız.
• Biberonu başlığı ile birlikte en az 10 dakika kaynatınız.
• Her 30 cc su içine 1 ölçek mama koyarak sallayınız. Ayrıca süt ve şeker ilavesine
gerek yoktur.
• Beslenmeden önce mamanın ısısını ve akış hızını ölçmek amacı ile mamayı elinizin
sırtına damlatın. Mama damla damla olmalı ve elinizi yakmamalıdır. Emzirme
deliği geniş olursa mamanın hava yoluna kaçma ihtimali doğar. Emzirme deliğinin
küçük olması durumunda ise bebeğiniz mamayı çekmekte zorlanır ve çabuk yorulur.
• Bebeğinizi hava yutmamasına dikkat ederek besleyiniz. Biberon lastik kısmı
tamamen mama ile dolu olacak kadar dik tutulmalıdır.
• Beslenme sonrasında biberonda mama artarsa dökünüz
• Mamayı günlük olarak hazırlayıp her öğün için ayrı biberona koyup buzdolabında
(+ 4 derece) saklayabilirsiniz. Mamayı bebeğe vermeden önce biberonu sıcak su
içerisinde bekleterek ılıtınız.
Anne Sütü Alamayan Bebeklerde Ay Ay Beslenme
Anne Sütü Alamayan Bebeklerde Ay Ay Beslenme
Sıcaklıktan, çevreye olan ilgilerinin artmış olmasından, yatış pozisyonundan veya bilemediğimiz herhangi bir nedenden dolayı bazı bebekler emme konusunda isteksiz olabilir, anne göğsünü almak konusunda ciddi sıkıntılar yaşayabilirler.
Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Karaböcüoğlu bu durumda yapmanız gereken şeyin bebeğinizi öncelikle sakinleştirmek, daha sonra yarı uykuya geçirmek ve uyur pozisyondayken göğsünüzü vermek olduğunu söylüyor.
Anne sütü yerine mama…
Anne sütü ile beslenmenin uygulanamadığı veya yenidoğan döneminden itibaren anne sütü ile beslenmeyen bebekler için öncelikle mamalar kullanılabilir. Örneğin Dr. Koray Karabekiroğlu ilk 6 ayda anne sütü almayan bebeklerin beslenmesinde ilk tercihin mamaların verilmesi olduğunu söylüyor.
Mama ile beslenme en az 6 ay, mümkünse 1 yaşına kadar sürdürülmelidir. Hiç anne sütü almayan bebeklerde biberon kullanılabilir. Biberonlar ve başlıkları her kullanımdan sonra temiz su ile iyice temizlenmeli, en az 20 dakika süre ile kaynatılmalıdır.
Biberonla beslenme
Biberonla beslenen bebeklerde de beslenme pozisyonu önemlidir. Bebek, anne kucağında yarı dik pozisyonda, başı annenin koluyla desteklenir şekilde tutulmalıdır. Emzik şişesinin dikçe tutulması ve lastik memenin sütle dolu olması gerekir ve bu şekilde bebeğin hava yutması önlenir. Biberon deliğinin uygun boyutta olması da önemlidir. Uygun bir biberon deliği için şişe ters çevrildiğinde önce ip gibi, ardından damla damla süt akışının izlenmesi gerekir.
Adapte mamalar (Preaptamil, Similac 1, Nutrilon 1, SMA S-26, Humana1, Nan 1 gibi) her 30 mililitre kaynatılmış ılıtılmış su içine 1 ölçek olacak şekilde biberonla hazırlanır. Bebeğe verilecek mamanın ısısı el bileğine 1-2 damla mama damlatılarak kontrol edilir. Mümkünse mamanın her beslenme öncesinde hazırlanması tercih edilir. Kullanıldıktan sonra artan mamanın tekrar kullanılmamasına özen gösterilmelidir. Ekonomik koşulların uygun olmadığı durumlarda (hazır mamalar sağlanamıyorsa) bebek inek sütü ile beslenebilir. İnek sütü ilk ay yarı yarıya, 1-4 aylar arası iki hacim süte 1 hacim su olacak şek,ilde sulandırılmalı, 4. aydan sonra ise sulandırılmadan verilmelidir. 100 mililitre inek sütüne 1 çay kaşığı ( 5 gram şeker ) ve 1 çay kaşığı bitkisel yağ konulur.
Anne sütü çocuğun beslenmesi için en önemli unsurdur. Çocuk, zorunlu haller dışında ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir. Anne sütü verilemeyen bebeklere mümkünse formül (hazır) mama verilmelidir.
0-1 ay
Formül mama
Yoğurt (1 ölçü yoğurt, 1 ölçü su ile sulandırılmalı)
2 ay
Formül mama
Yoğurt (2 ölçü yoğurt, 1 ölçü su ile sulandırılmalı)
3 ay
Formül mama
Yoğurt (Sulandırılmayacak)
4 ay
Günde toplam 500cc formül mama ve yoğurt
Sebze çorba (Tuz kullanmayın, 1 tatlı kaşığı sıvı yağ ilave edin)
5 Meyve suyu (Taze sıkılmış elma veya şeftali ile başlayın)
5 ay
Yumurta sarısı (Katı kaynamış 1 çay kaşığı ile başlayın)
Sebze çorbası, yoğurt çorbası, mercimek çorbası
Günde toplam 500cc süt ve yoğurt
Meyve püre veya meyve suyu
6 ay
Tam yumurta sarısı (Katı kaynamış)
Sebze çorbası, yoğurt çorbası, mercimek çorbası, tarhana çorbası
Meyve püresi
Muhallebi
Günde toplam 500cc formül mama ve yoğurt
7 ay
Tam yumurta
Kıyma, tavuk, balık ezmesi
Kurubaklagil ezmeleri
Günde toplam 500cc formül mama ve yoğurt
Meyve püresi
8 ay
Tam yumurta
Kıyma tavuk, balık, ezmesi
Kurubaklagil yemekleri
Günde; 500cc formül mama yoğurt
Mevsim meyveleri
Sebze yemekleri
9 ay
Artık aile sofrasına, çocuğa uygun kaşık, çatal kullanarak oturabilir.
Çocuğunuzun bir günlük menüsünde, ayına uygun olarak, yukarıda belirtilen besinlerin hepsinden mutlaka bulunmalıdır.
Unutmayın!
1 yaşından önce yemeklere tuz ve şeker ilavesi yapılmamalıdır.
1 yaşından önce bebeklere inek sütü verilmemelidir
Sıcaklıktan, çevreye olan ilgilerinin artmış olmasından, yatış pozisyonundan veya bilemediğimiz herhangi bir nedenden dolayı bazı bebekler emme konusunda isteksiz olabilir, anne göğsünü almak konusunda ciddi sıkıntılar yaşayabilirler.
Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Karaböcüoğlu bu durumda yapmanız gereken şeyin bebeğinizi öncelikle sakinleştirmek, daha sonra yarı uykuya geçirmek ve uyur pozisyondayken göğsünüzü vermek olduğunu söylüyor.
Anne sütü yerine mama…
Anne sütü ile beslenmenin uygulanamadığı veya yenidoğan döneminden itibaren anne sütü ile beslenmeyen bebekler için öncelikle mamalar kullanılabilir. Örneğin Dr. Koray Karabekiroğlu ilk 6 ayda anne sütü almayan bebeklerin beslenmesinde ilk tercihin mamaların verilmesi olduğunu söylüyor.
Mama ile beslenme en az 6 ay, mümkünse 1 yaşına kadar sürdürülmelidir. Hiç anne sütü almayan bebeklerde biberon kullanılabilir. Biberonlar ve başlıkları her kullanımdan sonra temiz su ile iyice temizlenmeli, en az 20 dakika süre ile kaynatılmalıdır.
Biberonla beslenme
Biberonla beslenen bebeklerde de beslenme pozisyonu önemlidir. Bebek, anne kucağında yarı dik pozisyonda, başı annenin koluyla desteklenir şekilde tutulmalıdır. Emzik şişesinin dikçe tutulması ve lastik memenin sütle dolu olması gerekir ve bu şekilde bebeğin hava yutması önlenir. Biberon deliğinin uygun boyutta olması da önemlidir. Uygun bir biberon deliği için şişe ters çevrildiğinde önce ip gibi, ardından damla damla süt akışının izlenmesi gerekir.
Adapte mamalar (Preaptamil, Similac 1, Nutrilon 1, SMA S-26, Humana1, Nan 1 gibi) her 30 mililitre kaynatılmış ılıtılmış su içine 1 ölçek olacak şekilde biberonla hazırlanır. Bebeğe verilecek mamanın ısısı el bileğine 1-2 damla mama damlatılarak kontrol edilir. Mümkünse mamanın her beslenme öncesinde hazırlanması tercih edilir. Kullanıldıktan sonra artan mamanın tekrar kullanılmamasına özen gösterilmelidir. Ekonomik koşulların uygun olmadığı durumlarda (hazır mamalar sağlanamıyorsa) bebek inek sütü ile beslenebilir. İnek sütü ilk ay yarı yarıya, 1-4 aylar arası iki hacim süte 1 hacim su olacak şek,ilde sulandırılmalı, 4. aydan sonra ise sulandırılmadan verilmelidir. 100 mililitre inek sütüne 1 çay kaşığı ( 5 gram şeker ) ve 1 çay kaşığı bitkisel yağ konulur.
Anne sütü çocuğun beslenmesi için en önemli unsurdur. Çocuk, zorunlu haller dışında ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir. Anne sütü verilemeyen bebeklere mümkünse formül (hazır) mama verilmelidir.
0-1 ay
Formül mama
Yoğurt (1 ölçü yoğurt, 1 ölçü su ile sulandırılmalı)
2 ay
Formül mama
Yoğurt (2 ölçü yoğurt, 1 ölçü su ile sulandırılmalı)
3 ay
Formül mama
Yoğurt (Sulandırılmayacak)
4 ay
Günde toplam 500cc formül mama ve yoğurt
Sebze çorba (Tuz kullanmayın, 1 tatlı kaşığı sıvı yağ ilave edin)
5 Meyve suyu (Taze sıkılmış elma veya şeftali ile başlayın)
5 ay
Yumurta sarısı (Katı kaynamış 1 çay kaşığı ile başlayın)
Sebze çorbası, yoğurt çorbası, mercimek çorbası
Günde toplam 500cc süt ve yoğurt
Meyve püre veya meyve suyu
6 ay
Tam yumurta sarısı (Katı kaynamış)
Sebze çorbası, yoğurt çorbası, mercimek çorbası, tarhana çorbası
Meyve püresi
Muhallebi
Günde toplam 500cc formül mama ve yoğurt
7 ay
Tam yumurta
Kıyma, tavuk, balık ezmesi
Kurubaklagil ezmeleri
Günde toplam 500cc formül mama ve yoğurt
Meyve püresi
8 ay
Tam yumurta
Kıyma tavuk, balık, ezmesi
Kurubaklagil yemekleri
Günde; 500cc formül mama yoğurt
Mevsim meyveleri
Sebze yemekleri
9 ay
Artık aile sofrasına, çocuğa uygun kaşık, çatal kullanarak oturabilir.
Çocuğunuzun bir günlük menüsünde, ayına uygun olarak, yukarıda belirtilen besinlerin hepsinden mutlaka bulunmalıdır.
Unutmayın!
1 yaşından önce yemeklere tuz ve şeker ilavesi yapılmamalıdır.
1 yaşından önce bebeklere inek sütü verilmemelidir
5 Nisan 2010 Pazartesi
Anne Karnında Bebeğin Duyduğu Sesler
Anne Karnında Bebeğin Duyduğu Sesler
Anne karnındaki bebek özellikle tiz(ince) sesleri duyar. Kalın sesleri ince sesler kadar iyi algılayamaz. Bunun nedeni bebeğin kulak yapısının rahim içindeyken çok fazla gelişmemesi ve rahim duvarının kalın sesleri geçirmemesi ile alakalıdır. Bu bir anlamda bebek için koruyucu bir faktördür. Böylece bebek dışardaki gürültülü sesleri duymaz.
Bebek 16 haftalıkken tiz sesleri çok rahatça duyabilmekte ve 32 haftalıkken duyduğu sesleri aklında tutabilip daha sonra bu seslere tepki verme yetisine sahip oluyor. Bunun sebebi anne karnındaki bebeğin 32 haftalıkken beyin gelişiminin tamamlanmış olmasıdır.
Müzik ve bebeğin ruh sağlığı
Bebek doğduktan sonra herhangi bir nedenden dolayı ağlıyor ve susturulamıyorsa, anne karnındayken dinletilen müziklerle sakinleşebiliyor. Bu anneler tarafından defalarca denenmiş ve başarılı olmuş bir yöntemdir. Müzik dinletmenin bebeğin zeka gelişimine iyi yönde etkisi olduğu söylense de, müzik dinletmek daha çok bebeğin ruhsal gelişmine katkıda bulunur.
Anne karnındaki bebek özellikle tiz(ince) sesleri duyar. Kalın sesleri ince sesler kadar iyi algılayamaz. Bunun nedeni bebeğin kulak yapısının rahim içindeyken çok fazla gelişmemesi ve rahim duvarının kalın sesleri geçirmemesi ile alakalıdır. Bu bir anlamda bebek için koruyucu bir faktördür. Böylece bebek dışardaki gürültülü sesleri duymaz.
Bebek 16 haftalıkken tiz sesleri çok rahatça duyabilmekte ve 32 haftalıkken duyduğu sesleri aklında tutabilip daha sonra bu seslere tepki verme yetisine sahip oluyor. Bunun sebebi anne karnındaki bebeğin 32 haftalıkken beyin gelişiminin tamamlanmış olmasıdır.
Müzik ve bebeğin ruh sağlığı
Bebek doğduktan sonra herhangi bir nedenden dolayı ağlıyor ve susturulamıyorsa, anne karnındayken dinletilen müziklerle sakinleşebiliyor. Bu anneler tarafından defalarca denenmiş ve başarılı olmuş bir yöntemdir. Müzik dinletmenin bebeğin zeka gelişimine iyi yönde etkisi olduğu söylense de, müzik dinletmek daha çok bebeğin ruhsal gelişmine katkıda bulunur.
Etiketler:
Anne Karnında Müzik,
Bebeğin Duyabildiği Sesler
Bebekte Diş Çıkartma
Bebekte Diş Çıkartma
Çocuklar ağız yolu ile birçok objenin tadına bakabilir, ağız yolu ile etrafını keşfedebilir, ağız yolu ile kendini ifade edebilir. Bu yumuşak ve çok mahrem alan içerisinde bir anda sert ve keskin bir cismin(dişlerin)Bebeklerde diş çıkartma belirtileri
, bebeğin diş etlerini parçalayarak ya da yararak çıkması bebekleri oldukça sıkıntıya sokan bir durumdur.
Hafif Ateş
Hafif İştahsızlık
Huzursuzluk
Bugüne kadar yapılan araştırmalarda diş çıkartma sıkıntısının bebeklerde çok hafif oranda geçtiği ve diğer ciddi ateş, ishal vb. gibi durumlara sebebiyet vermediği ıspatlanmıştır. Özellikle ilk diş çıkartmada bebekte hafif ateş, hafif iştahsızlık görülmekte ve diğer dişlerin çıkmaya başlaması ile bebek bu durumla baş etmeyi öğrenmekte ve daha sonra tamamen duruma alışmaktadır.
Çocuklar ağız yolu ile birçok objenin tadına bakabilir, ağız yolu ile etrafını keşfedebilir, ağız yolu ile kendini ifade edebilir. Bu yumuşak ve çok mahrem alan içerisinde bir anda sert ve keskin bir cismin(dişlerin)Bebeklerde diş çıkartma belirtileri
, bebeğin diş etlerini parçalayarak ya da yararak çıkması bebekleri oldukça sıkıntıya sokan bir durumdur.
Hafif Ateş
Hafif İştahsızlık
Huzursuzluk
Bugüne kadar yapılan araştırmalarda diş çıkartma sıkıntısının bebeklerde çok hafif oranda geçtiği ve diğer ciddi ateş, ishal vb. gibi durumlara sebebiyet vermediği ıspatlanmıştır. Özellikle ilk diş çıkartmada bebekte hafif ateş, hafif iştahsızlık görülmekte ve diğer dişlerin çıkmaya başlaması ile bebek bu durumla baş etmeyi öğrenmekte ve daha sonra tamamen duruma alışmaktadır.
Bebeklerde Gaz Çıkarması
Bebeklerde Gaz Çıkarması
Bebekler beslenirken bir miktar hava yutarlar. Beslenirken alınan bu hava sindirimde sıkışma ve buna bağlı olarakta huzursuzluk yaratır. Ağlamayla kendini gösterir ve gaz çıkışı olmadan rahatlama olmaz. Uygulanan yöntemler kafi olmadıysa ebeveynlerin uygulamasını önerdiğimiz bir yöntem daha vardır. Bebeğin bezi ve giysileri çıkartıldıktan sonra elde yüzük, saat vb. takılar çıkartılarak elleri birbirine sürtmek kaydıyla ısıtıp ek olarak elektriklenmesini sağlayarak bebeğin karın bölgesine dairesel hareketlerle masaj tatbik edilerek gaz çıkartması sağlanır.
1- Bu hareket ellerin sıcaklığını bebeğe aktarır ve sıkışmış olan gazın genleşmesini sağlayarak dışarıya atılmasına yardımcı olur.
2- Elektriklenmenin verdiği etki ile bağırsak peristaltizmini artırarak gazın dışarıya atılmasına yardımcı olur.
3- Bebeğin henüz gelişmemiş olan sindirim sistemini yukarıdaki sebeplerden dolayı kolaylaştırır.
1- Bu hareket ellerin sıcaklığını bebeğe aktarır ve sıkışmış olan gazın genleşmesini sağlayarak dışarıya atılmasına yardımcı olur.
2- Elektriklenmenin verdiği etki ile bağırsak peristaltizmini artırarak gazın dışarıya atılmasına yardımcı olur.
3- Bebeğin henüz gelişmemiş olan sindirim sistemini yukarıdaki sebeplerden dolayı kolaylaştırır.
Çocuklarda Göz Hastalıkları Ve Tedavisi
Çocuklarda Göz Hastalıkları Ve Tedavisi
Erişkinlerde görülen göz hastalıklarının bir çoğu daha az sıklıkla olmak üzere bebeklerde ve çocuklarda da görülebilir.
ÇOCUKLARDA EN SIK GÖRÜLEN GÖZ RAHATSIZLIKLARI:görme kusurları (miyop, hipermetrop, astigmat), şaşılık, göz tembelliği, doğuştan katarakt, doğuştan göz tansiyonu (glokom), doğuştan gözyaşı kanalı tıkanıklığı, doğuştan anomaliler, bazı göz tümörleri olarak sıralanabilir.
BEBEK NE ZAMAN GÖZ DOKTORUNA GÖTÜRÜLMELİDİR? Anne-baba, bebekte veya çocukta herhangi bir göz rahatsızlığından şüpheleniyorsa hemen bir göz doktoruna başvurmalıdır. Göz muayenesi için bebeğin belirli bir aya veya yaşa gelmesi beklenmemelidir. Bebeklerde ve küçük çocuklarda göz muayenesi genellikle çok güç olmaktadır, fakat imkansız değildir. Eğer bebek çok ağlar ve muayene olmaya kesinlikle karşı koyarsa narkozla muayene edilmelidir. Böylece herhangi bir rahatsızlık varsa erkenden teşhis edilip tedaviye başlanır.
BEBEKLERDE VE ÇOCUKLARDA GÖRME BOZUKLUKLARI BELİRTİLERİ: Bebekte içe kayma varsa çoğunlukla, hipermetropi ve görme tembelliği ile birliktedir. Bu durumda tedavi için bebeğin büyümesinin beklenmesi yapılabilecek büyük bir hatadır. Çünkü şaşılıklarda, hiç beklenilmeden bir an önce gözdeki bozukluğun ve derecesinin, varsa görme tembelliğinin tespit edilip hemen uygun gözlüğün verilerek uygun tedaviye başlanılması son derece önemlidir. Ayrıca, bebeklerde ve çocuklarda şaşılık olmaksızın görmelerinde bir zayıflık hissedilirse, örneğin çocuk televizyonu çok yakından izliyorsa, kitaba-deftere çok yaklaşarak okuyup-yazıyorsa, gözlerini sürekli kırpıştırıyorsa, başına belirli bir pozisyon vererek görmeye çalışıyorsa, gözlerini kısarak bakıyorsa, bir gözünü kapatarak veya kısarak diğer gözüyle görmeye çalışıyorsa hemen muayene edilmeli ve bir görme bozukluğu teşhis edilirse gözlük takılmalı veya gerekli tedaviye geçilmelidir.
BEBEKTE GÖZYAŞI KANALI TIKANIKLIĞI: Yeni doğan bebeğin bir veya her iki gözünde sürekli sulanma ve çapaklanma görülürse, göz yaşı kanallarının doğuştan tıkalı olabileceği düşünülerek bir göz doktoruna başvurulmalıdır. Teşhis doğrulanırsa doktor önce göz yaşı kesesine masaj yapılmasını ve bazı göz damlalarının kullanılmasını tavsiye edecek, sulanma ve çapaklanma düzelmediğinde ise narkoz altında göz yaşı kanalının açılmasını önerecektir. Doğuştan göz yaşı kanalı tıkanıklığı, bebek 18 aylık olmadan önce tedavi edilmelidir. Çünkü 18 aylıktan önce basit bir girişimle düzeltilebilen bu problem için ileri yaşlarda ameliyat gerekli olmaktadır.
DOĞUŞTAN KATARAKT: Yeni doğan bebeğin gözbebeğinde beyazlık görüldüğünde, hemen doktora başvurulmalıdır. Bu durum, çoğunlukla doğuştan kataraktın belirtisidir; tek gözde veya her iki gözde olabilir ve ameliyatı gerektiren bir durumdur. Yine gözbebeğinde beyazlık veya parlama ile ortaya çıkan ve bebeklerde görülen bir göziçi tümörü de mevcuttur. Bu durum da acil olarak doktora başvurmayı gerektiren önemli bir hastalıktır.
DOĞUŞTAN GLOKOM (GÖZ TANSİYONU): Yeni doğanlarda görülen önemli bir hastalık da, doğuştan glokomdur (göz tansiyonu yüksekliği). Bu hastalık başlangıçta bir belirti vermediği halde ilerledikçe bebeğin gözünün irileştiği, büyüdüğü dikkat çeker, ayrıca ışığa bakamama sulanma gibi belirtiler de tabloya eklenir.
Tedavi edilmediği takdirde hastalığın ilerleyen dönemlerinde, gözün saydam tabakasının zamanla bulanıklaştığı ve giderek beyazlaştığı görülür. Bu durumda bebek, giderek görmesini kaybedecektir. Hastalık başlangıç döneminde teşhis edildiğinde, yapılacak ameliyatla göz tansiyonu düşecek ve görme kaybı önlenecektir.
Fakat doğuştan glokomlu bebeklerde, ameliyattan bir süre sonra göz tansiyonu tekrar yükselebilir ve tekrar ameliyat gerekebilir. Bebeklerde görülen glokom, erişkinlerde görülen glokoma göre daha inatçı bir glokom türü olup bazen birkaç ameliyat bile gerekebilir.
Erişkinlerde görülen göz hastalıklarının bir çoğu daha az sıklıkla olmak üzere bebeklerde ve çocuklarda da görülebilir.
ÇOCUKLARDA EN SIK GÖRÜLEN GÖZ RAHATSIZLIKLARI:görme kusurları (miyop, hipermetrop, astigmat), şaşılık, göz tembelliği, doğuştan katarakt, doğuştan göz tansiyonu (glokom), doğuştan gözyaşı kanalı tıkanıklığı, doğuştan anomaliler, bazı göz tümörleri olarak sıralanabilir.
BEBEK NE ZAMAN GÖZ DOKTORUNA GÖTÜRÜLMELİDİR? Anne-baba, bebekte veya çocukta herhangi bir göz rahatsızlığından şüpheleniyorsa hemen bir göz doktoruna başvurmalıdır. Göz muayenesi için bebeğin belirli bir aya veya yaşa gelmesi beklenmemelidir. Bebeklerde ve küçük çocuklarda göz muayenesi genellikle çok güç olmaktadır, fakat imkansız değildir. Eğer bebek çok ağlar ve muayene olmaya kesinlikle karşı koyarsa narkozla muayene edilmelidir. Böylece herhangi bir rahatsızlık varsa erkenden teşhis edilip tedaviye başlanır.
BEBEKLERDE VE ÇOCUKLARDA GÖRME BOZUKLUKLARI BELİRTİLERİ: Bebekte içe kayma varsa çoğunlukla, hipermetropi ve görme tembelliği ile birliktedir. Bu durumda tedavi için bebeğin büyümesinin beklenmesi yapılabilecek büyük bir hatadır. Çünkü şaşılıklarda, hiç beklenilmeden bir an önce gözdeki bozukluğun ve derecesinin, varsa görme tembelliğinin tespit edilip hemen uygun gözlüğün verilerek uygun tedaviye başlanılması son derece önemlidir. Ayrıca, bebeklerde ve çocuklarda şaşılık olmaksızın görmelerinde bir zayıflık hissedilirse, örneğin çocuk televizyonu çok yakından izliyorsa, kitaba-deftere çok yaklaşarak okuyup-yazıyorsa, gözlerini sürekli kırpıştırıyorsa, başına belirli bir pozisyon vererek görmeye çalışıyorsa, gözlerini kısarak bakıyorsa, bir gözünü kapatarak veya kısarak diğer gözüyle görmeye çalışıyorsa hemen muayene edilmeli ve bir görme bozukluğu teşhis edilirse gözlük takılmalı veya gerekli tedaviye geçilmelidir.
BEBEKTE GÖZYAŞI KANALI TIKANIKLIĞI: Yeni doğan bebeğin bir veya her iki gözünde sürekli sulanma ve çapaklanma görülürse, göz yaşı kanallarının doğuştan tıkalı olabileceği düşünülerek bir göz doktoruna başvurulmalıdır. Teşhis doğrulanırsa doktor önce göz yaşı kesesine masaj yapılmasını ve bazı göz damlalarının kullanılmasını tavsiye edecek, sulanma ve çapaklanma düzelmediğinde ise narkoz altında göz yaşı kanalının açılmasını önerecektir. Doğuştan göz yaşı kanalı tıkanıklığı, bebek 18 aylık olmadan önce tedavi edilmelidir. Çünkü 18 aylıktan önce basit bir girişimle düzeltilebilen bu problem için ileri yaşlarda ameliyat gerekli olmaktadır.
DOĞUŞTAN KATARAKT:Yeni doğan bebeğin gözbebeğinde beyazlık görüldüğünde, hemen doktora başvurulmalıdır. Bu durum, çoğunlukla doğuştan kataraktın belirtisidir; tek gözde veya her iki gözde olabilir ve ameliyatı gerektiren bir durumdur. Yine gözbebeğinde beyazlık veya parlama ile ortaya çıkan ve bebeklerde görülen bir göziçi tümörü de mevcuttur. Bu durum da acil olarak doktora başvurmayı gerektiren önemli bir hastalıktır.
DOĞUŞTAN GLOKOM (GÖZ TANSİYONU): Yeni doğanlarda görülen önemli bir hastalık da, doğuştan glokomdur (göz tansiyonu yüksekliği). Bu hastalık başlangıçta bir belirti vermediği halde ilerledikçe bebeğin gözünün irileştiği, büyüdüğü dikkat çeker, ayrıca ışığa bakamama sulanma gibi belirtiler de tabloya eklenir. Tedavi edilmediği takdirde hastalığın ilerleyen dönemlerinde, gözün saydam tabakasının zamanla bulanıklaştığı ve giderek beyazlaştığı görülür. Bu durumda bebek, giderek görmesini kaybedecektir. Hastalık başlangıç döneminde teşhis edildiğinde, yapılacak ameliyatla göz tansiyonu düşecek ve görme kaybı önlenecektir. Fakat doğuştan glokomlu bebeklerde, ameliyattan bir süre sonra göz tansiyonu tekrar yükselebilir ve tekrar ameliyat gerekebilir. Bebeklerde görülen glokom, erişkinlerde görülen glokoma göre daha inatçı bir glokom türü olup bazen birkaç ameliyat bile gerekebilir
ÇOCUKLARDA EN SIK GÖRÜLEN GÖZ RAHATSIZLIKLARI:görme kusurları (miyop, hipermetrop, astigmat), şaşılık, göz tembelliği, doğuştan katarakt, doğuştan göz tansiyonu (glokom), doğuştan gözyaşı kanalı tıkanıklığı, doğuştan anomaliler, bazı göz tümörleri olarak sıralanabilir.
BEBEK NE ZAMAN GÖZ DOKTORUNA GÖTÜRÜLMELİDİR? Anne-baba, bebekte veya çocukta herhangi bir göz rahatsızlığından şüpheleniyorsa hemen bir göz doktoruna başvurmalıdır. Göz muayenesi için bebeğin belirli bir aya veya yaşa gelmesi beklenmemelidir. Bebeklerde ve küçük çocuklarda göz muayenesi genellikle çok güç olmaktadır, fakat imkansız değildir. Eğer bebek çok ağlar ve muayene olmaya kesinlikle karşı koyarsa narkozla muayene edilmelidir. Böylece herhangi bir rahatsızlık varsa erkenden teşhis edilip tedaviye başlanır.
BEBEKLERDE VE ÇOCUKLARDA GÖRME BOZUKLUKLARI BELİRTİLERİ: Bebekte içe kayma varsa çoğunlukla, hipermetropi ve görme tembelliği ile birliktedir. Bu durumda tedavi için bebeğin büyümesinin beklenmesi yapılabilecek büyük bir hatadır. Çünkü şaşılıklarda, hiç beklenilmeden bir an önce gözdeki bozukluğun ve derecesinin, varsa görme tembelliğinin tespit edilip hemen uygun gözlüğün verilerek uygun tedaviye başlanılması son derece önemlidir. Ayrıca, bebeklerde ve çocuklarda şaşılık olmaksızın görmelerinde bir zayıflık hissedilirse, örneğin çocuk televizyonu çok yakından izliyorsa, kitaba-deftere çok yaklaşarak okuyup-yazıyorsa, gözlerini sürekli kırpıştırıyorsa, başına belirli bir pozisyon vererek görmeye çalışıyorsa, gözlerini kısarak bakıyorsa, bir gözünü kapatarak veya kısarak diğer gözüyle görmeye çalışıyorsa hemen muayene edilmeli ve bir görme bozukluğu teşhis edilirse gözlük takılmalı veya gerekli tedaviye geçilmelidir.
BEBEKTE GÖZYAŞI KANALI TIKANIKLIĞI: Yeni doğan bebeğin bir veya her iki gözünde sürekli sulanma ve çapaklanma görülürse, göz yaşı kanallarının doğuştan tıkalı olabileceği düşünülerek bir göz doktoruna başvurulmalıdır. Teşhis doğrulanırsa doktor önce göz yaşı kesesine masaj yapılmasını ve bazı göz damlalarının kullanılmasını tavsiye edecek, sulanma ve çapaklanma düzelmediğinde ise narkoz altında göz yaşı kanalının açılmasını önerecektir. Doğuştan göz yaşı kanalı tıkanıklığı, bebek 18 aylık olmadan önce tedavi edilmelidir. Çünkü 18 aylıktan önce basit bir girişimle düzeltilebilen bu problem için ileri yaşlarda ameliyat gerekli olmaktadır.
DOĞUŞTAN KATARAKT: Yeni doğan bebeğin gözbebeğinde beyazlık görüldüğünde, hemen doktora başvurulmalıdır. Bu durum, çoğunlukla doğuştan kataraktın belirtisidir; tek gözde veya her iki gözde olabilir ve ameliyatı gerektiren bir durumdur. Yine gözbebeğinde beyazlık veya parlama ile ortaya çıkan ve bebeklerde görülen bir göziçi tümörü de mevcuttur. Bu durum da acil olarak doktora başvurmayı gerektiren önemli bir hastalıktır.
DOĞUŞTAN GLOKOM (GÖZ TANSİYONU): Yeni doğanlarda görülen önemli bir hastalık da, doğuştan glokomdur (göz tansiyonu yüksekliği). Bu hastalık başlangıçta bir belirti vermediği halde ilerledikçe bebeğin gözünün irileştiği, büyüdüğü dikkat çeker, ayrıca ışığa bakamama sulanma gibi belirtiler de tabloya eklenir.
Tedavi edilmediği takdirde hastalığın ilerleyen dönemlerinde, gözün saydam tabakasının zamanla bulanıklaştığı ve giderek beyazlaştığı görülür. Bu durumda bebek, giderek görmesini kaybedecektir. Hastalık başlangıç döneminde teşhis edildiğinde, yapılacak ameliyatla göz tansiyonu düşecek ve görme kaybı önlenecektir.
Fakat doğuştan glokomlu bebeklerde, ameliyattan bir süre sonra göz tansiyonu tekrar yükselebilir ve tekrar ameliyat gerekebilir. Bebeklerde görülen glokom, erişkinlerde görülen glokoma göre daha inatçı bir glokom türü olup bazen birkaç ameliyat bile gerekebilir.
Erişkinlerde görülen göz hastalıklarının bir çoğu daha az sıklıkla olmak üzere bebeklerde ve çocuklarda da görülebilir.
ÇOCUKLARDA EN SIK GÖRÜLEN GÖZ RAHATSIZLIKLARI:görme kusurları (miyop, hipermetrop, astigmat), şaşılık, göz tembelliği, doğuştan katarakt, doğuştan göz tansiyonu (glokom), doğuştan gözyaşı kanalı tıkanıklığı, doğuştan anomaliler, bazı göz tümörleri olarak sıralanabilir.
BEBEK NE ZAMAN GÖZ DOKTORUNA GÖTÜRÜLMELİDİR? Anne-baba, bebekte veya çocukta herhangi bir göz rahatsızlığından şüpheleniyorsa hemen bir göz doktoruna başvurmalıdır. Göz muayenesi için bebeğin belirli bir aya veya yaşa gelmesi beklenmemelidir. Bebeklerde ve küçük çocuklarda göz muayenesi genellikle çok güç olmaktadır, fakat imkansız değildir. Eğer bebek çok ağlar ve muayene olmaya kesinlikle karşı koyarsa narkozla muayene edilmelidir. Böylece herhangi bir rahatsızlık varsa erkenden teşhis edilip tedaviye başlanır.
BEBEKLERDE VE ÇOCUKLARDA GÖRME BOZUKLUKLARI BELİRTİLERİ: Bebekte içe kayma varsa çoğunlukla, hipermetropi ve görme tembelliği ile birliktedir. Bu durumda tedavi için bebeğin büyümesinin beklenmesi yapılabilecek büyük bir hatadır. Çünkü şaşılıklarda, hiç beklenilmeden bir an önce gözdeki bozukluğun ve derecesinin, varsa görme tembelliğinin tespit edilip hemen uygun gözlüğün verilerek uygun tedaviye başlanılması son derece önemlidir. Ayrıca, bebeklerde ve çocuklarda şaşılık olmaksızın görmelerinde bir zayıflık hissedilirse, örneğin çocuk televizyonu çok yakından izliyorsa, kitaba-deftere çok yaklaşarak okuyup-yazıyorsa, gözlerini sürekli kırpıştırıyorsa, başına belirli bir pozisyon vererek görmeye çalışıyorsa, gözlerini kısarak bakıyorsa, bir gözünü kapatarak veya kısarak diğer gözüyle görmeye çalışıyorsa hemen muayene edilmeli ve bir görme bozukluğu teşhis edilirse gözlük takılmalı veya gerekli tedaviye geçilmelidir.
BEBEKTE GÖZYAŞI KANALI TIKANIKLIĞI: Yeni doğan bebeğin bir veya her iki gözünde sürekli sulanma ve çapaklanma görülürse, göz yaşı kanallarının doğuştan tıkalı olabileceği düşünülerek bir göz doktoruna başvurulmalıdır. Teşhis doğrulanırsa doktor önce göz yaşı kesesine masaj yapılmasını ve bazı göz damlalarının kullanılmasını tavsiye edecek, sulanma ve çapaklanma düzelmediğinde ise narkoz altında göz yaşı kanalının açılmasını önerecektir. Doğuştan göz yaşı kanalı tıkanıklığı, bebek 18 aylık olmadan önce tedavi edilmelidir. Çünkü 18 aylıktan önce basit bir girişimle düzeltilebilen bu problem için ileri yaşlarda ameliyat gerekli olmaktadır.
DOĞUŞTAN KATARAKT:Yeni doğan bebeğin gözbebeğinde beyazlık görüldüğünde, hemen doktora başvurulmalıdır. Bu durum, çoğunlukla doğuştan kataraktın belirtisidir; tek gözde veya her iki gözde olabilir ve ameliyatı gerektiren bir durumdur. Yine gözbebeğinde beyazlık veya parlama ile ortaya çıkan ve bebeklerde görülen bir göziçi tümörü de mevcuttur. Bu durum da acil olarak doktora başvurmayı gerektiren önemli bir hastalıktır.
DOĞUŞTAN GLOKOM (GÖZ TANSİYONU): Yeni doğanlarda görülen önemli bir hastalık da, doğuştan glokomdur (göz tansiyonu yüksekliği). Bu hastalık başlangıçta bir belirti vermediği halde ilerledikçe bebeğin gözünün irileştiği, büyüdüğü dikkat çeker, ayrıca ışığa bakamama sulanma gibi belirtiler de tabloya eklenir. Tedavi edilmediği takdirde hastalığın ilerleyen dönemlerinde, gözün saydam tabakasının zamanla bulanıklaştığı ve giderek beyazlaştığı görülür. Bu durumda bebek, giderek görmesini kaybedecektir. Hastalık başlangıç döneminde teşhis edildiğinde, yapılacak ameliyatla göz tansiyonu düşecek ve görme kaybı önlenecektir. Fakat doğuştan glokomlu bebeklerde, ameliyattan bir süre sonra göz tansiyonu tekrar yükselebilir ve tekrar ameliyat gerekebilir. Bebeklerde görülen glokom, erişkinlerde görülen glokoma göre daha inatçı bir glokom türü olup bazen birkaç ameliyat bile gerekebilir
Yenidoğan Erkek Bebeklerde Sünneti Nedir
Yenidoğan Erkek Bebeklerde Sünneti Nedir
Ülkemizde çocuklara en sık uygulanan cerrahi işlemdir. Son yıllarda sünnet konusunda gündeme oturan ve özelliklede sosyal yapısı gelişmiş, kültürel düyezi yüksek ailelerde Yenidoğan sünneti olarak yaygınlaşmaya başlamıştır. Bizlerde hastanemiz çocuk cerrahisi ekibi olarak siz yeni bebek sahibi olmuş yada olacak aileleri bu konuda aydınlatmak istedik.
Yenidoğan sünnetinin bize getirdiği yararlar nelerdir?
Erken yapıldığında yenidoğan ve sütçocukluğu dönemine ait üriner sistem enfeksiyonlarının sünnetsiz çocuklara oranla ortalama 10 kat azaldığı çeşitli çalışmalarda bildirilmiştir Yenidoğan sünneti yapılan bebeklerde idrar yolu enfeksiyonları yukarıda belirttiğimiz nedenlerden dolayı oldukça az görülür. Sadece lokal anestezi uygulanır.bu nedenle sünnet işlemi öncesine bebeğin aç kalması gerekmez.
Sünnet derisinin damarsal yapısı yeni gelişmekte olduğundan sünnet işlemi sırasında kanama kontrolü kolay olur ve işlem sonrası kanama riski çok az olur. Yenidoğan sünneti sırasında bebeklerde ağrı duyar ancak bunu önlemek için işlem öncesinde penisin çevresine yarım saat önce uyuşturucu etkili bir krem sürüler ayrıca sünnet işlemi sırasında da çok küçük bir iğne yardımı ile lokal anestetik madde yine penis çevresine enjekte edilir ağrı ortadan tam anlamıyla kalkana kadar beklenir ve sünnete geçilir.
Bu lokal ağrı kesicinin sünnet sonrasında etkisi ortadan kalksa dahi bir evde ağrı kesici kullanmaya gerek kalmaz.
Sünnet işlemi sonrasında bakım çok kolay olur. Bu günlerse siz ve bebeğiniz bu işi beraber bir sağlık görevlisine ihtiyaç duymadan rahatça halledebilirsiniz.
Yenidoğan sünneti nerede, nasıl yapılır ne kadar sürer?
Bebek doğduktan sonraki ilk 24-48 saat sonra sünnet olmasına engel olacak tıbbı bir neden olmazsa ameliyathanede özel orak ısıtılmış ameliyat masasında yapılır. Klasik cerrahi sünnet yöntemi ile yapılabileceği gibi Çan, Gomco klampı gibi aletler yardımı ile dikişsiz olarak sünnet yapılabilir.
Sünnet işlemi yaklaşık olarak 15-20 dakika kadar sürer.
Yenidoğan sünneti sonrası evde bakım nasıl olur?
Yenidoğan sünneti sonrası penisin çevresini saran saydam renkli bir pansuman materyali ile karşılaşırsınız bu pansuman materyali bebeğiniz şişini yaptıkça bezinin içine kendiliğinden düşecektir, bundan sonra size sadece bezini her açtığınızda antiseptik olarak vereceğimiz merhemi sürme işi kalacaktır bunun dışında rutin olarak antibiotik kullanılmaz bebeğin bezli olması bir avantajdır ve normal şekilde bezlenmeye devam edilir İki gün sonra artık normal şartlardaki banyosunu yapabilecek hale gelir.
Bebeklerde sünnet sonrası ağrı kesici kullanmaya genellikle ihtiyaç duymayız.
Bebeklerde Anne Sütünün Yararları
Bebeklerde Anne Sütünün Yararları
Anne Sütünün Önemi Ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Günümüzde yeni doğan bebeklerin ilk altı ay boyunca sadece anne sütü ile beslenmesi önerilmektedir. Anne sütü bebek için en sağlıklı olan besindir. Uygun koşullarda gereksinim duyulduğu anı beklemektedir. Isıtma, soğutma, depolama, mikroptan arındırma için özel aletlere, biberon, emzik vb. aracılara ve temiz su kaynağına bağımlı değildir. Anne sütünde mikrop üremez, bozulmaz, hastalık kaynağı olmaz.
Anne sütünün bebeğe ve anneye faydaları:
Anne sütü ile beslenen bebeklerde enfeksiyon hastalıkları daha az görülmekte, beyin gelişimi daha iyi olmakta, allerjik hastalıklar, ishal ve solunum yolu hastalıkları ve hatta ileri yaşlarda ateroskleroz, kanser ve multipl skleroz gibi hastalıklar daha az bildirilmektedir. Emziren annelerde ise meme kanseri, yumurtalık kanseri, osteoporoz ve kansızlık daha az görülmektedir.
Anne sütü özeldir:
Anne sütü her bebek ve her dönem için özeldir. Prematürelerde ve hayatın ilk günlerinde farklı yapıda bir anne sütü söz konusudur. İlk bir hafta memelerden “kolostrum” adlı süt gelir ve bebeği besleyici ve enfeksiyondan koruyucu özellikleri ön plandadır. Bunu ikinci hafta boyunca protein içeriği azalırken, laktoz, yağ ve toplam kalori içeriği artan “geçiş sütü” izler. Daha sonraki dönemlerdeki olgun anne sütü de emzirmenin başlangıcında karbonhidrattan, sonunda yağdan zengin olarak gelir.
Anne sütünün özellikleri:
Anne sütü özel yapıda, sindirimi kolay ve enfeksiyondan koruyucu nitelikleri zengin bir protein içeriğine sahiptir. Anne sütünde protein ve minerallerin inek sütüne göre daha az olması, sindirim ve böbrekler açısından bebeğin yüklenmesini önler. Anne sütündeki demir, çinko gibi minerallerin emilimi, inek sütüne göre çok daha fazla, örneğin demir için beş katıdır. Anne sütünde sindirimi kolay doymamış yağ asitlerinin oranı yüksektir. Beyin ve sinir sistemi için şart olan temel ve zorunlu yağ asitleri ise inek sütüne göre 8 kat olup, ilk 4 ay boyunca bebek tarafından sentezlenememektedir.
Anne sütü ile bebeğin beslenmesi:
İlk saatlerden itibaren bebeğin istekle, uygun koşullarda ve doğru teknikle emzirilmesi anne sütü ile bebeğin beslenebilmesi için en önemli koşuldur. Emzirme sırasında salgılanan oksitosin ve prolaktin hormonları memedeki sütün boşalmasını sağlar ve yeni süt yapımını uyarır.
Başarılı bir emzirme için her şeyden önce doğru kucaklama ve pozisyon alma gereklidir. Anne normal koşullarda rahat bir koltukta, sırtı dik olarak oturmalıdır. Bebek yüzü ve gövdesi aynı doğrultuda ve anneye dönük, başı gövdeye göre yüksekte, yani eğri bir çizgi oluşturacak şekilde anne tarafından kucaklanmalıdır. Bebeğin başı, annenin emzirilen göğsünün tarafındaki kolu dirsekten bükülerek, dirsek kıvrımının hemen önüne yerleştirilmelidir. Bebeğin altta kalan kolu anne ile bebek arasına girmemelidir. Bebeğin başına arkadan bastırılmamalıdır. Anne kolunun altı gereğinde bir yastık ile desteklenebilir.
Bebek uygun şekilde pozisyon verilerek kucağa alındıktan sonra alt dudağı meme ucunun altına gelecek şekilde bebek aşağıdan yukarıya doğru memeye yaklaştırılmalı, diğer elin dört parmağı memeyi alttan desteklerken başparmak üstte memeyi yönlendirmelidir. Anne meme ucunu bebeğin dudaklarına değdirerek emme için ağzını açmasını sağlamalı, bebek ağzını genişçe açtığında meme ucu ve çevresindeki kahverengi bölüm (areola) birlikte bebeğin ağzına verilmelidir. Bebeğin çenesi memeye dayanmalı, üstteki başparmak burnun tıkanmasını önlemelidir.
Süt yapımı üzerine etkili faktörler:
Süt yapımını belirleyen en önemli iki faktör bebeğin sık emmesi ve memelerin boşaltılmasıdır. Yorgunluk ve stres, ruhsal sıkıntılar ve en önemlisi emzirmeye isteksizlik, anne sütü miktarını azaltabilir. Meme büyüklüğü süt yapımında önemli değildir. Yine meme başlarının düz veya içe çökük olması bebek doğru teknikle emzirilirse sorun olmaz. Annenin yeterli sıvı alması ve dengeli beslenmesi yeterlidir. Aşırı kalorili, şekerli yiyecek ve içeceklerin süt yapımına katkısı yoktur. Sıvı alımının aşırısı da sakıncalı olabilir. Sebze ve meyveler, yeşil salatalar bolca tüketilmelidir. Anne yeterli süt ve süt ürünleri ile protein ve demir içeren gıdaları dengeli bir şekilde almalıdır. Gebelikte olduğu gibi, kalsiyum ve demir desteği sürdürülmelidir.
Emzirme sıklığı ve süresi:
Yeni doğan doğumdan sonra en kısa zamanda memeye verilmeli ve devamında emzirme sıklığı ve süresi bebeğin isteğine göre ayarlanmalıdır. İlk emzirmelerde süt hemen gelmeyebileceğinden, bebeğe başka bir besin vermeden emzirmeye devam edilmelidir. Özellikle ilk 2 ay her istediğinde bebeğe meme verilmelidir. Başlangıçta her emzirmede sırası değiştirilerek her iki göğsün de emzirilmesi sütün artması açısından yararlı olsa da, süt miktarı arttığında her öğünde bir memenin emzirilmesi yeterli olabilmektedir. Her öğünde bebeğin bir memeyi tamamen boşaltması sağlanmalıdır. Bu süre genellikle 10-15 dakika kadardır. İlk dönemden sonra emzirme aralıkları 2-3 saate uzayabilmektedir.
Anne sütünün yeterli olduğunun değerlendirilmesi:
Bebeğin yeterli beslendiği, günde en az beş kez idrar yaparak bezini ıslatması, en geç 15. günde doğum kilosuna ulaşması ve ayda en az 500-600 gram alması ile anlaşılır. Bebeklerde ilk günlerde görülen doğal tartı kaybının nedeni vücutta su oranının azalması ve suyun yer değiştirmesidir; anne sütü yetersizliğine bağlanmamalıdır. Dışkılama sayısı, bebeğin huzursuzluğu, uyku düzensizliği veya aşırı ağlaması anne sütü miktarı açısından güvenilir kriterler değildir. Çok iyi tartı alan bebeklerde de benzer yakınmalar görülebilir. Sadece bezin hep kuru bulunması ve sürekli olarak koyun pisliği gibi ufak ve sert parçalar halinde az miktarda kaka yapılması açlık bulgusu olabilmektedir. Bunlar dışında en önemli kriter, bebeğin yeterli kilo almamasıdır.
Emzirmede sık yapılan hatalar:
Emzirmeden önce meme başının karbonatlı su, sabunlu su veya çeşitli kremler ile temizlenmesi meme başı çatlağına ve bebeğin memeyi tutmasında çeşitli güçlüklere neden olabilir. En iyi meme bakımı anne sütü ile olur. Özel silikon başlıklar bebeğin memeyi doğru kavramasını engeller. Ortamda aşırı kalabalık ve gürültü, aile içi gerginlikler, aşırı sıcak, sıkı giysiler ve örtüler bebeğin emmesini olumsuz etkileyebilir. Eldiven giydirilmesi bebeğin parmaklarını emmesini engelleyerek huzursuzluğuna neden olabilir. Bebeğin doymadığı kaygısı ile biberon kullanılarak ek besin verilmesi, emziğin şekerli sıvılara ve bala batırılması, bebeğe şekerli bitki çayları verilmesi memeye isteksizlik yaratabilir.
Görüldüğü gibi, başarılı bir emzirmenin birinci kuralı istemek ve gerisini bebeğe bırakmaktır
Günümüzde yeni doğan bebeklerin ilk altı ay boyunca sadece anne sütü ile beslenmesi önerilmektedir. Anne sütü bebek için en sağlıklı olan besindir. Uygun koşullarda gereksinim duyulduğu anı beklemektedir. Isıtma, soğutma, depolama, mikroptan arındırma için özel aletlere, biberon, emzik vb. aracılara ve temiz su kaynağına bağımlı değildir. Anne sütünde mikrop üremez, bozulmaz, hastalık kaynağı olmaz.
Anne sütünün bebeğe ve anneye faydaları:
Anne sütü ile beslenen bebeklerde enfeksiyon hastalıkları daha az görülmekte, beyin gelişimi daha iyi olmakta, allerjik hastalıklar, ishal ve solunum yolu hastalıkları ve hatta ileri yaşlarda ateroskleroz, kanser ve multipl skleroz gibi hastalıklar daha az bildirilmektedir. Emziren annelerde ise meme kanseri, yumurtalık kanseri, osteoporoz ve kansızlık daha az görülmektedir.
Anne sütü özeldir:
Anne sütü her bebek ve her dönem için özeldir. Prematürelerde ve hayatın ilk günlerinde farklı yapıda bir anne sütü söz konusudur. İlk bir hafta memelerden “kolostrum” adlı süt gelir ve bebeği besleyici ve enfeksiyondan koruyucu özellikleri ön plandadır. Bunu ikinci hafta boyunca protein içeriği azalırken, laktoz, yağ ve toplam kalori içeriği artan “geçiş sütü” izler. Daha sonraki dönemlerdeki olgun anne sütü de emzirmenin başlangıcında karbonhidrattan, sonunda yağdan zengin olarak gelir.
Anne sütünün özellikleri:
Anne sütü özel yapıda, sindirimi kolay ve enfeksiyondan koruyucu nitelikleri zengin bir protein içeriğine sahiptir. Anne sütünde protein ve minerallerin inek sütüne göre daha az olması, sindirim ve böbrekler açısından bebeğin yüklenmesini önler. Anne sütündeki demir, çinko gibi minerallerin emilimi, inek sütüne göre çok daha fazla, örneğin demir için beş katıdır. Anne sütünde sindirimi kolay doymamış yağ asitlerinin oranı yüksektir. Beyin ve sinir sistemi için şart olan temel ve zorunlu yağ asitleri ise inek sütüne göre 8 kat olup, ilk 4 ay boyunca bebek tarafından sentezlenememektedir.
Anne sütü ile bebeğin beslenmesi:
İlk saatlerden itibaren bebeğin istekle, uygun koşullarda ve doğru teknikle emzirilmesi anne sütü ile bebeğin beslenebilmesi için en önemli koşuldur. Emzirme sırasında salgılanan oksitosin ve prolaktin hormonları memedeki sütün boşalmasını sağlar ve yeni süt yapımını uyarır.
Başarılı bir emzirme için her şeyden önce doğru kucaklama ve pozisyon alma gereklidir. Anne normal koşullarda rahat bir koltukta, sırtı dik olarak oturmalıdır. Bebek yüzü ve gövdesi aynı doğrultuda ve anneye dönük, başı gövdeye göre yüksekte, yani eğri bir çizgi oluşturacak şekilde anne tarafından kucaklanmalıdır. Bebeğin başı, annenin emzirilen göğsünün tarafındaki kolu dirsekten bükülerek, dirsek kıvrımının hemen önüne yerleştirilmelidir. Bebeğin altta kalan kolu anne ile bebek arasına girmemelidir. Bebeğin başına arkadan bastırılmamalıdır. Anne kolunun altı gereğinde bir yastık ile desteklenebilir.
Bebek uygun şekilde pozisyon verilerek kucağa alındıktan sonra alt dudağı meme ucunun altına gelecek şekilde bebek aşağıdan yukarıya doğru memeye yaklaştırılmalı, diğer elin dört parmağı memeyi alttan desteklerken başparmak üstte memeyi yönlendirmelidir. Anne meme ucunu bebeğin dudaklarına değdirerek emme için ağzını açmasını sağlamalı, bebek ağzını genişçe açtığında meme ucu ve çevresindeki kahverengi bölüm (areola) birlikte bebeğin ağzına verilmelidir. Bebeğin çenesi memeye dayanmalı, üstteki başparmak burnun tıkanmasını önlemelidir.
Süt yapımı üzerine etkili faktörler:
Süt yapımını belirleyen en önemli iki faktör bebeğin sık emmesi ve memelerin boşaltılmasıdır. Yorgunluk ve stres, ruhsal sıkıntılar ve en önemlisi emzirmeye isteksizlik, anne sütü miktarını azaltabilir. Meme büyüklüğü süt yapımında önemli değildir. Yine meme başlarının düz veya içe çökük olması bebek doğru teknikle emzirilirse sorun olmaz. Annenin yeterli sıvı alması ve dengeli beslenmesi yeterlidir. Aşırı kalorili, şekerli yiyecek ve içeceklerin süt yapımına katkısı yoktur. Sıvı alımının aşırısı da sakıncalı olabilir. Sebze ve meyveler, yeşil salatalar bolca tüketilmelidir. Anne yeterli süt ve süt ürünleri ile protein ve demir içeren gıdaları dengeli bir şekilde almalıdır. Gebelikte olduğu gibi, kalsiyum ve demir desteği sürdürülmelidir.
Emzirme sıklığı ve süresi:
Yeni doğan doğumdan sonra en kısa zamanda memeye verilmeli ve devamında emzirme sıklığı ve süresi bebeğin isteğine göre ayarlanmalıdır. İlk emzirmelerde süt hemen gelmeyebileceğinden, bebeğe başka bir besin vermeden emzirmeye devam edilmelidir. Özellikle ilk 2 ay her istediğinde bebeğe meme verilmelidir. Başlangıçta her emzirmede sırası değiştirilerek her iki göğsün de emzirilmesi sütün artması açısından yararlı olsa da, süt miktarı arttığında her öğünde bir memenin emzirilmesi yeterli olabilmektedir. Her öğünde bebeğin bir memeyi tamamen boşaltması sağlanmalıdır. Bu süre genellikle 10-15 dakika kadardır. İlk dönemden sonra emzirme aralıkları 2-3 saate uzayabilmektedir.
Anne sütünün yeterli olduğunun değerlendirilmesi:
Bebeğin yeterli beslendiği, günde en az beş kez idrar yaparak bezini ıslatması, en geç 15. günde doğum kilosuna ulaşması ve ayda en az 500-600 gram alması ile anlaşılır. Bebeklerde ilk günlerde görülen doğal tartı kaybının nedeni vücutta su oranının azalması ve suyun yer değiştirmesidir; anne sütü yetersizliğine bağlanmamalıdır. Dışkılama sayısı, bebeğin huzursuzluğu, uyku düzensizliği veya aşırı ağlaması anne sütü miktarı açısından güvenilir kriterler değildir. Çok iyi tartı alan bebeklerde de benzer yakınmalar görülebilir. Sadece bezin hep kuru bulunması ve sürekli olarak koyun pisliği gibi ufak ve sert parçalar halinde az miktarda kaka yapılması açlık bulgusu olabilmektedir. Bunlar dışında en önemli kriter, bebeğin yeterli kilo almamasıdır.
Emzirmede sık yapılan hatalar:
Emzirmeden önce meme başının karbonatlı su, sabunlu su veya çeşitli kremler ile temizlenmesi meme başı çatlağına ve bebeğin memeyi tutmasında çeşitli güçlüklere neden olabilir. En iyi meme bakımı anne sütü ile olur. Özel silikon başlıklar bebeğin memeyi doğru kavramasını engeller. Ortamda aşırı kalabalık ve gürültü, aile içi gerginlikler, aşırı sıcak, sıkı giysiler ve örtüler bebeğin emmesini olumsuz etkileyebilir. Eldiven giydirilmesi bebeğin parmaklarını emmesini engelleyerek huzursuzluğuna neden olabilir. Bebeğin doymadığı kaygısı ile biberon kullanılarak ek besin verilmesi, emziğin şekerli sıvılara ve bala batırılması, bebeğe şekerli bitki çayları verilmesi memeye isteksizlik yaratabilir.
Görüldüğü gibi, başarılı bir emzirmenin birinci kuralı istemek ve gerisini bebeğe bırakmaktır
Bebekler Ne Kadar Uyumalı
Bebekler Ne Kadar Uyumalı
Bebeğinizi melek gibi uyurken izlemek kadar huzur verici ne olabilir ki? Hem bebeğiniz hem de kendiniz için sağlıklı bir uyku düzenini nasıl kurabilirsiniz?
BEBEĞİNİZ NEREDE UYUYACAK?
İlk aylarda bebeğinizi yakınınızda uyutmak isteyebilirsiniz. Hem sık beslenmesi gerektiğinden hem de gözünüzün önünde olması endişelerinizi azaltacağından bu en akılcı yoldur.
Sepet: Her yere taşıyabileceğiniz bir bebek sepeti ilk aylar için tercih edilebilir.
Bebek Yatağı: Yada tercihiniz bir bebek yatağı olabilir, ilk aylarda yatağınızın yanına koyabilir daha sonra bebek odasına taşıyabilirsiniz. Önceleri bebeğiniz içinde küçücük kalabilir ama hızla yatağı dolduracaktır. İki-üç yaşına gelip artık sığmayana kadar bu yatağı kullanabilirsiniz.
Kendi Yatağınız: Bebeğinizi kendi yatağınızda da yatırabilirsiniz. Özellikle emziren anneler için bu gece beslenmesini kolaylaştıracak, eşinize de bebeğiyle yakınlaşma fırsatı yaratacaktır. Fakat çok yorgunken, alkollüyken veya uyku verici ilaç kullanırken bebeğinizi yatağınıza almak riskli olabilir. Yatak örtüleri ve yastıklarınızın bebeğinizin üzerini örtmemesine de dikkat etmelisiniz.
Yatak takımı seçerken:
Bebeğinizin döşeğinin yatağa uygun boyda, sert ve kolay temizlenir olması gerekir.
Üç- dört tane koton çarşaf ve üç-dört tane koton battaniye bulundurun.
Bebeğin uyurken hava almasını engelleyebilecek yorgan, yastık, yatak örtüsü gibi aksesuarları bebek uyurken yatakta bulundurmayın.
BEBEĞİ NE TARAFA YATIRMALI?
Bebeğinizi sırt üstü ayakları yatağının veya sepetinin ayak ucuna gelecek şekilde yatırın böylece battaniyenin altına doğru kayamayacaktır.
Odanın çok sıcak olmamasına dikkat edin, uyurken oda sıcaklığını 18-20 derece dolayında tutmaya çalışın.
Battaniyeyi omuz seviyesinde döşeğin altına, bebeğin yüzünü örtemeyecek şekilde sıkıştırın.
BEBEĞİ NASIL UYUTMALI?
Bebeğinizin doğru uyku alışkanlıklarını şimdiden edinmesi ileride karşılaşabileceğiniz uyku problemlerinin birçoğunu önleyecektir. İlk aylardan bebekler günün çoğunu uykuda geçirir, uykuya kendi kendine geçmeyi bu dönemde öğretmeye başlayabilirsiniz.
Emerken uykuya dalarsa omzunuza alıp sırtını sıvazlayarak yavaşça uyandırın
Uykulu halde fakat uykuya dalmadan önce yatağına yatırın
Üstünü örtüp kendi kendine uykuya geçmesini bekleyin. Böylece ileride gece uykusu bölündüğünde uykulu halde yatağında olması uykuya geçmesi için yeterli olacak; uyuyabilmek için emmeye veya sallanmaya ihtiyacı olmayacaktır.
BEBEK NE KADAR UYUMALI?
Bebeğinizin dinlenmek ve büyümek için yeterli süre uyuması gereklidir ama her bebeğin uyku düzeni farklıdır. Bebeğiniz huzurluysa ve büyüyorsa uyku saatlerini diğer bebeklerle karşılaştırıp, endişelenmeniz gereksizdir. Yenidoğan bir bebek genellikle günün 17 saatini uykuda geçirir (gündüz 8 saat, gece 9 saat kadar). İki aylık bir bebekte bu 3-4 saat gündüz, 12 saat gece olmak üzere 15-16 saate iner.
BEBEĞİNİZ NEREDE UYUYACAK?
İlk aylarda bebeğinizi yakınınızda uyutmak isteyebilirsiniz. Hem sık beslenmesi gerektiğinden hem de gözünüzün önünde olması endişelerinizi azaltacağından bu en akılcı yoldur.
Sepet: Her yere taşıyabileceğiniz bir bebek sepeti ilk aylar için tercih edilebilir.
Bebek Yatağı: Yada tercihiniz bir bebek yatağı olabilir, ilk aylarda yatağınızın yanına koyabilir daha sonra bebek odasına taşıyabilirsiniz. Önceleri bebeğiniz içinde küçücük kalabilir ama hızla yatağı dolduracaktır. İki-üç yaşına gelip artık sığmayana kadar bu yatağı kullanabilirsiniz.
Kendi Yatağınız: Bebeğinizi kendi yatağınızda da yatırabilirsiniz. Özellikle emziren anneler için bu gece beslenmesini kolaylaştıracak, eşinize de bebeğiyle yakınlaşma fırsatı yaratacaktır. Fakat çok yorgunken, alkollüyken veya uyku verici ilaç kullanırken bebeğinizi yatağınıza almak riskli olabilir. Yatak örtüleri ve yastıklarınızın bebeğinizin üzerini örtmemesine de dikkat etmelisiniz.
Yatak takımı seçerken:
Bebeğinizin döşeğinin yatağa uygun boyda, sert ve kolay temizlenir olması gerekir.
Üç- dört tane koton çarşaf ve üç-dört tane koton battaniye bulundurun.
Bebeğin uyurken hava almasını engelleyebilecek yorgan, yastık, yatak örtüsü gibi aksesuarları bebek uyurken yatakta bulundurmayın.
BEBEĞİ NE TARAFA YATIRMALI?
Bebeğinizi sırt üstü ayakları yatağının veya sepetinin ayak ucuna gelecek şekilde yatırın böylece battaniyenin altına doğru kayamayacaktır.
Odanın çok sıcak olmamasına dikkat edin, uyurken oda sıcaklığını 18-20 derece dolayında tutmaya çalışın.
Battaniyeyi omuz seviyesinde döşeğin altına, bebeğin yüzünü örtemeyecek şekilde sıkıştırın.
BEBEĞİ NASIL UYUTMALI?
Bebeğinizin doğru uyku alışkanlıklarını şimdiden edinmesi ileride karşılaşabileceğiniz uyku problemlerinin birçoğunu önleyecektir. İlk aylardan bebekler günün çoğunu uykuda geçirir, uykuya kendi kendine geçmeyi bu dönemde öğretmeye başlayabilirsiniz.
Emerken uykuya dalarsa omzunuza alıp sırtını sıvazlayarak yavaşça uyandırın
Uykulu halde fakat uykuya dalmadan önce yatağına yatırın
Üstünü örtüp kendi kendine uykuya geçmesini bekleyin. Böylece ileride gece uykusu bölündüğünde uykulu halde yatağında olması uykuya geçmesi için yeterli olacak; uyuyabilmek için emmeye veya sallanmaya ihtiyacı olmayacaktır.
BEBEK NE KADAR UYUMALI?
Bebeğinizin dinlenmek ve büyümek için yeterli süre uyuması gereklidir ama her bebeğin uyku düzeni farklıdır. Bebeğiniz huzurluysa ve büyüyorsa uyku saatlerini diğer bebeklerle karşılaştırıp, endişelenmeniz gereksizdir. Yenidoğan bir bebek genellikle günün 17 saatini uykuda geçirir (gündüz 8 saat, gece 9 saat kadar). İki aylık bir bebekte bu 3-4 saat gündüz, 12 saat gece olmak üzere 15-16 saate iner.
3 Nisan 2010 Cumartesi
Bebek Odaları
Çok Ğüzel bebek odaları bebekler için bulunmaz bebek odaları
Etiketler:
bebek odaları,
bebek odası,
bebek odası modelleri
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Sistit, genellikle bir enfeksiyon sonucunda idrar kesesi (mesane)nin iltihaplanmasıdır .Prof.Dr.İbrahim Saraçoğlu Sistit için en faydalı ot...
-
Badminton , açık havanın olumsuz etkilerini önlemek amacıyla genellikle kapalı alanlarda oynanır. Kort 13.40 m uzunluğundadır. Genişlik tekl...
-
Kına Kleopatra zamanından bu yana saç boyamakta başarıyla kullanılagelmiştir. Her ne kadar zamanımızda kimyasal boyalar moda olmuşsa da, bir...
-
Bazı kimseler beden yapıları açısından veya bazı psikolojik ve sosyal sebeplerle şehvet arzularının azalmasını isteyebilirler. Dinimiz...
-
SEZARYEN Eskiden sonuçları anne için tehlikelerle dolu olduğundan çok ender başvurulan sezaryen, günümüzde ameliyat ye uyuşturma teknikler...
-
2009 yazının en moda saçları nasıl olacak? 2009 yazında dağınık topuzları, örgülü saçları, uzun kakülleri, dalgaları ve bukleleri göreceğiz....
-
Rektal kanama genelde tuvalet kağında veya dışkıda parlak kırmızı renginde kan ile kendini belli eder. Büyük abdestinizdeki koyu kırmızı re...
-
uzunluk: minimum 90 maksimum 120 m genişlik : minimum 45 maksimum 90 m uluslarası maçlarda, uzunluk: minimum 45 maksimum 90 m genişlik : m...
-
Böbrek taşını harekete geçiren kimyasal güç avakado yaprağında bulunan "Methhychavicol" dur. Avakado yaprağını kaynatarak elde ede...
-
Teninize uygun parfüm olduğu gibi burcunuza görede parfümünüz olduğunu biliyormusunuz...İşte burcunuza uygun parfümler SU GRUBU (Yengeç,Bal...
Uyarı
Bu site yayınlanan sağlık ile ilgili bilgiler , ziyaretçilerini bilgilendirmek amacıyla yayınlanmaktadır.
Burada yayınlanan yazıların tamamı bilgilendirme amaçlı olup, hiçbir şekilde hekim muayenesi ve konsültasyonunun yerine konulmamalı, hastalık ve diğer sorunlara yönelik teşhis ve tedavi amaçlı olarak kullanılmamalıdır.
Sağlığınızla ilgili acil durumlarda, bekleme süresi sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebileceği için, zaman geçirmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmanızı öneririz.
Genel Kişisel Web
Genel Kişisel Web